Akit yazarı saygı duruşuyla alay etti! "Dünyada komik olaylar listesine girmeye aday"
Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının ardından tam 81 yıl geçti... 10 Kasım 1938 yılında hayata gözlerini yuman Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tüm yurtta saygıyla anılıyor.
Yeni Akit gazetesi yazarı Yaşar Değirmenci ise “10 Kasım: Siren sesi değil, ölümün unutulmama sesi!” başlıklı yazısında Atatürk için 10 Kasım’da bulunulan saygı duruşuyla alay etti.
Yaşar Değirmenci “09.05’te sirenler çalıyor, hayat durduruluyor, arabalarından indiriliyor, saygı duruşuna geçiriliyor. Okullarda ‘bir dakikalık’ saygı duruşunda gülmemek için nefesini tutan öğrenciler, onları gözüyle kaşıyla saygı duruşunun sessizliğine davet eden öğretmen ve idarecilerin çırpınışları. Her 10 Kasım’la özdeşleşen sahneler… ‘Dünyada komik olaylar’ listesine girmeye aday hallerimiz” ifadelerini kullandı.
“SAYGI DURUŞUNA GEÇİRİLEN İNSANIMIZA YAZIK ETMİYOR MUYUZ?”
“Herkes dilediği kutsala ibadet edebilir, bir ölüyü diri yerine koyup ona derdini, problemlerini anlatabilir. Ancaaak bunu kabul etmeyenlere bu dayatma, bu psikolojik baskı, bu tecrit etme, bu aşağılama da neyin nesi? Hani demokrasi tahammül rejimiydi?” diyen Değirmenci şunları yazdı:
“Ne yaparsanız yapın, hayatı durduramazsınız. Ve kendi keyfinize göre de dizayn edemezsiniz. O hayatı siz vermediniz. Hayatı ancak onu yaratan durdurabilir. O da ne zaman isterse…
Hâlâ devam eden; 09.05’de durdurulan, arabalardan indirilen, saygı duruşuna geçirilen insanımıza yazık etmiyor muyuz? İnanın ideolojik olarak bakmıyor, sadece insanımızın sürü muamelesi görmesine, en küçük bir tepkinin bile rejim meselesi haline getirilmesine üzülüyorum. Neredeyse evlerinde iş yerlerindeki insanlarımızı bile bu hâle zorlayacaksınız.
Bu süreç, nereye götürür insanı?
Elbette ki, hakikatin kaybedilmesine. Sahte ve ayartıcı kutsallar, söylemler; hayat tarzları üzerinden bütün insanlığı yok oluş serüveninin eşiğine sürüklüyor. 29 Ekim’de şekli dindar kıyafeti içindeki Müslümana metrobüste yapılan muamele insani miydi? Bu çığırından çıkarılan ‘kutlama’lar, neyin kutlaması! Kendi değerleri verilmeyen, yapay kutsallarla uyuşturulan insanımız ‘cinnet toplumu’ haline getirilmiyor mu?”