Akit'ten Bugün yazarına tehdit gibi yanıt!

“Ama Taraf Gazetesi bizzat Akit’in matbaasında basılıyor.”

Sonra, “Akit’in matbaası” ifadesini değiştirdi; “Dergah Ofset” yaptı..

Dergah Ofset’ten de cevabını alınca, bu sefer “Arslan Matbaacılık” dedi..

Arslan Matbaacılık’tan cevabını alınca yine pes etmedi, “Taraf’ı basan matbaanın adresi, Akit’i basan matbaanın adresi ile aynı”ya çevirdi..

Yakında ne diyecek biliyor musunuz?

“Taraf gazetesi Türkiye’de çıkıyor. Akit gazetesi de Türkiye’de çıkıyor. Hani ilişkiniz yoktu. Bakın ispatladım işte!”

•

Afferin adem, sen ne büyük dedektifmişsin öyle..

Akit ile Taraf’ın aynı matbaada basıldığını büyük bir gazetecilik başarısı olarak araştırıp bulmuşsun..

Ben sana bir ipucu daha vereyim..

Bu gazeteler var ya.. Bu gazeteler, kağıdı da aynı fabrikadan alıyorlar..

Hemen yaz bunu da..

•

Bu adem, sonra da diyor ki, “Taraf’ı basmak ayıp değil!”

Akit’e bir küçücük çamur atarken, kendisinin bulunduğu gazetenin ne kadar çamur içinde yüzdüğünü bildiği için.. “Taraf’ı basmak ayıp değil” diye, düzeltme yapıyor..

Doğru adem, sana göre ayıp değil..

Senin patronuna göre, daha neler neler ayıp değil..

Ama bak Perşembe günkü Akit’e..

Ziraat Bankası’nın reklamı yok..

Senin gazetende var..

Daha nicelerinde var..

Yazmadığın halde savunduğun.. Hocaefendi ile bire bir bağlantılı olduğu bilinen gazetede bile var..

Faiz.. Banka.. Cemaat.. Ve “Hocaefendi’nin, faizin haramlığı ile ilgili vaazları..”

Senin gazeten.. Ve de Hocaefendi’nin gazetesi almış o banka reklamını..

Çamur atmaya kalkıştığın Akit, almamış o reklamı..

Hocaefendi’ye bağlı koskoca grup, Hocaefendi’nin “Haramdır” dediği faiz kurumundan reklamı alıp, parasını kasaya koyuyor.

Sen kalkmışsın, “Akit var ya Akit. İşte o Akit’in yöneticisi, geçen gün birisine selam vermişti. O selam verdiği adam var ya.. Geçenlerde birisini ziyarete gitmişti. O ziyarete gittiği adam var ya..” diye öyle bir senaryo kurmuşsun ki..

Nasreddin Hoca’nın “Tavuğun suyunun suyunun suyu” fıkrası bile, bunun yanında çok ciddi kalır..

Bırak adem bu işleri.. Komik olma..

•

Diyor ki adem, “Akit de Karahasanoğlu’nun üstüne değil.”

Buradan şu sonucu ima ediyor: “Arslan Güneydoğu, Karahasanoğlu’nun!”

O zaman, Bugün gazetesi de Karahasanoğlu’nun üstüne değil. Demek ki Bugün gazetesi de Karahasanoğlu’nun..

Öyle mi adem?

Veya soralım ademe..

Zaman gazetesinin künyesindeki Ali Akbulut kim? Gazetendeki Akın İpek kim?

Hocaefendi niye yok, künyenizde?

•

Bana da özel mesajı var ademin..

Diyor ki, “Bir de Ali Karahasanoğlu’nun ikide bir tekrarladığı ‘dershaneler kapatılamaz diye ayet mi var’ mantığı var. İyi o zaman ‘Akit kapatılmaz’ diye ayet de yok, o zaman Akit’i de kapatalım.”

İşte bunu söyleme adem..

Akit’i kapatırız biz..

14 yıl önce, MHP’nin “Masaya yumruğu vurur, başörtü sorununu çözeriz” diyerek aldığı oylar sonrasında kurduğu koalisyon hükümeti döneminde.. MHP’nin üçüncü adamına söyledik bunu..

“Başörtü sorununu kaç ayda çözmeyi düşünüyorsunuz, söyleyin. Makul bir süre söyleyin. Biz o süre içinde başörtüsünün lafını bile etmeyelim. Hatta gazeteyi bile kapatalım. Yeter ki, çözün bu sorunu” dedik.

Ümmet lehine bir vaad alırsak, gazetenin varlığını “ayet gereği zorunlu” gibi görmeyiz biz.. Kapatırız gazeteyi..

Ama benim korkum, sizden yana adem..

Varsayalım Akit’i kapattık.

Ardından tekrar 28 Şubat rüzgarı esti..

Hocaefendi’yi, Ali Kırca’ya karşı kim koruyacak?

Sen mi? Bankalarla başı dertte olan patronun Akın İpek mi?

Hiçbirisini hayalden yazmıyorum adem.

Yaşanan olaylardan aktarıyorum bunları..

Cemaatin gazetesinde en yetkili ismin, “Biz bile, Hocaefendi’yi sizin kadar cesur savunamadık” sözünden çıkışla söylüyorum bunları..

Akit olmazsa, esecek ilk laikçi rüzgarda, kim savunacak, dindarları?

Akit kapanırsa; Akit’tekilerin kaybedecek cemaatleri yok.. Dershaneleri yok.. Okulları yok.. Baskı ile abone yaptırdıkları öğrencileri yok.. İptali bekleyen maden arama ruhsatı yok. Yok oğlu yok..

Biz kapanırız adem.. Kapanırız da; İslam düşmanları “Höt” deyince, “Kızmayın ne olur.. İsterseniz okullarımızı hemen size devredebiliriz” diyenler ne yapar, onu söyle sen!

ALİ KARAHASANOĞLU / YENİ AKİT