04 Ara 2016 08:32
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:13
Akif Beki: Pardon, Doğan Grubu FETÖ'cü mü dediniz, pardon bir dakika!
"FETÖ’yle mücadeleyi kullanarak medyayı dizayn etmek değilse eğer nedir bu?"
Hürriyet yazarı Akif Beki, Doğan Holding'in Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu gözaltına alınmasının ardından hükümete yakınlığıyla bilinen medya kuruluşları tarafından bir kampanya başlatıldığını ileri sürdü. İsim vermeden eski Star yazarı Cem Küçük'ün "Basın aleminde bir dönemin sonuna yaklaşıyoruz. Medya tarihinde önemli bir dönemece girdik" şeklindeki sözlerini hatırlatan Beki, "Gözüm bir yerden ısırıyor bu cayırtıları, yabancı değil bu kampanya... Ergenekon’la mücadele de böyle böyle araçsallaştırılmıştı. Birileri şimdi FETÖ’yle mücadeleyi de aletleştirme peşinde" diye yazdı.
Eski Star yazarı Cem Küçük de, kişisel Twitter hesabından "Barbaros Muratoğlu demek Aydın Doğan demektir. Muratoğlu, Doğan'ın FETÖ işlerini yaptı 2011-16 dönemi. Arkadaşlar basın aleminde bir dönemin sonuna yaklaşıyoruz. Medya tarihinde önemli bir dönemece girdik" paylaşımı yapmıştı.
Akif Beki'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (4 Aralık 2016) nüshasında yayımlanan 'Doğan Grubu FETÖ'cü mü dediniz, pardon bir dakika!' başlıklı yazısı şöyle:
Bu yaygaraları gözüm bir yerden ısırıyor.
FETÖ’yle mücadeleyi araçsallaştırma belirtileri bunlar.
‘Doğan Grubu’na FETÖ operasyonu’ diye başladı.
‘FETÖ’nün medya ayağına operasyonun eli kulağında, sırada başka gruplar da var’ çığırtkanlıklarıyla sürüyor.
Bir yerden ısırıyor gözüm, yabancı değil bu kampanya...
Darbecilerle mücadele de böyle böyle amacından saptırılmamış mı... ‘Ergenekon’un medya ayağı tasfiye ediliyor’ denile denile rayından çıkartılmamış mıydı?
* * *
Ergenekon davaları polisi, yargıyı, orduyu, medyayı ve en nihayet siyaseti dizayn etmek için araçsallaştırıldı.
İktidar aldatıldığını fark ettiğinde, kumpasa uyandığında artık çok geçti.
Kurumlar içeriden çökertilmiş, devlet kuşatılmıştı.
Oysa zamanında mağdurların sesine kulak verilse, muhalefetin eleştirilerinde haklılık payı aransa böyle mi olurdu?
* * *
Kumpas kendisine uzanmadan anlayamadı iktidar.
Gazeteciler uyduruk gerekçelerle alındığında, ‘dost’ uyarıları bile duyulmadı.
Tutuklu yargılamalar cezalandırmaya dönüştü, özel yargı yetkisi kötüye kullanıldı, polis keyfi uygulamalara girişti...
‘Yapmayın etmeyin, bu kadarı da olmaz, çığırından çıkartmayın’ sesleri yine duyulmadı.
Suç ve sahte delil uydurmalar düzmece ihbarları izledi...
Nasıl bir melanete sürüklendiğimiz hâlâ görülmedi.
Adım adım böyle MİT krizine, oradan da 17-25 Aralık’a gelmedik mi?
* * *
Ben erken uyananlardanım.
İkna olmadığım yargı tasarruflarına sessiz kalmadım, polisiye uygulamalara karşı çıktım.
Bütün bunları da Doğan Grubu’nun gazeteleri Radikal ve Hürriyet’te yaptım.
Hakkımda iftira kampanyaları düzenlendi, saldırılara uğradım, gözdağı ve sindirme operasyonlarına maruz kaldım.
Telefonum yasadışı dinlendi, dönemin Başbakanı Erdoğan’la illegal ses kaydım bile yayınlandı.
Gülen ve avaneleri tarafından dava edildim.
Fakat benimki özel bir durum değildi.
