Akit falsolu pas attı, Star yazarı köşeye taktı!
Star yazarı Resul Tosun, "Baykal'ın peygamber saygısızlığı" yazısını alıntılayıp “Kaset skandalı, Baykal’ın son rezaletinden daha mı hafifti Resul Bey?” diye soran Akit'e öyle bir cevap verdi ki...
Star gazetesi yazarı Resul Tosun'un, CHP'li Deniz Baykal'ın
peygamberlik müessesine yaptığı saygısızlığı eleştirdiği yazısını
alıntılayan Akit gazetesi, Tosun'u eleştirmek için, “Kaset
skandalı, Baykal’ın son rezaletinden daha mı hafifti Resul Bey?”
diye sordu.
Resul Tosun bugün köşesinden Akit'çilere yanıt verdi.
Resul Tosun, "İktibasın başında attıkları pasta diyor ki
dostlarımız: 'Kaset skandalı, Baykal’ın son rezaletinden daha mı
hafifti Resul Bey?' Bu pas falsolu bir pas oldu ve bana attıkları
bu hatalı pası düzeltmem gerekir diye düşündüm. Cevap veriyorum:
Evet son rezalet, kaset skandalından daha
ağırdır değerli dostlarım" dedi.
Ve ardından da özel hayatın deşifresi sonucu ortaya çıkan kaset
skandalının, peygamberlik müessesine yapılan saygısızlıktan neden
çok daha hafif olduğunu anlatan Resul Tosun, yazısını da Akit'e
çağrı yaparak bitirdi:
"Değerli dostlar, sakın cevap falan vermeyin, polemik için
yazmadım. Attığınız pası değerlendirdim!"
İşte Resul Tosun'un o yazısı:
Yeni Akit gazetesindeki dostlarımız yazılarımı zaman zaman iktibas
ediyorlar. Geçen hafta iki yazımı peş peşe iktibas ettiler.
Kendilerine müteşekkirim. Ancak son yazımdan Çarşamba günü
yaptıkları iktibasın başında bana bir pas verdiler.
Son yazım hatırlayacağınız gibi Baykal’ın peygamberlik müessesesine
yaptığı saygısızlık ve bu saygısızlığı kendince uydurduğu bir tarif
üzerinden sürdürmesine verdiğim tepki idi.
***
İktibasın başında attıkları pasta diyor ki dostlarımız: “Kaset
skandalı, Baykal’ın son rezaletinden daha mı hafifti Resul
Bey?”
Bu pas falsolu bir pas oldu ve bana attıkları bu hatalı pası
düzeltmem gerekir diye düşündüm.
Cevap veriyorum: Evet son rezalet, kaset skandalından daha
ağırdır değerli dostlarım.
Kaset skandalı adamın özel hayatında gizlice irtikap ettiği bir
rezaletin gün yüzüne çıkmasıdır. Şahsını ilgilendirir.
Zaten genel başkanlıktan olmak gibi bir bedel de ödemiştir.
***
O skandalın bir yanı budur.
Bir yanı da o skandalın ortaya çıkış şekliye ilgilidir ki onu
tasvip etmemiz mümkün değildir. Kişilerin özel hayatlarını konut
veya bürolarını izleyip kayıt altına almak ve bunu yaymak ne
insanidir, ne ahlakidir ne de İslâmidir.
Bizim ilkelerimiz arasında insanların özel hayatlarını gözetlemek
yoktur, inancımıza göre de haramdır. Hasmımız da olsa insanların
özel/gizli hayatlarını gözetlemek biz Müslümanların ilkelerine
aykırıdır.
Dinimiz insanların özel hayatlarını gözetlemeyi yasaklamıştır.
Kuran’dan hadisten ve mezhep imamlarından nakiller yapabilirim ama
bu sütun onlara yetmez.
***
Kaset skandalı da Baykal’ın özel hayatının gözetlenmesidir. Gayr-i
meşru ilişkiyi elbette ki onaylamamız mümkün değildir ama o
rezaletin kaydedilip yayınlanması da en az Baykal’ın ki kadar
skandaldır.
Hayır, mesele milli bir mesele olsa kamu yararı derim ama adamın
uçkur meselesini faş etmek kim olursa osun Müslüman’a yakışmaz!
Ayrıca din istismarcılarının yatak odalarını gözetlemeleri, mahrem
kayıtlar yapıp muhataplarını tehdit etmeleri, din adına tevessül
edilen en büyük rezaletlerden biridir!
***
Baykal’ın peygamberlik kurumuna yaptığı hakaret ise o skandaldan
daha ağırdır. Çünkü Baykal bu hakareti kameraların karşısında
yapmış, en azından özür dileyerek bedel ödemesi gerekirken ikinci
bir açıklama ile yine kameralar karşısındaalenen Müslüman
mahallesinde salyangoz satmıştır. Hakaretine kendince uydurduğu bir
peygamberlik tarifi üzerinden devam etmiştir, hâlâ da bedel
ödememiştir.
O yüzden kaset skandalından daha ağırdır!
Dolayısıyla gizli/özel hayatın deşifre edilmesini muhatap Baykal da
olsa doğru bulmam ama umumi ilgilendiren bir hususta aleni
hakaretin cevapsız kalmaması gerekir diye düşünüyorum.
Öyle zannediyorum ki Baykal bu hakaretinin bedelini 16 Nisan’da
ödeyecek daha doğrusu halk ödetecek!
Değerli dostlar, sakın cevap falan vermeyin, polemik için yazmadım.
Attığınız pası değerlendirdim!