16 Ara 2017 13:31 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 01:52

Akif Beki'den 'Ömer Dinçer' tepkisi: Habertürk'te yazmayı sanki keyfinden bıraktı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde Başbakanlık Müsteşarlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı görevini yürüten Ömer Dinçer, Habertürk'teki yazılarını sonlandırmıştı.

Karar yazarı Akif Beki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde ilk müsteşarı olan Ömer Dinçer'in HaberTürk'teki yazılarını sonlandırması hakkında, "Gazeteden yapılan açıklamaya göre kendi takdiriyle bırakmış. Ama sanki keyfinden mi bıraktı yazmayı" dedi. Fatih'teki "Sanki Yedim Camii"nin hikâyesini anlatan Beki, "Dinçer, soluğu Sanki Yedim Camisi’nde almasın da ne yapsın" ifadesini kullandı.

Beki'nin "Sanki Yedim Camii" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Bir bayram günü ziyaret etmiş, önünde çektirdiğim fotoğrafı da koyup altına şunu yazmıştım:

“İlk hayırseveri, ‘sanki yedim’ diyerek boğazından kestikleriyle yaptırmış. Bir tevazu ve samimiyet anıtı gibi...

Üstünüze basan mağrur yükseltilerden, gökdelenlerin riyakar büyüklenmelerinden, kibirli mimari çalımlardan fenalık geldiyse... Atın kendinizi ‘Sanki Yedim Camisi’ne.

İhtişamı, görkemi, gösterişi ‘Desinler’ diye değil ‘Sanki Yedim’ diye yapılmasında...

Sanki keyfinden bıraktı

‘Hocam’ diye seslenilmesini ‘Sayın Bakan’ hitabına tercih eden ‘Prof. Ömer Dinçer, bunun üzerine bir hatırasını paylaşmıştı.

Mesajı duruyor hala, diyordu ki:

“Fatih’te, Sanki Yedim Camii sokağında üç yıla yakın oturdum. Bir de imamı vardı; gösterişsiz, kalın sesli ama dinledikçe insanın içine işleyen bir Kuran okurdu ki sorma...Dinlerken zamanın nasıl geçtiğini ve yorulduğunuzu anlamazdınız...”

Başbakanlık Müsteşarlığı ve bakanlık görevlerinde bulunmuş Hoca’nın, Habertürk’teki yazılarına son verdiğini öğrendim de ondan geldi aklıma.

Gazeteden yapılan açıklamaya göre kendi takdiriyle bırakmış. Ama sanki keyfinden mi bıraktı yazmayı!...

Yok mu şu yorgunluklar, hani hafakanlar basar da üstünüze, çareyi ara vermekte bulursunuz ya...

Yorgunluk be, Sanki Yedim Camisi’ndeki lahuti havaya sığınmaktan başka çare bırakmayan şu kahrolası yorgunluk işte...

Yorgun düşürülmese Ahmet Taşgetiren de hala yazıyor olmaz mıydı bugün?

Köşesini keyfinden kapatmıyordur Hoca. Keyif komasına girmekten değil yorgunluktandır o, yorgun demokratlıktan.

Soluğu Sanki Yedim Camisi’nde almasın da ne yapsın!