Dünya
30 Mayıs 2022 20:55 Son Güncelleme: 30 Mayıs 2022 21:01

AK Parti'den İsveç ve Finlandiya'ya NATO resti: "Müzakere kapısı açık şartlar belli"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya başvuru sürecine ilişkin "Teröre destek veren ülkeler NATO'yu zayıflatır" ifadelerini kullanan Sözcü Çelik, iki ülkeye net mesaj gönderdi. AK Parti Sözcüsü, "Müzakere kapısı açık şartlar belli." dedi.

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) 17:45'te Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantı sonrası gündeme dair önemli açılamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik sürecine ilişkin de konuştu.

Çelik'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"İçimizde kanayan bir yara. Kadın cinayetleri konusu gündemden düşmüyor. Beril Varol'a Allah'tan rahmet diliyoruz. Üzerimize düşeni yaptık, yapmaya hazırız. Hep beraber çalışmaya devam etmemiz gerekiyor.

"DİYARBAKIR ANNELERİ'NE SELAM GÖNDERİYORUM"

Diyarbakır Anneleri'ne selam gönderiyorum. Annelerin çocuklarını kurtarmak için verdiği mücadele, vicdan nöbeti olarak 1000.günü geçmiş durumda. Buradaki mesele terör örgütlerinin yok edilmesidir. Bundan sonra da Cumhurbaşkanımızın açıkladığı gibi harekatlar gerçekleştirilecektir.

AZERBAYCAN'DAKİ TEKNOFEST

Sayın cumhurbaşkanımızla birlikte Azerbaycan'da TEKNOFEST'e katıldık. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bu bir zihniyet devrimi. Nobel ödüllü bilim adamımız Aziz Sancar hocamızın ifadeleri son derece kıymetlidir. Her iki ülkenin geleceğe imza atacak bir etkinlikte buluşması, kendi alanında bir ilk olmuştur.

"KILIÇDAROĞLU PARTİSİNİ BU DURUMA DÜŞÜRMEMELİ"

Sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına değinmek isterim. Ülkeden kaçacağını söylemesi sorumsuzluk olmuştur. Hiçbir zaman bir muhalefet genel başkanının çıkıp devlet başkanını yabancıların diliyle etiketlemesi ortaya çıkmamıştır. Yakışmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi'yle ayrışmalarımız olabilir, fakat milli güvenlik konusunda CHP genel başkanı koltuğunda oturanların hassasiyeti olmuştur. İlk defa CHP genel başkanlık koltuğunun bu şekilde istismar edilmesi ilktir. Önüne belge, bilgi getirildiği zaman sorgulaması lazım. Türk siyasetini demokrasisini zehirleyen, son dereceli sıkıntılı sonuçları oluyor. Kendini ve partisini bu duruma düşürmemeli. Son derece hassas bir konudur. Cumhurbaşkanımızın 'Harekat gerçekleştireceğiz' demesinden bir iki gün sonra oluyor.

"KARŞILIKLI REKABET OLMASI GEREKİR"

Vatandaşlarımız, öğrenci ve iş için başka ülkelere gittiklerinde bunlar istiyorlar ki kendilerine muhtaç olsunlar. Sivil öğrenciler, vatandaşlarımız için yurtlar açılıyorsa, devletimiz gayret sarf ediliyorsa memnuniyet duyması gerekir. Buradaki mesele bunların bu zeminleri kullanmasını engellemektir. O zaman söyledim, 'Belgeler açık kaynaklarda vardır' dedim. Öyle çıktı. Arkasından bilinen bir FETÖ'cü çıktı, 'Ben bunları birkaç yıl önce söyledim' dedi. Bugün diyorlar ki 'İktidar olmak için çabalayacaklar' diyorlar. Bir karar verin. Karşılıklı ortaya koyacağımız rekabet olması gerekir. Kamuoyuna dönük tutarlı bir savunma olmadı. Tutarsız birkaç kişi çıkıp konuştu.

