Aileden bir isim konuştu: Menzil Cemaati’nde taht kavgası mı başladı?
Menzil Cemaati şeyhi Abdülbaki Erol’un ölümünün ardından aile arasında taht kavgası çıktığı iddialarına ilişkin açıklama geldi.
Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün aile içinden olduğunu belirttiği bu kişi, “Kardeşlerin daha ilk günden yollarını ayırmalarını cemaat de hoş karşılamaz” dedi; “babaları tarafından halifelikle yetkilendirilen kardeşlerin, faaliyetlerini ayrı ayrı sürdürme konusunda anlaştıklarını, camilerinin de farklı olacağını” belirtti.
Saygı Öztürk’ün yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Daha önce alınmış tövbelerin geçersizliği diye bir şey yok”
Aile arasında taht kavgası çıktığına ilişkin iddiayı, ailenin içinden olan birisine sordum. Şunları söyledi:
‘Seyda Abdülbaki'nin cenazesi çok kalabalık oldu. Gelenlerden bir kısmı ‘Tövbe' almak istiyor. Çok kalabalık olduğu için, halife olan üç kardeş, üç ayrı camide tövbe düzenledi. Kalabalık olduğu ve aynı anda daha fazla kişinin tövbe alabilmesi için 50 metre uzunluğunda, 10 ayrı ip ve buna bağlı olan ipler atıldı. Böylece onlarca kişinin tövbe alabilmeleri sağlandı. Yani, iddia edildiği gibi aile arasında taht kavgası diye bir şey yok. Taziyeler kabul ediliyor, gelenlere namaz kıldırılıyor, tövbe almaları sağlanıyor. Daha önce alınmış tövbelerin geçersizliği diye bir şey yok.’
“Kardeşlerin daha ilk günden yollarını ayırmalarını cemaat de hoş karşılamaz”
Daha önce ‘Tövbe almış’ olanların, yeni şeyhin ismini zikrederek ona bağlılıklarını bildirmesi isteniyor. Bunu da sordum, ‘Tövbeyi kabul eden Allah'tır. Daha önce tövbe almış olanların, şeyhin ölümüyle tövbelerinin iptal olacağı şeklindeki görüş doğru değildir. Tövbenin iptali diye bir şey yok. Allah yolunda ilerlemek vaciptir. Kardeşlerin daha ilk günden yollarını ayırmalarını cemaat de hoş karşılamaz’ dediler.
“Kardeşler, faaliyetlerini ayrı ayrı sürdürme konusunda anlaştı”
Üçü de üç ayrı camide faaliyetlerini sürdürecekler. Şu anda en güçlü isim Seyda Saki. Holdingin de yöneticisi. Devletle bağlantıları en iyi olan isim. Aileden konuştuğum kişi, ‘Babaları tarafından halifelikle yetkilendirilen kardeşlerin, faaliyetlerini ayrı ayrı sürdürme konusunda anlaştıklarını, camilerinin de farklı olacağını’ belirtti.”