AK Parti- Cemaat koalisyonu çöktü mü?
Yalçın Akdoğan “AK Parti ve Gülen cemaati arasındaki ilişkinin bir koalisyon olmadığını” kaydetti. VİDEO
Başbakan Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı A Haber’de yayınlanan Selin
Ongun’un sunduğu Bi Sormak Lazım programında gündeme ilişkin
soruları yanıtladı.
CEMAAT VE HÜKÜMET ARASINDA ARABULUCUK YAPANLARA SALDIRI
VAR
“Gülen cemaati ve hükümet arasında arabuluculuk yapıp, itidal
telkin eden kişilerin saldırıya uğradığını” ifade eden Akdoğan,
Hüseyin Çelik, Suat Kılıç ve kendisi ile ilgili tartışmaları örnek
gösterdi. “Bu kişilere dönük, neredeyse siz devre dışı kalın, biz
rahat kavga edelim, demek isteyen insanlar olduğunu görüyoruz”
dedi.
“Hükümete ters düşen cemaatler fişleniyor” haberine ilişkin olarak,
“Bu Gayretullah’a dokunmaktır” diyen Akdoğan, “süreç sürpriz değil,
önümüz seçimler” ifadesini kullandı.
“AK Parti ve Gülen cemaati arasındaki ilişkinin bir koalisyon
olmadığını” kaydeden Akdoğan, “her şeyi, hükümet-cemaat parantezine
almak doğru değil” dedi.
Akdoğan, “Yaşanan sürecin sandığa nasıl yansıyacağı” sorusu üzerine
“Şu anda oy tablosunu değiştirecek bir durum söz konusu değil.
Hatta AK Parti’nin oylarında bir miktar artış var” ifadesini
kullandı.
İŞTE O AÇIKLAMALAR :
VİDEO
MİT KRİZİ GÜNLERİNDE BAŞLAYAN TARTIŞMA NEDENİYLE BUGÜN DAHA
KIRILGANIZ
Akdoğan, Selin Ongun’un “Cemaat ve hükümet arasındaki gerginliğin
miladı olarak MİT krizini işaret edenler mevcut. Bu
değerlendirmelere katılıyor musunuz? Sizin için MİT krizi neydi?”
sorusunu üzerine şöyle konuştu:
Neticede bu tartışmalar o günlerde hararet kazandı. O günden beri
biz böyle bir sorunla uğraşıyorsak, sürekli enerjimizi tüketiyorsa,
bir kırılganlık meydana getiriyorsa, elbette o gün başlayan bir
tartışma sebebiyle bugün daha kırılgan bir noktadayız. Bunları da
göz ardı edemeyiz. Bu ülkeyi seçilenler mi yönetecek, yoksa bir
takım vesayet odakları mı yönetecek?
BAŞBAKAN’IN FİKRİNİ DEĞİŞTİRDİLER İDDİASI
HAKSIZLIK
Akdoğan, Başbakan Erdoğan’ın cemaat konusunda yakın çevresi
tarafından fikri değiştirildi değerlendirmelerine ilişkin olarak,
“Cemaat konusunda başbakan iyi bakıyordu ama kötüye çevrildi gibi,
sanki manipülasyon, enfeksiyon varmış algısıyla bunu söylemek
yanlış ve haksızlık olur” dedi.
TÜRKİYE EMNİYET TEŞKİLATI’NIN UYGULAMALARIYLA
DEMOKRATİKLEŞTİ
Yalçın Akdoğan, Dink Davası sanığı “Erhan Tuncel’in suçlu cinayet
şebekesi gibi çalışan polistir” ifadesine ilişkin olarak, “Bir
kurum topyekûn suçlanamaz. Bu polis teşkilatı da asker de MİT de
olabilir. Yanlış yapanlar şahıslardır. Bu sorgulanır, hukuk
çerçevesinde üzerine gidilebilir ama polis bir suç örgütüymüş gibi
gösterilirse ülkeye yazık olur. Son dönemde Türkiye emniyet
teşkilatının uygulamalarıyla demokratikleşti” dedi.
