10 Tem 2017 16:21 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 00:33

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ünal: (2)

- "(Bakan Zeybekci'nin Viyana'yı ziyaretinin Avusturya tarafından engellendiğine dair haberler) Türkiye'nin Almanya'da, Hollanda'da ya da Avusturya'da kendi vatandaşlarıyla buluşmasının engellenmesi kabul edilebilir bir tutum değildir"- "17-25 Aralık 2013'ten sonra AK Parti yerel seçimler, iki...

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin Viyana'yı ziyaretinin Avusturya tarafından engellendiğine dair haberlere ilişkin, "Türkiye'nin Almanya'da, Hollanda'da ya da Avusturya'da kendi vatandaşlarıyla buluşmasının engellenmesi kabul edilebilir bir tutum değildir." dedi.

Ünal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Avusturya Dışişleri Bakanlığından, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin 15 Temmuz etkinlikleri için ülkelerine gelmesine izin verilmediğine dair açıklama yapıldı. Bununla ilgili değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Ünal, Avusturya, Hollanda ve Almanya'nın son bir yıldan beri Türkiye'ye dönük bu tür bir tutum sergilediğini ifade etti.

Daha önce de Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na karşı benzer bir tutum takındığını dile getiren Ünal, "Şimdi de benzer bir tutumu Avusturya'nın sergilediğini görüyoruz. Türkiye, herhangi bir şekilde dış politikasında gerilimden yana değildir. Türkiye her zaman diplomasiden, konuşmadan ve diyalogdan yana olmuştur. Türkiye'nin Almanya'da, Hollanda'da ya da Avusturya'da kendi vatandaşlarıyla buluşmasının engellenmesi kabul edilebilir bir tutum değildir." değerlendirmesini yaptı.

Ünal, 15 Temmuz anma etkinliklerine ilişkin ayrıntıların sorulması üzerine, etkinliklerin yarın itibarıyla başlayacağını kaydetti. Cumhurbaşkanlığının himayesinde yapılacakların yanı sıra siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve tüm toplumsal kesimlerin kendi etkinlikleri olacağını belirten Ünal, AK Parti'nin de bir sivil toplum örgütü, bir siyasi parti olarak kendi etkinliklerini yapacağını, Cumhurbaşkanlığının himayesindeki törenlere de katılacaklarını söyledi.

Parti olarak 12, 13 ve 14 Temmuz'da, hem insan hakları ihlali olarak 15 Temmuz'un ele alındığı hem de 15 Temmuz darbe girişiminin analizinin gerçekleştirildiği, 81 ildeki gençlik ve kadın kollarının, ana kademe il başkanlıklarının yürüttüğü etkinlikler yapılacağını anlatan Ünal, sözlerine şöyle devam etti:

"15 Temmuz ile ilgili hiçbir tören yapılmasa bile bu aziz millet, o gece verdiği mücadeleyi anmak, yad etmek, hatırlamak ve unutmamak için 15 Temmuz gecesi yine demokrasi nöbeti tuttuğu yerlerde olacaktı zaten. Burada acı olan 15 Temmuz darbesi gibi bir darbeyi savuşturmuş ve bir yıldan beri yaralarını sarmaya çalışan bir Türkiye varken, dört ayrı terör örgütüyle mücadele eden bir Türkiye varken ve siyasi sorumluluk böyle bir durumda devletin, hükümetin yanında durmayı gerektirirken doğal olarak 15 Temmuz'un ve terörle mücadelenin sonuçlarından ortaya çıkan bazı hoşnutsuzlukları bir toplumsal sorun haline getirip kaşıyarak, 15 Temmuz anma törenlerini gölgelemeye kalkışmanın neresi makul, bunu da milletimizin takdirine bırakıyorum."

- "Gerçek darbeciler hapistedir ve yargılanmaktadır"

Muhalefetten "Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) siyasi ayağının ortaya çıkarılması"na yönelik açıklamalar geldiğinin belirtilmesi ve konuyla ilgili değerlendirmesinin sorulmasına karşılık Ünal, "Bir şeyi tekrar tekrar söylediğiniz zaman o gerçek olmaz. Güneş balçıkla sıvanmaz." dedi.

17-25 Aralık'tan sonra sivil toplum örgütü görünümlü yapının terör örgütü olduğunun ortaya çıktığını, devlet tarafından "Paralel Devlet Yapılanması" olarak isimlendirildiğini vurgulayan Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ondan sonra da bu yapıyla ilgili kesin, kati bir mücadele başlatılmış, 17-25 Aralık 2013'ten sonra AK Parti yerel seçimler, iki genel seçim ve üç kongrede kendi temizliğini yapmıştır. Ama siyasi ayağından bahseden Kemal Kılıçdaroğlu, CHP içerisinde hiçbir FETÖ temizliği yapmamıştır. Kemal Kılıçdaroğlu, delilsiz yargılamadan bahsediyor, 'Gerçek darbeciler yargılansın' diyor. 'FETÖ ile göstermelik mücadele edilmesin' diyor. Gerçek darbeciler hapistedir ve yargılanmaktadır. O gece, 15 Temmuz gecesi darbeciler suçüstü yakalanmış ve şu anda Türkiye Cumhuriyeti devletinin yargısına hesap vermekteler. Bunu perdelemeye kalkışmasın Kemal Kılıçdaroğlu. Önerimiz, lüften, iddianameleri dikkatle, özenle okusunlar. Delilleri layıkıyla değerlendirsinler.