Doğan Grubu, astronomik vergi cezası dahil, ele geçirilen devlet gücü ve yargı sopasıyla ezilmek, sindirilmek, devşirilmek istendi.
FETÖ canavarının insafına terk edilmişti medya, istediği gibi oynuyordu.
Ve kadere bakın ki...
Dün FETÖ’nün zulmüne uğrayanlar, bugün FETÖ’cülükle suçlanıyor.
Dün FETÖ’nün mağduru olanlar, bugün FETÖ soruşturmalarında sanık sandalyesine oturtulmak isteniyor.
Dün FETÖ tarafından Ergenekon’un medya ayağı diye tasfiye edilmek istenenler, bugün FETÖ’nün medya ayağı diye tasfiye edilmeye çalışılıyor.
* * *
Doğan Holding’in Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu gözaltına alındı ya...
Bir yaygaradır gidiyor.
Gözüm bir yerden ısırıyor bu cayırtıları.
Ergenekon’la mücadele de böyle böyle araçsallaştırılmıştı.
Birileri şimdi FETÖ’yle mücadeleyi de aletleştirme peşinde.
Ne olacağını görmek için düne bakmaları yeterli.
Dün ne olduysa aynısı olacak.
Ergenekon’la mücadele nasıl sulandı, inandırıcılığını nasıl kaybetti, nasıl mağduriyetlere yol açtıysa...
Bu art niyetler de FETÖ’yle mücadeleyi sulandırmaktan, inandırıcılığını sarsmaktan, havayı daha da zehirlemekten, faturası yarın çıkacak yeni mağduriyet ve utançlara yol açmaktan başka bir işe yaramayacak.
* * *
Yabancı değil, gözüm bir yerden ısırıyor bu yöntemi.
Geçmişten hiç ders alınmadıysa bile 15 Temmuz direnişinde medyanın topyekûn takındığı tavrın da mı hatırı yok?
CNN Türk ve Hürriyet gazetesi darbeciler tarafından basılmadı mı o gece?
Cumhurbaşkanı Erdoğan üstüne basa basa, bugün hedefe konan medya gruplarının duruşunu övmedi mi?
Tarihin seyrini, darbe girişiminin kaderini değiştirmedeki rollerinden dolayı bu gruplara tek tek teşekkür etmedi mi?
Ne değişti de bu gruplar şimdi FETÖ’nün medya ayağı oldu, iktidar taraftarı yayınlarda hedef gösterilir hale geldi?
FETÖ’yle mücadeleyi kullanarak medyayı dizayn etmek değilse eğer... Nedir 15 Temmuz kahramanı medya organlarını ‘sıra sizde’ diyerek tehdit etmenin motivasyonu?
Eski Star yazarı Cem Küçük de, kişisel Twitter hesabından "Barbaros Muratoğlu demek Aydın Doğan demektir. Muratoğlu, Doğan'ın FETÖ işlerini yaptı 2011-16 dönemi. Arkadaşlar basın aleminde bir dönemin sonuna yaklaşıyoruz. Medya tarihinde önemli bir dönemece girdik" paylaşımı yapmıştı.
Akif Beki'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (4 Aralık 2016) nüshasında yayımlanan 'Doğan Grubu FETÖ'cü mü dediniz, pardon bir dakika!' başlıklı yazısı şöyle:
Bu yaygaraları gözüm bir yerden ısırıyor.
FETÖ’yle mücadeleyi araçsallaştırma belirtileri bunlar.
‘Doğan Grubu’na FETÖ operasyonu’ diye başladı.
‘FETÖ’nün medya ayağına operasyonun eli kulağında, sırada başka gruplar da var’ çığırtkanlıklarıyla sürüyor.
Bir yerden ısırıyor gözüm, yabancı değil bu kampanya...
Darbecilerle mücadele de böyle böyle amacından saptırılmamış mı... ‘Ergenekon’un medya ayağı tasfiye ediliyor’ denile denile rayından çıkartılmamış mıydı?
* * *
Ergenekon davaları polisi, yargıyı, orduyu, medyayı ve en nihayet siyaseti dizayn etmek için araçsallaştırıldı.
İktidar aldatıldığını fark ettiğinde, kumpasa uyandığında artık çok geçti.
Kurumlar içeriden çökertilmiş, devlet kuşatılmıştı.