MUSTAFA BALBAY KARARI, SÜRPRİZ DEĞİL
Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay kararıyla ilgili olarak,
“Tutukluluk süresiyle ilgili zaten yürüyen bir tartışma var. Herkes
bir şekilde buna haklılık da veriyor. Söz konusu karar, çok sürpriz
bir gelişme değil” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın Selin
Ongun’un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
KİMSE KİMSEYİ SUSTURAMAZ
Herkesin kendi hak arayışı var, herkes hak arayışını sürdürecektir.
Elbette herkes demokratik tepkisini ortaya koyacak ve demokratik
hukuk sistemi içerisinde kendi hakkını arayabilir. Buna kimse karşı
çıkmıyor. Ama bunun bir yolu yöntemi üslubu var. Burada özellikle
internet üzerinden çok kötü bir kavga, çatışma üslubu
kullanıldığını gördük. Biz bunu eleştirdik, yoksa kimse kimseyi
susturamaz.
MGK KARARI YOK HÜKMÜNDEDİR DEDİKTEN BİR SONRA BELDEN AŞAĞI
KAMPANYANIN HEDEFİ OLDUM
İkincisi, MGK kararı vs. üzerinden yapılan yayınlarda hem üslup
problemi hem de içerik problemi olduğunu görüyoruz. Bu yayınlar
üzerinden, AK Parti mücadele ettiği şeyin içindeymiş gibi
gösterilmeye çalışıldı. Ben “Bu MGK kararı yok hükmündedir” dedim.
Bir saat sonra benim hakkımda bir kampanya başlatıldı. Belden
aşağıya vuran, her türlü çirkefliği meşru gören bir yöntem bu.
HÜKÜMETE TERS DÜŞEN CEMAATLER FİŞLENİYOR İDDİASI
GAYRETULLAHA DOKUNMAKTIR
Akdoğan, “hükümete ters düşen cemaatlerin fişlendiğine dair
yayınlanan belgelerle” ilgili olarak şöyle konuştu:
Burada fiili durumu vatandaşlarımız, cemaatler ve STK’ların
kendileri biliyor. AK Parti döneminde herhangi bir tahribata,
sıkıntıya, zulme maruz kaldılar mı? Yoksa geçmişle
karşılaştırılamayacak bir normalleşme içindeler mi? AK Parti bütün
toplum kesimleri için genel bir demokratikleşme ve normalleşme
sağlıyor. Bundan herkes istifade ediyor. Burada ben gayretullaha
dokunuyor derken dikkat çektim.O kadar yalan yanlış şeyler
söyleniyor ki, AK Parti böyle bir yere konumlandırılabilir mi?
Geçmiş belli değil mi; AK Parti kendisi irtica tehdidi olarak
konumlandırılmış, kendisi ile ilgili kapatma davası açılmış. AK
Parti hem kendi varlığını korumaya hem de bütün toplum kesimlerini
varlığını geliştirmeye kendisini adamış, bunların hepsine gövdesini
siper etmiş. Burada bir mağduriyet varsa bunun tarafı AK Parti’dir.
AK Parti’nin verdiği mücadele ile bunlar devre dışı bırakılmıştır,
cemaatler rahat etmiştir, iç tehdit algısı değişmiştir. Birilerinin
AK Parti’yi farklı konumlandırması büyük bir haksızlık olur.
TARTIŞMALAR SÜPRİZ DEĞİL, SEÇİM ÖNCESİ
GİRİŞİMLERİ
Seçimler öncesinde AK Parti’ye yönelik bu tür karalama
kampanyalarının, girişimlerin olabileceğini biliyoruz. Çünkü her
seçimde oldu, bir statüko ittifakı, şer cephesi oluşuyor. Bu
gruplar her yolu mubah gören bir anlayış içinde oluyorlar.
AK PARTİ GÜLEN CEMAATİ KOALİSYONU ÇÖKTÜ MÜ?
“BU BİR KOALİYON İLİŞKİSİ DEĞİLDİR”
Bu bir koalisyon ilişkisi değildir. Hükümet bütün ülkenin
hükümetidir. Bütün toplum kesimleri ile ilişkisi vardır. Burada
herhangi bir toplum kesimi ile koalisyon içerisine girmiyoruz.
