Akit yazarından Hürriyet'e Kerimcan tepkisi: Zaten Türkiye’de star olmak için...
Akit yazarı Ali Osman Aydın, Hürriyet'in bir süredir Türkiye'de yeni bir genç tipi üzerinde çalıştığını iddia etti.
Akit yazarı Ali Osman Aydın, Hürriyet yazarlarını Kermcan Durmaz üzerinden vurdu. Ali Osman Aydın, Hürriyet'in eşcinsellik propagandası yaparak toplumu farklı bir yere sürüklediğini savundu.
İşte Ali Osman Aydın'ın bugünkü yazısından bir bölüm:
Hürriyet’in Eşcinsellik Propagandası ve İkiyüzlülüğümüz
Bir kısım basın ve özellikle Hürriyet gazetesi uzun süredir yeni bir genç tipi üzerinde çalışıyor. Tip derken, Afrin harekatına giderken “Ailene söylemek istediğin bir şey var mı?” sorusuna “Beni beklemesinler!” diye cevap veren aslanı kastetmiyorum. Zira Hürriyet ve avanesi için o aslanın yetiştiği kültür dünyası ilkel ve çağdışı… Bu nedenle, başörtülü çocuklara, her türlü dini eğitime ve dini sembollere faşizan bir modernleşme takıntısıyla düşmanca yaklaşıyorlar. Bu kültürün gencine karşılık da yeni ve ideal kabul ettikleri bir tüketim kültürü tipini, piyasaya sürüyorlar… Bu yeni tipin adı, Kerimcan Durmaz…
Sosyal medya fenomeni olarak ünlenen bu tip, tam da Hürriyet’in kendisinden beklediği gibi modern, laik, dindar(!), tiki ve eşcinsel bileşimi…
Kendi beyanlarından anlaşıldığı kadarıyla bu tip televizyon ve internetle büyümüş tam anlamıyla bir popüler kültür nesli. “Sadece şöhret olmak istiyordum! Bir mekândan çıkarken önümde bir basın ekibi olsun, flaşlar patlasın, ilgi göreyim... Tek isteğim buydu ve oldu.” sözleri bunun bir göstergesi…
O, idolü Kim Kardashian gibi olmak için yanıp tutuşan bir Türk erkeği ya da Türk genci…
Çünkü,“Hayatım boyunca hep onları izledim; hep öyle lüks bir hayatı, o evi ve o zenginliği yaşamak istedim.” diyor.
Topluma popüler kültürü işte bu yüzden dayatıyorlar…
Apple’ın başında bir eşcinsel oturuyor olabilir ama Türkiye şartlarına özgü bu tipin, kalburüstü ve dişe dokunur hiçbir meziyeti yok.
Zaten Türkiye’de star olmak için herhangi bir meziyete ihtiyacınız da yok.
Eşcinsel argosuyla süslü videolarından da anlaşılacağı üzere bu kişinin sadece istismar ederek paraya tahvil ettiği cinsel eğilimi var ve bu, basının onu bağrına basması için yetip artıyor bile.
Öyle popüler ki…
O kadar ciddiye alınıyor ki…
O kadar saygın ki…
Moda yapımlarından talk showlara, haber bültenlerinden magazin programlarına kadar her yerde baş köşede oturtuluyor.
Ertuğrul Özkök, Cengiz Semercioğlu, Can Aydoğmuş, Sinem Vural, Onur Baştürk, Tülay Demir, Melike Karakartal, Ayşe Baykal, Melis Alphan…
Görüldüğü gibi köşesinde onun göz alıcı özelliklerine (!) methiyeler düzmeyen Hürriyet yazarı çok az…
Hürriyet’in haber sayfaları ise daima emrine amade…
Pahalı çantaları, alışveriş yapması hatta kendisi gibi olmak isteyen gençlere “öğütleri” bile Hürriyet, Cumhuriyet ve Kanal D’de haber olmasına yetiyor.
Kendisi hem başarılı hem çalışkan hem de ciddiye alınan biri olup aynı zamanda eşcinsel de olunabileceğini ispat etmek için parlatılarak sunuluyor halka.
Çünkü o kültürü, lüks hayatı ve cinsel eğilimiyle tastamam bir proje.
Türk Gençliğine, “Bakın ve imrenin!” deniyor.
