AK PARTİ'DE GANİMET PAYLAŞIMI DERDİNE DÜŞENLER VAR! YENİ ŞAFAK YAZARI EZBER BOZDU!
TRT Haber'de dün gece Kozmik Oda programının konuğu Yeni Şafak yazarı ve sosyolog prof.Yasin Aktay'dı.Aktay çok çarpıcı açıklamalarda bulundu...
TRT Haber’de dün gece Kozmik Oda programının konuğu olan Sosyolog Prof. Yasin Aktay, yeni kitabı “Karizma Zamanları’na ilişkin ilk kez Rıdvan Memi’nin sorularını yanıtladı. Açıklamaları ile tabirin tam anlamı ile ‘ezber bozan’ Aktay’ın analizleri çarpıcı başlıklarla dolu.
‘28 Şubat olmasaydı Tayyip Erdoğan var olmazdı’
“28 Şubat bir defa bir kriz dönemidir, bunu herkes kabul etmek zorundadır. 28 Şubat hem Türkiye’nin krizidir hem de Türkiye’deki muhafazakar, demokrat insanların krizidir. Türkiye’deki devlet ve vatandaş arasındaki ilişkilerin mevcut haliyle artık sürdürülemez hale geldiği bir dönemin işaretidir. Tayyip Erdoğan’ın karizmatik bir şahsiyet olduğundan hiç kuşku yok ama eğer öyle bir kriz olmasaydı Tayyip Erdoğan’ın var olma şansı da olmazdı. Yani hem muhafazakar kesimin böyle bir ihtiyacı olmasaydı, hem muhafazakar kesimin zaten böyle bir lideri olsaydı dolayısıyla Tayyip Erdoğan’ın veya hatta başka herhangi bir şahsın karizmatik bir figür olarak parlama şansı büyük bir ihtimalle olmayacaktı.”
‘AK Parti’de ganimet paylaşımı telaşına düşenler var’
“Karizma bahsi müjdeleyici bir bahis değildir. Ne güzel işte karizmamızı bulduk, o zaman onun peşinden gidelim diye bir bahis değil. Müjde bahsi değil, uyarıcı bir bahistir aslında.
Uyarıcı bahis karizmanın esrarına ve karizmanın sarhoşluğuna kapılıp insanların çok fazlada her şeyi unutmamaları aksine bu karizmanın akabinde mutlaka rutinleşmenin gelebildiğini ve bu rutinleşmenin sonucunda insanların ilk etapta fedakarca bağlanılan bir harekete bir süre sonra rant alanı olarak bağlanmak gibi bir duruma geldiklerini ve insanların bir şeyler vermekten ziyade bir şeyler almanın telaşına düştükleri bir tür ganimet paylaşımı telaşına düştükleri anlamına geliyor ve bundan AK Parti’de muaf değil şuanda AK Parti’de bunu yaşıyor.”
‘AK Partide karizma rutinleşiyor, hasbilik hesabiliğe dönüşüyor’
“Rıdvan Memi: Bugün AK Parti teşkilatlarında ya da Erdoğan çevresindeki insanlarda da Hasbilik, Hesabiliğe dönüşmektedir diyorsunuz.Neyi kastediyorsunuz hasbilik ve hesabilikte?
Yasin Aktay: Hasbilik tam burada fedakarca bağlanma yani hiçbir beklenti içerisinde olmaksızın tamamen kendinin bir değer dünyası vardır ve o değer dünyasının motive ettiği bir çerçevede insanlar bir eylemde bulunuyorlar yani karşılığını bu dünyada beklemiyor, ahrette bekliyor. Bu tamda karizmatik dönemlerde karizma etrafında toplanan insanların tipik davranış tarzıdır. Muktedir olduğu zaman orada bir mülk oluşuyor ve o mülkten herkes pay kapma yarışına başlıyor.”
‘İktidarda fırıldak çevirenler baskın ve bize yutturuyorlar’
“Rıdvan Memi: Bugün örneğin AK Parti iktidarı içerisinde hasbi kalmış olan bir takım insanlar bu rutinleşme anlarında geriye çekilme ihtiyacı mı hissediyorlar?
Yasin Aktay: Belki de geriye tam çekilmiyorlardır ama öbürleri daha baskın çıkabiliyor.
Hesabilik güdüsü, menfaat güdüsü çok baskın bir güdüdür ve her çeşit plan, her çeşit hile, her çeşit desiseye imkanda tanıyan bir şeydir. Onlar (Hasbiler) her şeyi yapamazlar. Hz. Ali gibi davranmak istiyorsanız iktidar alanında çok fazla numara çeviremezsiniz, fırıldak çeviremezsiniz. Fırıldak çevirenler baskın çıkarlar. Fırıldak çevirdiklerini de anlayamayabilirsiniz, onlar o fırıldaklarını ne yazık ki bize yutturabilirler de yani, yutturuyorlar”
‘Karizmatik otorite yalnızlaşır, göremez...Erdoğan muaf değil’
“Sayın Erdoğan’ın aslında şahsiyeti uzun vadeli hesaplar yapabilen bir kişilik. Ama bu karizmatik bir otoritenin tarihsel olarak başına gelebilecek bu tür vakalardan, vakalara ne kadar vakıf olabildiği çünkü karizmatik otoritenin yalnızlaşması, karizmatik otoritenin daha doğrusu liderin bir süre sonra bazı şeyleri görememe gibi bir şeyi oluşur. Kaçınılmaz bir şey. Peygamber değilse…
Rıdvan Memi: Karizmatik otorite için böylesi süreçlerde bir başka potansiyel tehlike yalnızlaşması ve etrafını görememesi mi?
