Akif Beki'den Ertuğrul Özkök'e yanıt: Aman da tutmayın Özkök'ün sağduyusunu!
Akif Beki, "Trump ve Putin'e karşı neden suskunuz" diye sordu. Özkök, "Gaz verme Akif" dedi. Beki'den Özkök'ün bu çağrısına iğnelemeli bir cevap geldi.
Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki önceki gün İslam karşıtı
açıklamaları nedeniyle Trump, 5 askerimizi şehit eden "kazaen"
bombalama nedeniyle Putin'e karşı neden hibirşey olmamış gibi
davranıldığını sorgulamış, dün de Ertuğrul Özkök "gaz verme Akif"
diye çıkışmıştı...
Akif Beki bugün Ertuğrul Özkök'e cevap verdi...
"Komşum Özkök’e bir sağduyu geldi, bir sağduyu geldi ki tutabilene
aşkolsun" diyen Akif Beki, "Ortası yok mu komşu bunun; taşkın
seller gibi coşup celallenmemenin alternatifi, muhatap ne yaparsa
yapsın suspus alttan almak mıdır?" diye sordu...
İşte Akif Beki'nin bugünkü yazısı:
AMAN DA TUTMAYIN ÖZKÖK'ÜN SAĞDUYUSUNU!..
PYD’yi terör örgütü kabul etmedikleri için AB ile ABD’ye
demediğimizi bırakmadık.
PKK’yı bile terör örgütü görmeyen Rusya’ya bir çift lafımız da mı
olmasın? ‘Ayıp oluyor ama birader’ de mi demeyelim?
Sınırımızı geçen bir Rus uçağını istemeden düşürdük diye Putin ne
dertler açtı başımıza, hepsini çektik.
Rus jetleri El Bab’da yanlışlıkla askerlerimizi vurdu, iki gün asık
suratımızı da mı çekmesin, bir özür de mi dilemesin?
Hepi topu buydu söylediğim...
NE DEDİM DE DARILDIN KOMŞU
Kolbaşının küheylanı gibi yine de şahlanalım, gününü gösterelim,
kabadayılık taslayalım da hele bir Türkiye’nin gücü neymiş görsün
Ruslar filana vardırmadım.
Kulaklarını değil ama az dikkatlerini çekelim... Had bildirmeyelim
ama kendimizi de hiçe saydırmayalım... Karizmalarını çizmeyelim ama
façamızı bozmalarına da müsaade etmeyelim... Boy ölçüşmeyelim ama
Suriye’de kırmızı çizgilerimizi paspasa da çevirtmeyelim demekle
kaldım.
Öyle ya; meydanı tümden boşaltırsak kim tepemize çıkmamazlık eder
ki?
Yüz verdiler bari astar istemeyeyim diye duracak, ileri gittim diye
mahcubiyet yaşayacak, trajik bir kazaya yol açtım diye karşımızda
ezilip büzülecek süper güç nerede?
‘Rusya meydanı o kadar da boş bulmasın’a getirdim.
‘Papucun o kadar da ucuz olmadığını hissettirelim’e bağladım.
Çiğnemeyelim ama çiğnetmeyelim de... Ezmeye kalkışmayalım ama
kendimizi ezdirtmeyelim de... Diklenmeden dik duralım dedim
velhasıl.
BİR DE NE GÖREYİM, KÜLAHLARI DEĞİŞMİŞİZ
Sanki bunca senedir reelpolitik’ten şaşmayalım, düşman
çoğaltmayalım, yedi düvele birden meydan okumayalım, hamaset
şehvetine kapılmayalım, gücümüzün üstünde dış politika
kovalamayalım, maceradan uzak duralım diyen ben değilmişim
gibi...
“Merkel’e bastık kalayı, Obama’nın aldık tozunu, çektik ayar üstüne
ayarı, ‘Ey ey’ nidalarıyla inlettik meydanları, sonuç ortada, bak
ne geçti elimize” diyor komşum.
Sanki Putin’i yakasından tutup silkeleyelim, fırsat bu fırsat
atalım kafayı da şu Rus ordusuyla bir savaşa girelim, şamar
oğlanına çevirelim diye olmadık dolduruşlara getiriyormuşum
gibi...
“Bağır çağır fırçalayarak, sabah akşam azarlayarak Rusya’yla da mı
bozuşalım, bırak en azından Putin’le dost kalalım” diyor
komşum.
Sanki Rusya’yla aramızı iyi tutalım, dost geçinelim diyen... Bu
amaçla kurulmuş Türk-Rus Toplumsal Forumu Medya Komitesi’nin
eşbaşkanlığını üstlenen ben değilmişim gibi...
“Doldur babam doldur, kaşıma bırak, vurdularsa kazayla vurdular, ne
gidiyorsun üstüne” diye bana karşı hükümeti savunuyor, Rusları
tutuyor güya.
O sıyrılıp üstümden arayı düzeltsin ben çırak çıkayım, ona
Moskova’nın yolları ben uzaktan bakayım istiyor.
YİNE AÇIKTA KALAN BEN OLDUM
Komşum Özkök’e bir sağduyu geldi, bir sağduyu geldi ki tutabilene
aşkolsun.
Hızını alamayıp beni iktidarı gaza getirmekle suçluyor.
Ankara’yı hem de referandum üzeri, ucuz popülizm dolmuşuna
bindirmeye, rüzgâr yaptırmaya çalışıyormuşum... Ha bire gaz
veriyor, her fırsatta kışkırtıyormuşum gibi gösteriyor beni.
Sanki bunca senedir dış politika üzerinden iç siyaset yapmayalım,
sonra pahalıya patlıyor diye uyarmaktan dilinde tüy biten ben
değilim.
Ortası yok mu komşu bunun; taşkın seller gibi coşup celallenmemenin
alternatifi, muhatap ne yaparsa yapsın suspus alttan almak
mıdır?
Eşit ilişki, eşitler arası bir diyalog kurulamaz mı Rusya’yla?
Papaz olmadan da hakkımızı aramak, sesimizi yükseltmeden de
hukukumuzu korumak mümkün olamaz mı?