HÜRRİYET KERİMCAN’A SAHİP ÇIKILSIN İSTİYOR
Popüler şarkıcılarla samimi fotoğraflar çekiliyor, ünlülerden pahalı hediyeler alıyor ve gösteri dünyasının meşhurları tarafından övgüye boğuluyor.
Hem, ünlüler dünyasında onu kim, ne adına yadırgayabilir ki?
Gösteri dünyasının ahlaki kriterleri var da bizim mi haberimiz yok?
Hürriyet yazarı Can Aydoğmuş ona verilen büyük desteğin anlam ve önemini anlatmak için şunları söylüyor: “Demet Akalın, Fatih Ürek, Nur Yerlitaş, Seda Sayan ve Seren Serengil gibi ünlülerin de Kerimcan Durmaz’ı desteklemeleri, yaşadığımız bu zaman için bence çok takdir edilmesi gereken bir durum.”
Aydoğmuş Kerimcan’ın tarihi misyonuna da dikkat çekiyor: “LGBT topluluğunun çok büyük bir mücadele verdiği bu günlerde, Kerimcan Durmaz’ın bütün Türk halkına kendini sevdirerek yapmakta olduğu misyon çok değerli.”. Görüldüğü gibi meselenin hiç de masum bir yanı yok.
Aydoğmuş ünlüler dünyasında, cinsel kimliklerle ilgili ikiyüzlülüğü şu cümlelerle itiraf ediyor: “Artık hepimiz maskelerden, sahtelikten bıktık usandık. Ruhumuzu sıkan, özgürlüklerimizi kısıtlayan ve bir türlü dile dökemediğimiz düşünce biçimleri, kalıplar ve yargılardan kurtulmak istiyoruz.”
Bence de kurtulun…
Kurtulun da insanlar kimlerin şarkılarını dinlediklerini, kimlerin dizilerini izlediklerini, kimlerin evlilik maskesiyle cinsel eğilimlerini kamufle ettiğini bilsin.
“Kalıplar ve yargılardan kurtulup” söyleyemediklerinizi “dile dökün ki” toplum kim ve “ne” olduğunuzu iyice anlasın. İzleyerek, dinleyerek kimleri el üstünde tuttuğunu, kimleri zengin ettiğini öğrensin… Hislerinizi “dile dökün ki” ünlüler dünyasında ne kadar kalabalık olduğunuz bilinsin…Bilinsin ki insanlar uyansın ve ünlülerle olan tüm bağlarını kesebilsin…
KERİMCAN’LARIN SIZDIĞI İKİYÜZLÜLÜK GEDİĞİ
Anlaşılan toplum bir kısmı da bu yeni sürüm genç tipi konusunda kararsız. Bir genç twitter paylaşımında, “Eşcinsel olduğumu öğrense beni evlatlıktan reddedecek olan annem, Kerimcan Durmaz’ı seviyor.” diyor. Yani anne Kerimcan’ı takip edecek kadar hoşgörülü ama bir eşcinseli yanı başında görmek istemeyecek kadar da tutucu. Popüler kültürden dolayı bu anne profilinin çok yaygınlaştığını düşünüyorum.
Zaten mesele de burada başlıyor. Popüler kültür sorgulamayı, anlam aramayı gereksiz gördüğü için insanlar kendilerine sunulan ünlülerin kim olduklarına bakmadan hayranlık geliştiriyorlar. Bu hayranlığın nesnesi kimi zaman buradaki gibi bir tip de olabiliyor. Zaten Kerimcan da kendisini takip eden kitlenin ikiyüzlülüğünü vurguluyor röportajlarında. Ancak bu bile videolarının haftada 160 milyondan fazla izlenmesine mani olmuyor. Çünkü toplum meselelere ahlaki bir filtreyle bakmayı reddediyor… Böyle bir tipin takip edildikçe yaygınlaşacak olmasını umursamıyor ve her şeyi bir eğlence olarak görüyor.
Popüler kültürün kötülüğü, adeta bir matruşka gibi…
Ekranda ünlüler yani kuklalar görüyoruz…
Oysa kuklaların arkasında yapımcılar var…
Onların arkasında da büyük kanallar…
Karanlığın daha da arkasında egemenler yani zihin ve duygu mühendisleri var.
Kerimcan, işte bu karanlık mühendisliğin bir ürünü…
Onunla nice Kerimcan’lar üretilmek isteniyor…