Eğer kamuoyu nezdinde delilsiz yargılama, 'FETÖ'cüler yargılanmıyor' algısı oluşturmak istiyorsa Kemal Kılıçdaroğlu, bu mümkün değil. Çünkü yargı içerisindeki FETÖ'cüler zaten deşifre olmuştu. 15 Temmuz darbesiyle birlikte ordu içerisindeki FETÖ'cüler suçüstü yakalandılar. ByLock, Eagle gibi uygulamalar üzerinden bunların kullanıcıları tespit edildi ve bunlara dönük gerekli işlemler yapıldı. Olağanüstü hal uygulamalarının oluşturacağı mağduriyetlerin giderilmesi için TBMM'de olağanüstü hal izleme komisyonu kuruldu. Türkiye bu süreçte, diğer ülkelerin yaptığı gibi, tartıştığı gibi, 15 Temmuz'u yaşamasına rağmen insan hakları anlaşmasını askıya almayı tartışmadı. Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik ve adil bir şekilde darbecileri yargılamaktadır. Kemal Kılıçdaroğlu ise bu adil yargılamayı perdelemeye çalışmaktadır."

- OHAL süresi

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun olağanüstü hal uygulamasının uzatılmamasına yönelik talebi hatırlatılarak partideki toplantılarda bu konunun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Ünal, AK Parti hükümetleri süresince parti siyaseti ile hükümeti, cumhurbaşkanlığını dikkatli şekilde ayırt ettiklerini vurguladı.

Olağanüstü hal uygulaması süresinin Milli Güvenlik Kurulunda alınacak tavsiye kararına bağlı olduğunu belirten Ünal, "Orada istihbarat örgütlerinin ve devletin diğer birimlerinin Türkiye'nin bundan sonraki güvenliğine ilişkin brifleri sonucunda alınacak bir karardır. Yani bir siyasi partinin toplantısında alınacak bir karar değildir." açıklamasını yaptı.

Türkiye'nin 15 Temmuz'da FETÖ darbe girişimini yaşadığına, terör örgütleriyle aynı anda mücadeleyi sürdürdüğüne dikkati çeken Ünal, şunları kaydetti:

"Fransa'da bugün hala olağanüstü hal devam ediyor. Fransa 15 Temmuz mu yaşadı, dört ayrı terör örgütüyle mi mücadele ediliyor? Londra'da tek bir terör saldırısı üzerinden İngiltere hükümeti insan hakları anlaşmasını askıya almayı tartıştı. Biz halkımızın olağanüstü halden asla etkilenmemesini sağlayacak önlemleri alarak devletin bu süreçte kendi içinde son derece disiplinli olarak bürokrasisinin işlemesine özen gösteriyoruz. CHP'nin yaptığı yürüyüş ve miting, tek bir kişinin burnunun kanamasına izin verilmedi, tek bir kişinin özgürlüğünün engellenmesine izin verilmedi, Türkiye'nin dört bir tarafından binlerce otobüsle gelip mitinge katılan insanların işi kolaylaştırıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi mitinge katılan insanların rahat katılması için gerekli hizmetleri sundu. Burada vatandaşa ya da sivil siyasete dönük devletimizin herhangi bir şekilde engellemesi ya da iş dünyasını, diğer toplumsal kesimlerin özgürlüklerinin kısıtlanması gibi bir durum söz konusu değil. Tam tersine devletin 15 Temmuz sonrası kendi iç temizliğini yapması, terör örgütlerine karşı daha disiplinli, mukavemetli, güçlü, koordinasyon içinde daha hızlı mücadele etmesi için alınmış bir karardır."

- "Kendi iradesini Kandil'e kiraya veren..."

Meclis İçtüzük çalışmalarına ilişkin görüşmelerin yarın ilgili komisyonda başlanacağı yönündeki açıklama hatırlatılarak, bunun komisyon gündeminde yer almadığının belirtilmesi üzerine Ünal, komisyonun kendi gündemine hakim olduğunu söyledi.

Komisyon gündemine ilişkin kendi gruplarından verilen bilgiyi paylaştıklarını aktaran Ünal, komisyonun birtakım tehirlerde bulunabileceğini, bunun komisyonun inisiyatifinde olduğunu kaydetti.

HDP'nin internet sitesinde yer alan Selahattin Demirtaş imzalı "AKP Genel Başkanı'na açık çağrı" başlıklı mektuba ilişkin değerlendirmesi sorulan Ünal, bir siyasetçinin en kıymetli unsurunun özgür iradesi olduğunu vurguladı.

Ünal, "Kendi iradesini Kandil'e kiraya veren, kendi iradesiyle hareket etmeyen ve demokratik siyasetin yanında durmak yerine silahların gölgesindeki siyaseti tercih eden bir siyasetçinin Genel Başkanımıza ve Cumhurbaşkanımıza söz söyleme hakkı yoktur. Öncelikle kendi iradesini terör örgütünden ayrıştırması, kendi iradesine sahip çıkması, kendi sesiyle, sözüyle, diliyle konuşması gerekir ki biz onu muhatap alalım ve ona cevap verelim." diye konuştu.

(Bitti)