Bunların hepsi bizim toplumumuzun parçaları. Bütün gruplar,
cemaatler kim varsa… Bugün AK Parti’ye oy vermeyen toplum
kesimleri, cemaatler, tarikatlar da var. AK parti bunlara karşı
farklı bir muamele yapabilir mi, kem gözle bakabilir mi? Aynı
hizmeti onlara da götürür. Onların da özgürleşmesi için elinden
geleni yapar.
HER ŞEYİ CEMAAT-HÜKÜMET PARANTEZİNE ALMAK DOĞRU
DEĞİL
AK Parti oy hesabından bu tür angajmanlara girecek bir hareket
değil. Bu yüzden olup biten her şeyi cemaat hükümet parantezine
alarak değerlendirilmemesi gerektiğini düşünmüyorum. Dershane
meselesini de bu paranteze sıkıştırmak yanlış olmuştur. Özellikle
bir kavga, çatışma görüntüsü verdirmek, böyle bir algı üretmeyi
doğru bulmuyorum. Bunlar iç içe geçmiş, birbirinin yüzüne bakan
insanlar, bu veballi bir iştir. Kavga çıkarmak isteyenlerin de
itidal, kardeşlik çağrısı hoşuna gitmiyor.
CEMAAT VE HÜKÜMET ARASINDA ARABULUCUK YAPANLARA SALDIRI
VAR
Kişiselleştirmek belki doğru değil ama, son dönemde bize dönük
saldırılarda sebep sadece bizim açıklama yapmamızdan değil. Biz
daha önceki süreçlerde de arabuluculuk yapıp, itidal telkin eden
kişilerdik. Örneğin Hüseyin Çelik’le ilgili twitterdan yapılan
tehditlere bakın ya da Suat Kılıç’la veya benim şahsımla ilgili. Bu
kişilere dönük, neredeyse “siz devre dışı kalın, biz rahat kavga
edelim” demek isteyen insanlar olduğunu görüyoruz.
CEMAAT VE HÜKÜMET ARASINDAKİ GERİLİMİN MİLADI MİT
Mİ?
MİT meselesini ben halen anlamdırabilmiş değilim. Bir ülkenin kendi
kurumuna karşı böyle bir hamle kimin amacına hizmet eder? Kim, niye
böyle bir şey yapar? Bunu biz doğrudan hükümete dönük bir teşebbüs
olarak algıladık o dönemde. Sayın Başbakanımızın Hakan Fidan ve
MİT’e sahip çıkmasının da sebebi oydu. Her kurumun, her icraatı da
doğru olmayabilir. Kurumlar da bir dönüşüm geçiriyor. Ama bir
yanlışlığa vurgu yapmak başka bir şeydir, kurumumu tahrip etmeye
kalkmak doğru olmaz. Bu MİT, TSK ve polis için de geçerlidir. Biz
bunu milletimizin lehine olan bir durum olarak görmedik.
MİT KRİZİ GÜNLERİNDE BAŞLAYAN TARTIŞMA NEDENİYLE BUGÜN DAHA
KIRILGANIZ
Akdoğan, “Cemaat ve hükümet arasındaki gerginliğin miladı olarak
MİT krizini işaret edenler var. Bu değerlendirmelere katılıyor
musunuz? Sizin için MİT krizi neydi?” sorusunu üzerine şöyle
konuştu:
Neticede bu tartışmalar o günlerde hararet kazandı. O günden beri
biz böyle bir sorunla uğraşıyorsak, sürekli enerjimizi tüketiyorsa,
bir kırılganlık meydana getiriyorsa, elbette o gün başlayan bir
tartışma sebebiyle bugün daha kırılganlık bir noktadayız. Bunları
da göz ardı edemeyiz. Bu ülkeyi seçilenler mi yönetecek, yoksa bir
takım vesayet odakları mı yönetecek? Milli iradeye kast eden her
türlü teşebbüs, siyaset mühendisliğine soyunan, yeni vesayet
odakları oluşturan her türlü teşebbüs için geçerli bir durumdur.
