20 Ara 2013 17:09
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:49
Ahmet Taşgetiren: Yayın çizgisini onaylamadığım için gazeteden ayrıldım!
Bugün Gazetesi ile yollarını ayıran Ahmet Taşgetiren ayrılık nedenlerini ve operasyonla ilgili düşüncelerini açıkladı.
Cemaate yakınlığıyla bilinen Bugün Gazetesi’nin yazarı
Ahmet Taşgetiren, son yazısıyla Bugün Gazetesi’nden ayrıldı.
Taşgetiren, gazeten ayrılışının nedenlerini ve operasyonla ilgili
düşüncelerini OGÜNhaber’e anlattı.
Dershanelerin kapatılması kararıyla başlayan hükümet-cemaat geriliminde dershanelerin kapatılmasına karşı olduğunu dile getiren ancak aynı zamanda cemaat medyasının yayın politikasını da eleştiren Taşgetiren'in Bugün ile yolları ayrıldı. Cemaat-hükümet geriliminde uzlaşmacı yazılarıyla bilinen Akil İnsanlar Heyeti'nde de görev yapan ilahiyatçı yazar cemaat içinden bazı kişiler tarafından "pirincin içindeki taş" olarak isimlendirilmişti.
Konu ile ilgili olarak OGÜNhaber’den Erman Çimen'e değerlendirmelerde bulunan Ahmet Taşgetiren gazetenin genel yayın çizgisini onaylamadığı için kendi isteği ile ayrıldığını söylerken ‘Gazetenin hem hizmet ettiğini düşündüğü camiaya, hem de Türkiye’ye faydalı olduğunu düşünmediğim için, hem de kendi çizgimle gazete arasında mesafe açıldığı için ayrıldım’ diye konuştu. Gündemdeki yolsuzluk operasyonuyla ilgili olarak da daha çok hükümete yönelik bir operasyon olduğunu düşündüğünü söyleyen Taşgetiren, yolsuzluk iddialarının bunu örten bir mahiyet taşıdığını ifade etti.
Ahmet Taşgetiren’in OGÜNhaber’e yaptığı değerlendirmeler şöyle;
“Gazetenin genel yayın çizgisini onaylamadığım için, onun hem hizmet ettiğini düşündüğü camiaya hem de Türkiye’ye faydalı olduğunu düşünmediğim için, ayrıca kendi çizgimle gazete arasındaki mesafe açıldığı için kendi isteğimle ayrıldım. Onlardan ayrılmam için herhangi bir talep gelmedi. Hatta yazmaya devam etmemi rica etmişlerdi.
Operasyon hükümete yönelik!
Ortada bir operasyon var. Yolsuzluk gibi gözüküyor ama daha çok hükümete yönelik bir operasyon olduğunu, yolsuzluk iddialarının bunu örten bir mahiyet taşıdığını düşünüyorum. Yolsuzluk var mıdır, olabilir bilemiyorum. Bunların araştırılması lazım. Kesinlikle göz yumulmamalı, kime kadar gidiliyorsa bu soruşturma gitmeli. Temiz Türkiye, olmazsa olmaz bir şeydir. Ancak buradan yola çıkıp hükümete çelme takma, hükümete operasyon yapma tarzındaki bir girişimin kabul edilebilir olmadığına inanıyorum. Bunun özellikle yargı-emniyet işbirliği tarzında özel örgütlenme görüntüsü verecek çerçevede sürmesinin demokratik sistem açısından da son derece problemli olduğunu düşünüyorum.
Devlet içinde devlet kabul edilemez
Başbakan’ın devlet içinde devlet tanımlamasının gerçeğe tekabül ettiği ölçüde vahim bir durumu ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bende de gerçekten böyle bir olgu olduğuna dair işaretlerin çok belirgin olduğu kanaati hakim. Bu operasyonu yapabilecek işbirliklerinin sadece AK Parti için değil, sade vatandaş için de ciddi sorun teşkil ettiğini düşünüyorum. Devlet adına yapılan şeyleri hukuk çerçevesinde denetleme imkanınız olabilir ama hukukla emniyet birimlerinin işbirliği tarzında ortaya çıkacak bir şeyin gerçekten sade vatandaş için bile ortaya çıkacak riskini ve tehlikesini önleme imkanı yoktur. Onun için bu tarz yapılanmaların asla olmaması gerektiğini ve cemaat dediğim vakıanın bununla ilintili hale gelmesinin de cemaat için büyük sorun olduğunu, onları da gölge altına atacağını düşünüyorum.