Bazen cevap vermiyoruz. Bu kadar yanlışlık olmaz diyoruz. 12 saat bekliyorum, belki düzeltirler diye. Düzeltilmeyince diyoruz ki arkasında duruyorlar. Siz siyasi aklı devre dışı bırakacaksınız, sonra nasıl korunacak demokrasinin gücü. Bunun böyle olmayacağını kendilerinin anlaması lazım.

"BİZE ŞANTAJ YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR"

Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği konusunda ortaya çıkan tepkileri takip ediyoruz. İttifakın güçlenerek yoluna devam etmesini her zaman savunduk. Yeni bir çerçeve ortaya koyulacaksa, ilkeli olmak çerçevesinde olması gerekiyor. Türkiye'nin ifade ettiği her şey ittifakın ruhunu yansıtan sözlerdir. Madrid'de bu ilkeler yeniden ele alınacak. Terör örgütlerinin faaliyet yaptığı ülkelerin NATO'yu güçlendirecek tarafı yok. Karar almakta daha çok zorlaşacak. Tüm ülkelerin güvenliğinin gözetilmesi gerekiyor. Biz tavrımızı koyar koymaz, İsveç Dışişleri Bakanı, 'Türkiye'nin güçlü ülkeleri karşısına almayacağını düşünüyorum' dedi. Bize şantaj yapmaya çalışıyorlar.

"TERÖRE DESTEK VEREN ÜLKELER NATO'YU ZAYIFLATIR"

NATO'nun genişlemesi güçlenmesi için gereklidir. Terör örgütlerine destek veren ülkelerin üye olması, NATO'yu güçlendirmez, zayıflatır. Daha sonra muhalefetin Türkiye'nin tavrına desteğini görmedik. Bu zamanlarda ülkenin düşmanına tavrına muhalefetinde daha çok sesini duyurması kıymetlidir. Bunun yerine tersinin olması daha çok şaşırtıcı. CHP adına yazılan makalede, 'Türkiye'nin tutumu taktik hata' olarak yazılıyor. Türkiye, onay teklifi karşısında otomatik onay makamı mıdır? Türkiye'yi bu şekilde otomatik onay vermesi gereken bir ülke olarak algılamak, zihniyet çarpıklığıdır. NATO içerisindeyiz, gitmiş başka ülkelerin parlamentolarında bizi şikayet ediyorlar. TBMM'de görev yapıyorsunuz, Türkiye destek vermem dediği için tepkileri normal karşılıyorsunuz. Böyle bir şeyin arkasında 'durmazlar' diyorsunuz. Yine 24 saat bekliyoruz.

"'MÜZAKERE EDECEĞİZ' DENİLİYOR AMA HASSASİYET GÖRMÜYORUZ"

NATO Genel Sekreteri, 'Türkiye terörle en çok mücadele eden ülkelerin başında geliyor' diyor. NATO Genel Sekreteri, doğru yerde duruyor, 'Türkiye'yi anlıyoruz' diyor, 'Müzakere edeceğiz' deniyor. Bu kadar bile bir hassasiyet görmüyoruz. Tabii ki müzakere edeceğiz, şartlar belli. Yapılacaklar da son derece meşru. Teröre karşı durmak en meşru hakkımız.

MİÇOTAKİS'İN ABD KONGRESİNDEKİ KONUŞMASI

Miçotakis buraya geldi Cumhurbaşkanımızla görüştü. 'Biz iki komşu sorunları çözebiliriz' dendi. Miçotakis, mutabık olduğunu ifade etti. ABD kongresinde Türkiye'yi şikayet etti ve 'F-16 vermeyin' dedi. Bu derece yalvaran cümlelerle konuşulmasına, Yunan basınında da tepki oldu. Siz bulduğunuz fırsatta başka ülkeler üzerinden bize tehditler savurmanızın bir sonucu olmayacaktır.