Başbakan’ın konuşmasında Meclis iradesi vurgusu çok önemlidir.
Kimse bu tür çıkışlarla, gazete haberleri, hamlelerle AK Parti’ye,
AK Parti’nin gidişatına yön veremez. İstikametini belirleyemez. AK
Parti'nin istikametini millet belirler. Bu tür korkutmalarla, yalan
yanlış bilgelerle yalan yanlış bilgilerle AK Parti'ye kimse
istikamet belirleyemez.
TAKİP KURULU’NUN YAZIŞMALARINDAN ZARAR GÖREN VAR
MI?
Soruşturma konusunda bilgim yok. Son gündeme getirilen konuların
tutarlılığı yoktur. AK Parti’ye yönelik bir imaj oturtulmaya
çalışılmaktadır. Burada bilgi kırıntıları olabilir. Başbakanlık
Takip Kurulu kağıt üzerinde bir sürü yazışma yapıyor. Bu
yazışmalardan zarar gören bir kişi var mı? Bunlar kağıt üzerinde
tutulmuş, hiçbiri fiili bir duruma geçmemiş, bundan mağduriyet
yaşanmamış. EMASYA’dan tutun MGK’nın yapısının değiştirilmesine
Takip Kurulu’nun kaldırılmasına hepsini biz tasfiye ettik. Bunları
kaldıran mücadelesini veren biziz.
BU BİR YIPRATMA KAMPANYASI
Bu bir AK Partiyi yıpratma kampanyasıdır, iki Tayyip Erdoğan’ın
önünü kesme çabasıdır. Ben bunu bu şekilde görüyorum. Bu çok
sürpriz bir durum da değil. Sayın Başbakanımızla ilgili son bir
haftadır söylenmedik şey kalmadı. Özellikle Twitter’da. Kendisi en
ufak bir karşılık vermedi. Bu tür kanaat önderlerini kimsenin
kavganın bir parçası gibi göstermeye hakkı yoktur. Muhteva farklı
olabilir ama biz her seçimden önce böyle şeyler yaşıyoruz. 10
yıldır böyle şeylerle mücadele ederek geldik.
TAVSİYE KARARLARIYLA ÜLKE YÖNETİLMEZ
MGK’da bir tavsiye kararı vardı, biz bütün yaptıklarımızı bunun
üzerine yaptık gibi bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Hiçbir tavsiye
kararı kimseye hukuksuzluk kapısını açmaz, tavsiye kararlarıyla da
ülke yönetilmez. 2004 MGK kararı çöpe gitmiştir, yok hükmünde
olmuştur. Herhangi bir toplum kesimini mağdur edecek bir fiiliyatın
içerisinde olmamıştır hükümet. Devlet yapısı içerisinde istihbarat
örgütlerinin birçok kişi ve kesim ile ilgili fikri olabilir. Bu
illa onlarla ilgili bir hareket yapıldığı anlamına gelmez. Güvenlik
soruşturması yapılıyor, sabıka kaydı var mı bakılıyor. Birileri
bunları da kötü algılayabilir. Güvenlik teşkilatlarının bu tür
bilgilere sahip olması başka şeylerdir, bu bilgilerle vatandaşın
aleyhine harekete geçilmesi başka bir şeydir. Biz MGK
toplantılarında sıkıntı yaşıyorduk, YAŞ toplantılarında biz sıkıntı
yaşıyorduk. Şurada imam hatipli öğrenci var, burada başörtülü
öğrenci var diye biz sıkıştırılıyorduk. Bilgi kırıntıları üzerinden
böyle bir senaryo üretmek hakkaniyete uygun değildir.
BAŞBAKAN’IN FİKRİNİ DEĞİŞTİRDİLER İDDİASI
HAKSIZLIK
Akdoğan, Başbakan Erdoğan’ın cemaat konusunda yakın çevresi
tarafından fikri değiştirildi değerlendirmelerine ilişkin olarak,
“Cemaat konusunda başbakan iyi bakıyordu ama kötüye çevrildi gibi,
sanki manipülasyon, enfeksiyon varmış algısıyla bunu söylemek
yanlış ve haksızlık olur” dedi.