25 Eyl 2007 10:31 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:50

AK PARTİ'YE SINIRSIZ DESTEK VERDİĞİNİ İDDİA ETTİĞİ İSİMLERİ TEK TEK SIRALAYAN ÖZKÖK, "BABIALİ'DE TERÖR ESTİREN CEMAAT" TESPİTİNDE BULUNDU!..PEKİ KİM BUNLAR?..

Bir haftadır gazetelere, internet sitelerine bakıyorum.Çok azı hariç, neredeyse bütün gazetelerin köşe yazarları, Hürriyet´e yükleniyor.Hakaret edenini mi ararsınız, bizi darbecilikle suçlayanını mı?..

Kayıtsız şartsız ilk 11 mi


BİR haftadır gazetelere, internet sitelerine bakıyorum.Çok azı hariç, neredeyse bütün gazetelerin köşe yazarları, Hürriyet´e yükleniyor.

Hakaret edenini mi ararsınız, bizi darbecilikle suçlayanını mı?..

Aşağılayanını mı, alay edenini mi?..

Anlaşılıyor ki, büyük bir suç işlemişiz.

Suçumuz da güya "sivil" diye bize zorla dayatılmak istenen Anayasa taslağına karşı çıkmaya cüret etmek.

22 Temmuz zaferini kazandılar ya, uzlaşma sözüne rağmen, Gül´ü Çankaya´ya çıkarttılar ya...

Şimdi sıra, kafalarındaki Anayasa´yı da bize zorla kabul ettirmek.

Doğru kuralı askerler koymuştu: "Anayasa´yı muzafferler yapar."

Biz buna karşı çıkıyoruz. Sonunda bir hezimete daha mı uğrarız.

Uğrayalım. Hiç fark etmez.

Fikrimizi söylemeye devam edeceğiz.

Onlar da en iyi bildikleri şeyi yapmaya devam etsinler.

Yani hakaret etmeye, darbecilikle suçlama terörü yaratmaya ve alay etmeye...

Anayasa tartışmasında, herkesten aynı zarafeti, aynı zekáyı, aynı demokratik anlayışı bekleme hakkımız yok.

* * *

Cengiz Çandar geçen hafta Referans Gazetesi´nde, "İkinci Cumhuriyetçiler"den oluşan bir milli takım kadrosu yaptı.

Bu kadroya baktım, şu isimler yer alıyor:

"Cengiz Çandar, Mehmet Barlas, Hasan Cemal, Murat Belge, Etyen Mahçupyan, Orhan Pamuk, Mehmet Altan, Eser Karakaş, Şahin Alpay, Mehmet Ali Birand, Ali Bayramoğlu."

Neredeyse hepsi şahsen tanıdığım, geçmişte ve halen dostluğumuz olan insanlar.

Hepsinin entelektüel kapasiteleri, aydın kişilikleri tartışma götürmez.

Yani onları, ötekilerden ayırıyorum.

Tesadüf, Çandar o yazıyı yazdıktan bir gün sonra Haluk Şahin, "Radikal" Gazetesi´nde, bana göre son günlerin en önemli yazılarından birini yazdı.

Ülkemizin geleceği hakkında kafa yoran herkese bu yazıyı okumalarını tavsiye ederim.

* * *

Haluk Şahin yazısına şu soruyla başlıyor:

"Liberallerin AKP´ye verdiği destek ne zaman sona erer? Yoksa bu destek kayıtsız şartsız mıdır?"

Tezi de şöyle:

"İslamcı kökenli AKP, liberallerin düşünsel ve polemiksel desteği olmadan bugünkü konumuna gelemezdi."

Devam ediyor:

"Liberaller diye bir öbekte topladığım aydınlar, bu partinin Batı´ya ve Avrupa Birliği´ne uzanan köprüsü görevini gördü. Onların Batı´da anlaşılması zor yerel kavramlarını, Batı´nın liberal terminolojisine çevirdi, onlara evrensellik ve çağdaşlık aşısı yaptı... Böylece o düşüncelere ve savunanlarına meşruiyet kazandırdı.

Ayrıca, sistemin laiklik konusunda çok duyarlı kesimleriyle ideolojik mücadeleye girerek onları hırpaladı, yol açıcılık işlevi gördü. Entelektüel donanımları sınırlı İslamcılar ve AKP bundan çok yararlandı. Yararlanıyor.

Bu yüzden, liberallerin desteğini kaybetmiş ya da onlar tarafından sorgulanmaya başlanmış bir AKP´nin özellikle Avrupa´da kendisini savunmakta çok güçlük çekeceğine şüphe yok. Bunun getireceği şüphe ortamının ve yalnızlaşmanın iç politikadaki yansımaları ağır olur."

* * *

Benim bu desteğe hiç itirazım yok.

AKP´nin yaptığı, kendimce olumlu gördüğüm birçok icraatına ben de destek verdim.

Ama yukarıda ilk 11´ini verdiğim aydın kadrosuna şunu sormak istiyorum:

AKP´ye verdiğiniz destek sınırsız mıdır?

Endişem şu:

Bir zamanlar İranlı aydınların yaptığı gibi, sınırsız destek verdiğiniz