05 Mayıs 2023 21:56 Son Güncelleme: 05 Mayıs 2023 22:42

AK Parti sözcüsü Ömer Çelik: "Onların koyduğu modelden Türkiye felç olur"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, katıldığı bir televizyon programında önemli açıklamalarda bulundu. 6'lı Masa'ya tepki gösteren Çelik, "Onların koyduğu modelden Türkiye felç olur." dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk ekranlarında katıldığı bir programında önemli açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik, yaklaşan 14 Mayıs seçimlerine ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"SİYASİ PARTİLER KAYBEDER, VATANDAŞ KAYBETMEZ"

"Bizim kazandığımız seçimlerde her zaman, 'Hiçbir vatandaşımız kaybetmeyecek' dedik. Siyasi partiler kaybeder, vatandaş kaybetmez." ifadelerini kullanan Çelik, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımız sık örnek veriyor. Biz bunu yaşadık, ders kitabı yoktu. Bulamıyorduk. O kitabı annem baştan sona el yazısıyla temize çekti ve ben oradan çalışıp, dersi geçtim. Şimdiki neslin bunu anlaması güç. Daktiloyu bilmesi gerekmez. Herkes içine doğduğu dünyayı başlangıç kabul eder, ondan sonrasına bakar. Siyaset de daha iyisini yaparım iddiasıyla ortaya çıkar. Siyaset geleceği satın aldırma, doğru yönetme sanatıdır."

"SAYIN KILIÇDAROĞLU'NUN O GÜN BUNU SÖYLEMESİ LAZIMDI"

"Sayın Kılıçdaroğlu'nun Aleviliğini eleştiri konusu yapan ilk kimdi?" sorusunu soran Ömer Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"TİP ve İYİ Parti bu argümanı acımasızca kullandı. Seçimi kaybedip, kaybetmemenin gerekçesi olarak konumlandırdılar. Bir bakıma burada Alevilik meselesini bir seçim kazanıp kaybetmeme tartışmasının içine indirgeyen son derece saygısızca tavır sergilediler. Sayın Kılıçdaroğlu'nun o gün bunu söylemesi lazımdı. Milletvekiliyim ilk defa Meclis'te Kürt ve Alevi meselesi oturumu oluyor. Sayın Kılıçdaroğlu o zaman genel başkan değil. Benim argümanlarım yasak olmamasına dair. Bir diplomat kökenli grup başkan vekili kalktı. 'Biz istediğimiz köyün adını değiştiririz' dedi. 'Bulgaristan'da da Türk köylerinin adını değiştiriyorlar' diye garip bir şey dedi. Mezhep temelli olaylarıyla ilgili acımasız bir konuşma yaptı o kişi. Bizim arkadaşlarımız bu konulara sayın Kılıçdaroğlu ne diyor diye konuştu. O zaman biz kimlikler özgürleşsin konuşmasının adına bizim grubumuz adına ben yapıyorum. Meşhur bir CHP Grup Başkan Vekili ayağa kalkarak beni protesto ediyor, görüşmeler akamete uğruyor. Burada bu meselenin bu şekilde kaşınması bizim siyasi kültürümüze, tutumumuza ait bir konu değil. Tam tersine bunun mücadelesini vermişiz. Kültür Bakanlığım döneminde ilk organizasyondur Cumhuriyet döneminde Alevi dedelerimizin Kerbela'ya gönderilmesi."

AK Parti sözcüsü Ömer Çelik: "Onların koyduğu modelden Türkiye felç olur" - Resim : 1

"ÖNERDİKLERİ SİSTEM TÜRKİYE'Yİ FELÇ EDER"

6'lı Masa'ya tepki gösteren AK Parti Sözcüsü Çelik, "Onların koyduğu modelden Türkiye felç olur." diyerek şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı parlamenter sistem tarafından Meclis tarafından seçildiğinde, Başbakan halk tarafından sonra Türkiye enerjisini içeriye harcıyordu. Anayasanın üstünde milli güvenlik siyaset belgesi vardı. Siyaseti felç ediyordu. Hükümetin üstünde de Cumhurbaşkanlığı makamını vesayet makamı olarak kurgulamışlardı. Cumhurbaşkanı olup da vesayet kıskacını kıracak şekilde görev yapanlar oldu. İlk 10 yıl Türkiye'nin gündemi MGK toplantısından MGK toplantısına yaşanıyordu. Karşı tarafın önerdiği 'Hem Cumhurbaşkanını hem Başbakanı halk seçecek' modeli Türkiye'yi felç eder. Denge denetlemeyi farklı kişilerin siyasi parti genel başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcılığına getiren bir model. Bu devlet içinde devlet mekanizmasıdır."

Çelik, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

"PKK'nın söylemi karşısında sessiz kalıyorsunuz, savunma sanayinden bahsedenlere 'savaşa mı gidiyoruz' diyorsunuz. 30 Ağustos törenleri Genelkurmay Başkanı oraya geçiyor, Başbakan tebrik etmek için sıraya giriyor. Bunlar yakın zamanda yaşanmadı mı? Darbelerle örselenmiş, muhtıralarla darmadağın edilmiş devlet hayatı. Burada 7-8 cumhurbaşkanı yardımcısı ortak karar alacak. Peki masadan birisi kalktı. Devlet-millet onun masaya oturmasını bekleyecek. Masadaki 300 milyar dolar buldum diyor, ötekisi bu gerçekçi değil diyor. Bir tanesi İstanbul Sözleşmesi'ni uygulayacağım diyor, öteki tamamen karşıyım diyor. Bir tanesi özelleştirme politikalarını savunuyor diğeri bunu ihanet olarak görüyor. Burada bir çerçeve yok ki. Siyaseti bir takım cümleleri alt alta yazmak zannediyorlar. Cihaz bozulduğunda el kitapçığına bakıyorsunuz. 'Aramızda problem çıktı, ortak metne mi bakacağız?' diyecekler. Siyasette belli meselelere dönük duruşunuzun olması lazım."