AK Parti'den bir istifa daha: Başkaldırıyorum
Ahmet Davutoğlu'nun istifası sonrasında Ak Parti'de istifalar devam ediyor. AK Parti kurucularından 24. Dönem Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten zehir zemberek bir açıklamayla istifasını duyurdu.
2001-2007 yıllarında AK Parti İstanbul Eminönü/Fatih teşkilatlarının kurucu başkan yardımcılığı ve Fatih belediyesi meclis üyeliği bulunan 24. Dönem Milletvekili Cuma İçten, partisinden istifa ettiğini duyurdu. "Başkaldırı sürecine giriyoruz" diyerek açıklama yapan İçten, "AK Parti'den AK bir şekilde istifa ediyorum" dedi.
İçten, yazılı açıklamasında "Sizler ile birlikte yeni bir sürece adım atıyoruz. Başkaldırı sürecine giriyoruz. Bu süreç; başını kuma saklayanlardan, kapalı kapılarda gizli pazarlıklar yapanlardan, korkulardan, yasaklardan, baskılardan, gözü dönmüşlerden, adaletsizliklerden, yolsuzluklardan, yokluklardan, yetimleri ağlatanlardan, annelerin gözyaşlarından beslenerek ahkâm kesenlere karşı, halkımıza omuz vererek, adaleti üstün kılarak, güzelliklere kapı aralayacağımız bir süreç olacaktır" dedi. İşte İçten'in açıklamalarından satır başları:
Bazı kendini bilmezler bizi hain ilan etmişlerdi
"Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Fazilet Partisi bünyesindeki yanlışlıklara itirazlarda bulunarak, yenilikçi hareketin içerisinde yer aldık. 'Adalet' ve 'kalkınma' gibi kıymetli kavramlar temelinde o dönem liderimiz olan merhum Necmettin Erbakan hocamızın yanından ayrılarak, Ak Parti'nin kurucu kadrolarında yer aldık. Kişisel bir çıkardan ziyade aziz milletimizin hak ettiği refaha ulaşması amacıyla çıktığımız bu yolda bizleri, bazı kendini bilmezler (ki sonradan Ak Partiye geçenler!)Hain ilan etmişlerdi. Geçmişte merhum Necmettin Erbakan hocaya itirazlar ile başkaldırıp öncülük yapanlar, bugün aynı gerekçeler ile karşılarında kendilerine başkaldıran bir kitle bulmaktadır.
Tahribatlar kronik hale gelmiştir
AK Parti kuruluş ve iktidara geliş sürecinin ardından; sağlık, savunma, sosyal devlet vb. alanlarda yenilikler ve iyileştirmeler yapmış olsa bile aşağıda detayları ile belirttiğim adalet, ekonomi, kültürel değerler, eğitim, belediyecilik, terör ile mücadele ve liyakat gibi başlıklarda ciddi tahribatlara neden olmuş ve bu alanlardaki tahribatlar kronik bir hale gelmiştir.
Eski Türkiye'den öteye gidilememiştir
AK Parti'nin kuruluş aşamasından itibaren sisteme yönelik ilk itirazımız adalet hususundaydı. Ancak ne acıdır ki bugün de sisteme yönelik itirazlarımızın başında adalet kavramı yer almaktadır. Adalet tahsis edecek kurumlarda bir ilerleme olmadığı gibi sistem yazboz tahtasına dönüştürülmüş, hukuk askıya alınmış, insan hak ve özgürlüklerinde ciddi anlamda gerilemeler yaşanmıştır. Adeta eski Türkiye'den öteye gidilememiştir. Demokratik talepler, insan hak ve özgürlükleri, etnik ve dini hürriyetler anayasa ile güvence altına alınamamış sorunlar görmezden gelinmiştir. Suçu sabit olmuş ve cezaevinde yatmakta olan FETÖ'cü terörist savcı ve hakimlerin karar verdikleri davalardan, mağdur olan on binlerce insanın mağduriyeti giderilememiştir.
FETÖ ile ilgili mücadelede, üst düzey siyasilere dokunulmamıştır
Terörist oldukları hukuki karar ile tescilli olan hâkim ve savcıların baktıkları davalar yeniden ele alınmamış ve yeniden yargılanma yolu açılmamıştır. Aynı adalet ve güvenlik kurumları, FETÖ terör örgütü ile yapılan mücadelenin benzerini diğer terör örgütleri ile yapamamıştır. Örneğin FETÖ'cü iş adamlarının mal varlıklarına el konulmuş, FETÖ'cü memurlar memuriyetten atılmış ve lisansları iptal edilmiş, FETÖ'cü sivil toplum kuruluşlarında yer alanlar tutuklanmış ama diğer terör örgütleri ile aynı tarzda bir yaklaşım sergilenmemiştir. FETÖ ile ilgili mücadelede, üst düzey siyasilerin eşleri, birinci derece yakınları ve akrabalarına dokunulmamıştır.
Türk'e ayrı, Kürt'e ayrı hukuk konulmuş
Teröristlerin ayağına savcı ve hakimler gönderen iktidar, Türkiye Cumhuriyeti devletine çadırda terörist yargılayarak arka kapıdan tören ile serbest bırakan iktidar, YPG'li teröristleri çözüm sürecinde devlet hastanelerinde tedavi ettiren iktidar, YPG lideri ile Ankara'da lüks otellerde diplomatik kurallar ile ağırlayan iktidar, çözüm süreci adı altında teröristlerin terör faaliyetlerinin artmasına seyirci olan iktidar, ilerleyen süreçlerde terörist Osman Öcalan'ı TRT'ye çıkartıp yerel seçimlerde seçimi kazanma uğruna Kürtlere mesaj veren iktidar, bölücü terörist başının mektuplarını meydanlarda okutan iktidar, sonrasında teröristlere yardım ve yataklık bahanesi ile ellerinde hiçbir hukuki karar olmadan yargılama olmadan belediye başkanlıklarına kayyum atayan iktidar.