Yasin Aktay: Tabi ki yani, adamın karizma olması demek her şeyi görmesi demek değil.”
‘İktidar körleştirebilir, örnek Sağlık Bakanı’
“Somut bir örnek vereyim. Bizim bir bakanımızdan (Sağlık Bakanı Recep Akdağ) Batman’da âmâ birisi kendisinden yardım istedi, sen âmâsın sana iş vermişiz zaten daha ne istiyorsun gibi bir karşılık verdi. Şimdi o şahsiyeti düşünün mesela, normal şartlar altında bunu söyleyecek biri değildir o bakan. O bakanın biraz daha evveliyatı olaylara biraz daha insancıl, daha geniş bakabilendir. Bir anda iktidarın belli bir aşamasında yeni bir bakış açısı yeni bir şey benimseyebiliyor. Yani iktidarı körleştirebiliyor. İktidar insanı körleştirebiliyor, yakınındaki insanların kendisine taşıdığı bilgiler, onları değerlendirme biçimi…
Rıdvan Memi: Fiziki bir kör karşısında hatta metafizik olarak körleştirebiliyor.
Yasin Aktay: Kalp gözü körleşebiliyor, evet.”
‘Başbakan anadilde eğitime hayır diyor,bu sorunun altında kalmaktır’
Kozmik Oda’da Kürt sorununa ilişkin Başbakan Erdoğan’ın son açıklamalarına da değinildi. Yasin Aktay’ın bu konuda söyledikleri de çarpıcıydı:
“Bugün yeni bir anayasa üzerine konuşurken her şeyi konuşabilecek hale gelmiş bulunuyoruz. Kürt sorunu noktasında belki her şey çözülmüş değildir hatta çoğu şey çözülmüş değildir ama her şeyin çözümünün anahtarı bizim önümüze konulmuş durumda. O da siyasettir. Yani Kürt sorunu şu anda siyasete açılmış durumdadır. Bundan sonra yapılacak olan şey bizim toplumsal olarak maharetimize kalmıştır. Çünkü parti olarak AK Parti’nin, bugün Başbakan benden anadilde eğitim beklemeyin diyor fakat bu aslında sorunun altında kalmak anlamına gelir yani çünkü bugün Kürt sorunu anadilde eğitimi tanımadan çözülmüş sayılmayacak.”
‘Kılıçdaroğlu’nun iktidar talebi Türkiye’nin en önemli gelişmesi’
Rıdvan Memi’nin Karizma Zamanları kitabında ‘Türkiye’nin en önemli gelişmesi’ olarak neden ‘Kılıçdaroğlu’nun iktidar talepli siyaseti’ni gösteriyor oluşuna ilişkin sorusunda Yasin Aktay şu yanıtı verdi:
“CHP’de bundan önceki dönemlerde pek iktidara talip olmak gibi bir niyet sanki yoktu gibi görünüyordu. Seçimlere giriyordu ama ana muhalefete veya muhalefete fit olmuş bir parti görünüm veriyordu özellikle Deniz Baykal liderliğinde. Hep laiklik üzerinden götürülen bir şey vardı. İlk defa belki de Kılıçdaroğlu ile birlikte gerçekten iktidarı talep ettiğine dair yeni projeler sunmaya çalışıp parti içerisinde yeni bir dizayn yapmaya çalışıyor ve ilk defa laiklik üzerinden götürülmeyen bir seçim kampanyası.”
‘Sağın sürekli iktidarı sağlıklı bir durum değil’
“Bu çok önemli, paylaşım mekanizmasıdır aynı zamanda ve bu paylaşım mekanizması son derece meşru bir şeydir. Bunu öyle suçladığımız anlama gelmiyor. Bugün sürekli olarak muhafazakar parti, sağcı partilerin hep iktidar pastasından faydalanıyor olmaları belli kesimleri sürekli olarak iktidardan, iktidar alanından, merkezden uzak tutmak gibi bir fonksiyon icra ediyor ki bu çok sağlıklı bir durum değil.”
‘İktidara ayetle uyarı: Her nefis ölümü,her iktidar gidişi tadar’
“Rıdvan Memi: Kitabın girişinde, epigraf, giriş cümlesi olarak bir ayet var. Al-i İmran suresi 140.ayet.. “O günler ki biz onları insanlar arasında böylece döndürür dururuz”... Bu bir uyarı mı iktidara...
Yasin Aktay: Aynen. Yani Allah’ın günleri hiçbir zaman hiçbir toplum için kalıcı değildir. En mükemmel toplumu kurduğunuzda bile o toplum için bir dönemdir o, o dönem gelir geçer, hani gün olur devran döner hesabı… Hepimiz aslında dünyada bunun hesabını yaparsak çok daha farklı, çok daha iyi bir yerde oluruz. Birbirimize karşı saygımız daha çok fazla olur ve birbirimizi dikkate alan bir hayat yaşamış oluruz. Yani her nefis ölümü tadacaktır der gibi, her iktidar eninde sonunda gidişi de tadacaktır. Önemli olan bu dünyada neyi bırakmış olduğumuz. Gerçekten değerlerimizle uyuşan bir hoş seda bırakıp bırakmadığımızla ölçülmüş olacağız eninde sonunda. Bir kriz anının ürettiği bir şeydir karizma aynı zamanda ama aynı zamanda bunun bir devran işi olduğunu da unutmamak gerekiyor. Başımıza isabet eden birtakım talih kuşlarının da kalıcı olmadığını düşünmek gerek.
Rıdvan Memi: Bütün muktedirlerin hatırlaması dileğiyle diyelim.
Yasin Aktay: Aynen!”