Oysa zamanında mağdurların sesine kulak verilse, muhalefetin eleştirilerinde haklılık payı aransa böyle mi olurdu?
* * *
Kumpas kendisine uzanmadan anlayamadı iktidar.
Gazeteciler uyduruk gerekçelerle alındığında, ‘dost’ uyarıları bile duyulmadı.
Tutuklu yargılamalar cezalandırmaya dönüştü, özel yargı yetkisi kötüye kullanıldı, polis keyfi uygulamalara girişti...
‘Yapmayın etmeyin, bu kadarı da olmaz, çığırından çıkartmayın’ sesleri yine duyulmadı.
Suç ve sahte delil uydurmalar düzmece ihbarları izledi...
Nasıl bir melanete sürüklendiğimiz hâlâ görülmedi.
Adım adım böyle MİT krizine, oradan da 17-25 Aralık’a gelmedik mi?
* * *
Ben erken uyananlardanım.
İkna olmadığım yargı tasarruflarına sessiz kalmadım, polisiye uygulamalara karşı çıktım.
Bütün bunları da Doğan Grubu’nun gazeteleri Radikal ve Hürriyet’te yaptım.
Hakkımda iftira kampanyaları düzenlendi, saldırılara uğradım, gözdağı ve sindirme operasyonlarına maruz kaldım.
Telefonum yasadışı dinlendi, dönemin Başbakanı Erdoğan’la illegal ses kaydım bile yayınlandı.
Gülen ve avaneleri tarafından dava edildim.
Fakat benimki özel bir durum değildi.
Doğan Grubu, astronomik vergi cezası dahil, ele geçirilen devlet gücü ve yargı sopasıyla ezilmek, sindirilmek, devşirilmek istendi.
FETÖ canavarının insafına terk edilmişti medya, istediği gibi oynuyordu.
Ve kadere bakın ki...
Dün FETÖ’nün zulmüne uğrayanlar, bugün FETÖ’cülükle suçlanıyor.
Dün FETÖ’nün mağduru olanlar, bugün FETÖ soruşturmalarında sanık sandalyesine oturtulmak isteniyor.
Dün FETÖ tarafından Ergenekon’un medya ayağı diye tasfiye edilmek istenenler, bugün FETÖ’nün medya ayağı diye tasfiye edilmeye çalışılıyor.
* * *
Doğan Holding’in Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu gözaltına alındı ya...
Bir yaygaradır gidiyor.
Gözüm bir yerden ısırıyor bu cayırtıları.
Ergenekon’la mücadele de böyle böyle araçsallaştırılmıştı.
Birileri şimdi FETÖ’yle mücadeleyi de aletleştirme peşinde.
Ne olacağını görmek için düne bakmaları yeterli.
Dün ne olduysa aynısı olacak.
Ergenekon’la mücadele nasıl sulandı, inandırıcılığını nasıl kaybetti, nasıl mağduriyetlere yol açtıysa...
Bu art niyetler de FETÖ’yle mücadeleyi sulandırmaktan, inandırıcılığını sarsmaktan, havayı daha da zehirlemekten, faturası yarın çıkacak yeni mağduriyet ve utançlara yol açmaktan başka bir işe yaramayacak.
* * *
Yabancı değil, gözüm bir yerden ısırıyor bu yöntemi.
Geçmişten hiç ders alınmadıysa bile 15 Temmuz direnişinde medyanın topyekûn takındığı tavrın da mı hatırı yok?
CNN Türk ve Hürriyet gazetesi darbeciler tarafından basılmadı mı o gece?
Cumhurbaşkanı Erdoğan üstüne basa basa, bugün hedefe konan medya gruplarının duruşunu övmedi mi?
Tarihin seyrini, darbe girişiminin kaderini değiştirmedeki rollerinden dolayı bu gruplara tek tek teşekkür etmedi mi?
Ne değişti de bu gruplar şimdi FETÖ’nün medya ayağı oldu, iktidar taraftarı yayınlarda hedef gösterilir hale geldi?
FETÖ’yle mücadeleyi kullanarak medyayı dizayn etmek değilse eğer... Nedir 15 Temmuz kahramanı medya organlarını ‘sıra sizde’ diyerek tehdit etmenin motivasyonu?