SEÇİM GÜVENLİĞİ TARTIŞMALARI

İktidar değişimi ancak sandık yoluyla olur diyoruz. Bunlar şöyle yapıyorlar. Bir açıklama var, AK Parti'nin açıklamasıymış gibi ortaya koyuyorlar. Türkiye'nin seçim güvenliği konusunda müthiş bir kapasitesi var. Geçen seçimlerde oy çuvallarının üstünde yatanları gördük. Bizim arzumuz hangi partiye ne oy verildiyse ortaya çıksın. O gün de tüm vatandaşlarımız gidecek, partilerin gözlemcileri olacak, sonuç ne çıkacak her zamanki gibi saygı gösterilecek. Birisi bir açıklama yapmış, bizi bağlamıyor. Sandık dışında kim bir arayışa giriyorsa reddediyoruz. Sandığı lekelemeye dönük yaklaşım ayağımızın altındadır. Sandığın namusu korunsun diye şehit vermişiz biz. Kazanılmış bir mücadelenin ürünüdür.

"YANLIŞIMIZ VARSA DÜZELTMEYE HAZIRIZ"

Yasa teklifleri, hükümetten geldiğinde otomatik yasakçıdır deniyor. Dünyadaki mevzuat düzenlemeleri incelendi. Rusya-Ukrayna savaşı çıktığında, Rus öğrenciler okullardan atıldı, 'Bu nefret kampanyasıdır' dedik. Bazı sosyal medya platformları 'Bir süre nefret kampanyasına izin vereceğiz' dediler. Arkadaşlarımız bu yapılanlara karşı 'Bireyleri nasıl koruyacağız' diyerek çalıştılar. Müzakereye açık, yüce meclis tartışacak karar verecek. Beğenmiyorsan argüman geliştireceksin. Bu platformların temel özelliği özgürlüktür. İlkel kabilelerin vahşetine benzeyen alanların oluşmasına sebep oluyor. Bunun için korunma alanına ihtiyaç var. Getirsinler yanlışımız varsa düzeltmeye kalkarız. Dünyanın sorunu bu. Medeni bir şekilde konuşalım.

"EMİNE ERDOĞAN ÇEVRE PROJELERİNE ÖNDERLİK EDİYOR"

Dezenformasyonun tipik bir örneği. Burası sanki Hanımefendiye bağlı gibi bir şey oluştu. Çevre Bakanlığı'mıza bağlı bir kurum aslında. Hanımefendinin önderlik ettiği çevre projeleri var. Emine Erdoğan Hanımefendi, Türkiye'deki çevre bilincinin yayılması konusunda yoğun bir emek sarf ediyor. Yalanlanmasına rağmen devam ediyor. Bunların yaygınlaşmasını talep etmemiz gerekirken, iftira kampanyası olarak devam ediyor. Hanımefendinin önderlik ettiği konular devam edecek, ajansla ilgili özel kuruma bağlı değil. Bakanlığa bağlı.

"İSRAİL İLE KONUŞACAĞIMIZ ÇOK KONU VAR"

İsrail ile konuşacağımız çok konu var. Cumhurbaşkanımızın Herzog'u ağırlaması bunun çerçevesini oluşturuyor. Burası sorunsuz bir alan demek değil. Bir milletvekili Mescid-i Aksa'ya girmeye çalışıyor, bunu kınıyoruz. Bu eylemlerin önlenmesi konusunda hassasiyet muhataplara iletiliyor. Mescid-i Aksanın statüsünün korunması hassasiyetini iletiyoruz. İş birliği yapacağımız birçok alan var. Konuşmaya devam edeceğiz. Hassasiyetlerimiz ortadan kalkmış gibi konuşuluyor. Biz tüm iş birliği alanlarında ileri gitmeye, sorun alanlarında beraber çalışmamız gerektiğinin altını çiziyoruz."