Akil insanlara ne olacak?
Hülya Koçyiğit Almanya’da festival açılışında protesto edildi. Soru şu: AKP gidince akil insanlara ne olacak? Murat Tolga Şen yazıyor.
AKP iktidarının günleri sayılı… Bunu bir muhalif olarak yazmıyorum,
alenen gördüğüm şey bu… Tapeler bu kadar kirli ve inkar edilemez
şekilde etrafa saçılmışken ve çok daha şiddetlilerinin karşımıza
çıkacağı söylenirken, hükümet kanadının da yangına körükle gidip
ülkeyi bambaşka gerilimlere sürüklemesi ve kendisine oy vermemiş ya
da eleştiren her vatandaşı terörist, vatan haini vs. ilan etmeye
kalkışmasının elbet bir karşılığı olacak.
Halk bedelini ödüyor, babalar gaz fişeğiyle vurulmuş çocuklarını
gömüyor, o bile miting malzemesi oluyor. Siyasiler de bedel öder…
En iyi senaryoda artık koltuklarını terkederek sıradan insanlar
gibi yaşamaya başlarlar ancak bunun için de temiz siyaset yapmış
olmaları şart. Günümüz toplumu artık sürekli sorgular vaziyette,
geçmişin hesaplaşmaları yarım bırakılmıyor.
19. Nürnberg Türkiye – Almanya Film Festivali için birkaç günlüğüne
yurtdışına çıktım. Orada da seçim atmosferi vardı. 17 Mart Pazar
günü Nürnbergliler belediye başkanlarını seçtiler ve festivalin
açılışında da konuşan esprili Ulrich Mally’i 6 yıl daha belediye
başkanı olarak tayin ettiler.
Seçimden önceki günler, ülkemdekini aksine, son derece sakindi.
Birkaç ilan panosu dışında görüntü ve ses kirliliği yaşanmadığı
gibi, kimsenin kimseyi boğazladığına şahit olmadım. Almanlar ve
orada yaşayan diğerleri, havanın güzel olmasını da fırsat bilerek
sokaklara atmıştı kendini… Bratwurstlarını, Nürnbergerlerini
yiyip biralarını içiyordu. Tüm şehir öylesine sakin ve huzur
doluydu ki… Değerli sinemacılarımızdan Reis Çelik’le sırtımızı
güneşe vermiş otururken “Yüksek sesle konuşmayı unutmuşlar ya da
gerçekten ihtiyaçları yok” diye düşündüm.
Türkiye’den gelen ve Nürnberg’de yaşayan toplumda ise ülkemizdeki
hassasiyetlerin izdüşümlerini gördüm. Kalabalık Berkin için
toplanmıştı. Aynı uçaktan indiğimiz akil insan Hülya Koçyiğit
festival açılışı sırasında protesto edildi. Kendisinin de katıldığı
basın toplantısında da “Tüm bu yaşananlardan sonra içiniz rahat
mı?” kabilinde sorular geldi. O bunu “halkların kardeşliği” adına
yaptığını söyledi ve bir pişmanlık duymadığını belirtti. Gerçekten
de Kürt ve Türk halklarının birlikteliği adına çaba göstermek
gerekiyor ancak konuştuğum insanlar bunun AKP’nin bir manevrası
olduğunu ve sanat camiasından insanların buna alet olmasından
üzüntü duyduklarını belirtiyorlar. “Almanya Acı Vatan’ı kaç kez
izledim bilmiyorum, onu çok severdim ama bizi sattı. Bir daha asla
onun filmlerini izlemeyeceğim” diyor Nürnbergli bir Türk…
Bunlar yaşanırken ülkemde de karşıt görüşlü insanlar metroda,
vapurda birbirinin boğazına sarılmakla meşgul. Başbakan kazana
sürekli daha fazla odun attığı bir şiddet trenine çeviriyor
ülkeyi…
Nasıl sona erecek tüm bunlar bilemiyorum ancak yenilgi kaçınılmaz
olduğunda “yetmez ama evet” tayfası ve hükümetin akil insanlarının
bir nefret duvarına çarpacaklarını düşünüyorum. Kalpleri ve
vicdanlarıyla hareket etmiş olsalar, bu misyonu hükümet üstü bir
görev olarak düşünmüş olsalar bile karşılarına çıkacak tepkiler bu
yönde… Halk çektiği sıkıntılar yüzünden birileriyle mutlaka
hesaplaşmak istiyor. Ya siyasi kanatta hesaplaşacak kimseyi
bulamazlarsa? O zaman tepki, gerçekten vicdanla hareket etmiş
olsalar bile, AKP'nin ipiyle kuyuya inenlere yönelebilir. Umarım
olmaz...
Sezen Aksu örneğinde olduğu gibi… Bundan 10 yıl önceki
algılanışından çok farklı bir yerde duruyor. Artık sanatı değil
siyasi duruşu, daha doğrusu aldanışı konuşuluyor. “Yetmez ama
Evet”çi tayfayı anlamakta ben de güçlük çekiyorum açıkçası… Çok
sevdiğim muhalif bir sinemacının cemaat gazetesine röportaj
verirken “yetmez ama evet”çi olduğunu açıklaması ağırıma
gidiyor.Referanduma EVET çıkaranların %58’inin en az 8’ini
oluşturanların “çok bilen”lerden olması, o aldanışın yol açtığı
zalimliğin bizi yakıp kavurması…
Herkes yazarak tepki vermez, veremez. Bu seçim sonuçlarından sonra
ülkede yaşamak bazıları için sıkıntılı olacak gibi görünüyor. O
yüzden sorumluluk alanlar, kanaat önderliğine soyunanlar samimi bir
özeleştiri yapıp gerekirse halktan özür dilemeli…
Birileri gidecek ama biz küs kalacağız… Barışmak zorundayız!
MURAT TOLGA ŞEN / [email protected]