15 Eyl 2006 11:00 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

AHMETLERİN "YAVŞAK" KAVGASINA ORAY EĞİN YORUMU: "ONU RAHAT BIRAKMAYACAKLAR"!!!

Hadi İslamcılar'ın arasında yer almayacak da, şimdi kendisini ait hissettiği Beyaz Türkiye'de barınabilecek mi? Ahmet Hakan'ı bekleyen asıl soru bu. Zira, Türk Basın tarihi 'efendisiyle yükselip efendisiyle düşen' gazetecilerle dolu

ONU RAHAT BIRAKMAYACAKLAR


Beyaz Türkler'le İslamcılar arasındaki çatışmanın ilk yansıması geçen gün Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'la Ahmet Taşgetiren arasında yaşandı.Düzey de epey düştü.
Taşgetiren, bugüne kadar sergilediği duruşa yakışmayacak bir üslupla Ahmet Hakan'a tarikatlarla ilgili yazılarından dolayı 'yavşak' dedi. Ertesi gün de 'Neden üzerine alınıyorsun' diye saçmasapan bir kıvırmaya gitti. Ahmet Hakan da lafı 'Asıl yavşak kim acaba'ya getirdi...

Taşgetiren'in tepkisi, bugüne kadar Ahmet Hakan'a 'geldiği' yerden en sert çıkış. Aslında, bir bakıma tehdit de içeriyor. Adeta 'Seni rahat bırakmayacağız' mesajı veriyor. Buradan İslamcılar'ın bir daha Ahmet Hakan'ı aralarına kabul etmeyeceğini anlamak da mümkün.

Hadi İslamcılar'ın arasında yer almayacak da, şimdi kendisini ait hissettiği Beyaz Türkiye'de barınabilecek mi? Ahmet Hakan'ı bekleyen asıl soru bu.

Zira, Türk Basın tarihi 'efendisiyle yükselip efendisiyle düşen' gazetecilerle dolu. Menderes döneminin, Ecevit'in, Demirel'in, sonradan Tansu Çiller'in ve Mesut Yılmaz'ın da özel gazetecileri olduğunu, bunların medyada üst düzeylerde o iktidarlar boyunca yer aldığını biliyoruz. Sonradan bir kısmı yok oldu, bir kısmı silindi, bir kısmı da hala yedekte ama hiçbir etkileri yok.

Ahmet Hakan'ı ortaya çıkaran nedenlerin de konjonktürle ilintili olduğu saklı değil. Acı olan şu ki, o kendisini bu sebeplerden bağımsız olarak da konumlandıramadı henüz. Dönemsel olmadığını kanıtlayamadı. Yarın öbür gün Türkiye'de rüzgarlar değiştiğinde, ana malzemesi İslami geçmişi olan biri, insanlar bu konuyla ilgilenmediğinde ne yapacak?

Hala nasıl döndüğünü, bir zamanlar 'karanlıkta' olduğunu, kamplaştığını anlatıp duruyor. Ziya Şark Sofrası'ndan Safran'a geçiş süreci günlüklerinde.

YERLİ 'DA VINCI ŞİFRESİ'

Öte yandan, İslamiyet'le ilgili bütün meseleleri kendisini merkeze koyarak anlatması da bir aşamadan sonra insana ürkütücü geliyor. Orhan Pamuk'un 'Kar' romanındaki Sunay Zaim karakterini andırıyor bana daha çok: Sürekli olarak Atatürk rolleri oynayan, sonradan kendisini gerçekten devlet başkanı zannedip darbe yapan tiyatrocu gibi. Romanda, kariyeri şuursuzca sarf ettiği 'Bunca yıl Atatürk'ü oynadım, yüce halkımız layık görürse bir gün Peygamber Efendimiz'i de oynamak isterim' cümlesiyle bitmişti.

Açıkçası, Ahmet Hakan da en son ailesinin zamanında İsmailağa Cemaati'ne yakın olduğunu açıklayarak, kendisini bu gündeme de iliştirdi ya. Böyle giderse yakında yerli 'Da Vinci Şifresi'nin de kahramanı olduğunu açıklayacak sanki. Korkarım, bir gün Sunay Zaim'inkine benzer bir cesaretle kendilerinin Peygamber soyundan geldiğini söylerse...

Kendi hayatını tefrikalandırıp, duruşunu Beyaz Türkiye'nin hoşuna gidecek şekle sokması ondan İslamcı harika çocuk olmasını bekleyen eski çevresini kızdırıyor doğal olarak. Kendi cenahlarının böylesi bir karikatür yaratmasından dolayı hoşnutsuzlar; adeta Büyük İslamcı Projesi'nin ne kadar gülünç olduğunu kanıtlıyor duruşuyla.

Ama Beyaz Türkler için de hala bir karikatürden daha fazlası değil, olamadı bir türlü. Bütün çabalarına rağmen kendisinin 'gerçek' olabileceğine inandıramadı.

Tam da bu noktada, geçen haftalarda Taha Kıvanç / Fehmi Koru'nun tekliflere rağmen neden büyük gazetelerde yazmadığına ilişkin söyledikleri manalı olabilir: 'Başka gazetelerde böyle bir ortam bulamayacağımdan korkuyorum (...) Nedense özgürl