Seçime girmeye hak kazanan belediye başkanları görevlerinde alınmıştır
Türk'e ayrı, Kürt'e ayrı hukuk konulmuş, batı belediyelerinde görevden alınan belediye başkanlarına kendi meclisleri atama yaparken, doğu belediyelerinde kayyum atamaları yolu seçilmiş ve belediye meclisleri fes edilmiştir. Hakkında yargılama ve mahkûmiyet kararı olmadan dört ay önce yapılan seçimlerde seçime girmeye hak kazanan belediye başkanları görevlerinde alınmıştır. Terörist başına verdiği kırmızı güller ile gündeme gelen ve bir zamanlar beka vadisini kendine ev olarak tayin edenler Ergenekon'dan yargılanırken mahkeme koridorlarında tüm AK Partilileri yargılayacağız deyip ağza alınmayacak küfür ve tehditler savuranlar, bugün kahve falına bakacak şekilde yakın olacak memlekette atamalarda onlardan tavsiyeler alacaksın.
Herkese fırça atan bir lidere dönüşmüştür
31 Mart İstanbul seçimleri iptal edilmiş ve millet iradesi yok sayılmış, YSK maddeleri ve hukuk ayaklar altına alınmıştır. Belli bir zümre oluşturularak onlar üzerinden devletin tüm kaynaklarının kullanılmasına, geçmişte ve şimdi uzun süre vekil ya da bakanlık yapmışların birinci derece akrabaları devletin tüm imkanlarından faydalanmış ve faydalanmaya devam etmektedirler. Cumhurbaşkanın siyasi kimliğinin olması farklı görüşe sahip vatandaşların aidiyet sorununa yol açmış, belediye seçimlerinde Cumhurbaşkanı makamı seçim kampanyası yürüterek makamın değerini düşmesine yol açmıştır. Milli eğitim kitaplarında olan ve okuduğu şiir ile hapis yatan bir liderden, başkalarının yazdıkları ile hapse atılmalarını talep eden bir lidere bürünmekle kalmamış, herkese fırça atan, herkesi muhatap alan, bir lidere dönüşmüştür.
AK Partililer partiyi ele geçirerek 2001 kurucu ak partilileri ihraç etmek istemektedirler
İktidar, kendi partisine mensup olmayan herkesi hain ilan etmiş kendisi gibi düşünmeyen herkesi ötekileştirmiştir. AK Parti kuruluşunda itiraz ettiği her şeyi kendisi fazlası ile yapar duruma gelmiştir. AK Parti içerisinde Ömer olanlara tahammül edemeyenler, eleştirilere açık olmayanlar, eksiklikler söylediğimizde bizleri ötekileştirenler, 2019 yıllarındaki AK Partililer partiyi ele geçirerek 2001 kurucu AK Partilileri ihraç etmek istemektedirler. Dün kurdukları siyasi partilerde bize olmadık hakaretlerde bulunanlar, yani yolda bulduklarımız, ak partiye gelmiş ve asıl kurucu iradeyi tasfiye etmişlerdir. Sayın Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu bizim gibilerin sesi olmuş bedeli parti disiplini olmuştur. Kavganın ötekileştirmenin savaşın barış…Yazmanın düşünmenin fikir söylemenin özgürlüğün kölelik… Susmanın bilgisizliğin cahilliğin ise güç olduğu bir ülkede yaşar olduk.
Baş kaldırıyorum
Tüm bu itiraz ettiklerimin ve yaşananların kurucusu olduğum siyasi partinin yönettiği bir ülkede böyle bir iktidarın mensubu olamam. Dün bize dua edenlerin beddualarını alamam. Memur olmak isteyen ama Allah'tan başka kimsesi olmayanların annelerin bize geldiğinde maruz kaldıkları gözyaşlarına zulümlere haksızlıklara sessiz kalamam. Yapamadıklarımla kimseyi üzemem. Ahlaksızlıklara göz yumamam. Maske ile dolaşamam. Yetim hakkı yiyemem. Devlet malına elimi süremem. Devletin imkanları ile milletimi sömürülmesine göz yumamam. Yatlarda, yalılarda, katlarda oturup yediği önünde yemediği arkasında olan aile fertlerinin her birinin altında lüks arabalar olan her biri devletin en üst kademesinde akrabaları ile yer alan bir siyasetçi olamam. KHK ile memuriyetten atılarak meslekleri elinden alınanların, akşam eve ekmek götüremeyen ve bu yüzden intihar eden ailelerin, AK Partililerin yüzlerine bakarak yaptıkları ahı alamam.
Davutoğlu'na desteğini açıkladı
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun 2019 Mart seçimlerinden sonra yayınladığı manifestonun altına imza atıyor ve her bir kelimesine katılıyorum. Yine sayın başbakanın istifa etmesine ilişkin, yapmış olduğu basın toplantısında tüm düşüncelerine katılıyorum. İnsan hak ve özgürlüklerin, adalet ve hukukun ayaklar altına alındığı; doğanın ve çevrenin korunmadığı, bazı insanların daha fazla eşit olunduğuna inanıldığı, metindeki tüm itirazlarım ile kurucusu olduğum ve adaletten kalkınmadan uzaklaşmış 18 yıldır acı bedeller ile defalarca ölüme göz kırptığım emek ve zaman verdiğim AK Parti'den AK bir şekilde istifa ediyorum.
Bu anlamda bu gönül sayfasında yer almak isteyen herkesi YENİ BİR HAL ile çıkacağımız yola DAVET ediyor saygılarımı sunuyorum."