Her iki camia da zarar görür
Ben AK parti kitlesi ile Cemaat dediğimiz yapının kitlesinin çok geçişli, birbiriyle iç içe, nerdeyse aynı aile ortamında yaşayan insanlardan oluştuğunu düşünüyorum. Buradaki gerilimin büyümesi derinleşmesi ölçüsünde de her iki camianın zarar göreceği kanaatindeyim.
Kırgınlık önemli değil
Ben yazı yazıyorum. Bir yazı yazan insan Türkiye’ye kendi çapında bir katkıda bulunmak ister. Bu katkımız bugüne kadar Bugün Gazetesi’ndeydi, daha önce Yeni Şafak’ta idi. Yarın başka bir yerde olur. O yüzden kırgınlık önemli değil. Bu konuda şimdilik başka bir şey söylemek istemiyorum.”
Dershanelerin kapatılması kararıyla başlayan hükümet-cemaat geriliminde dershanelerin kapatılmasına karşı olduğunu dile getiren ancak aynı zamanda cemaat medyasının yayın politikasını da eleştiren Taşgetiren'in Bugün ile yolları ayrıldı. Cemaat-hükümet geriliminde uzlaşmacı yazılarıyla bilinen Akil İnsanlar Heyeti'nde de görev yapan ilahiyatçı yazar cemaat içinden bazı kişiler tarafından "pirincin içindeki taş" olarak isimlendirilmişti.
Konu ile ilgili olarak OGÜNhaber’den Erman Çimen'e değerlendirmelerde bulunan Ahmet Taşgetiren gazetenin genel yayın çizgisini onaylamadığı için kendi isteği ile ayrıldığını söylerken ‘Gazetenin hem hizmet ettiğini düşündüğü camiaya, hem de Türkiye’ye faydalı olduğunu düşünmediğim için, hem de kendi çizgimle gazete arasında mesafe açıldığı için ayrıldım’ diye konuştu. Gündemdeki yolsuzluk operasyonuyla ilgili olarak da daha çok hükümete yönelik bir operasyon olduğunu düşündüğünü söyleyen Taşgetiren, yolsuzluk iddialarının bunu örten bir mahiyet taşıdığını ifade etti.
Ahmet Taşgetiren’in OGÜNhaber’e yaptığı değerlendirmeler şöyle;
“Gazetenin genel yayın çizgisini onaylamadığım için, onun hem hizmet ettiğini düşündüğü camiaya hem de Türkiye’ye faydalı olduğunu düşünmediğim için, ayrıca kendi çizgimle gazete arasındaki mesafe açıldığı için kendi isteğimle ayrıldım. Onlardan ayrılmam için herhangi bir talep gelmedi. Hatta yazmaya devam etmemi rica etmişlerdi.
Operasyon hükümete yönelik!
Ortada bir operasyon var. Yolsuzluk gibi gözüküyor ama daha çok hükümete yönelik bir operasyon olduğunu, yolsuzluk iddialarının bunu örten bir mahiyet taşıdığını düşünüyorum. Yolsuzluk var mıdır, olabilir bilemiyorum. Bunların araştırılması lazım. Kesinlikle göz yumulmamalı, kime kadar gidiliyorsa bu soruşturma gitmeli. Temiz Türkiye, olmazsa olmaz bir şeydir. Ancak buradan yola çıkıp hükümete çelme takma, hükümete operasyon yapma tarzındaki bir girişimin kabul edilebilir olmadığına inanıyorum. Bunun özellikle yargı-emniyet işbirliği tarzında özel örgütlenme görüntüsü verecek çerçevede sürmesinin demokratik sistem açısından da son derece problemli olduğunu düşünüyorum.
Devlet içinde devlet kabul edilemez
Başbakan’ın devlet içinde devlet tanımlamasının gerçeğe tekabül ettiği ölçüde vahim bir durumu ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bende de gerçekten böyle bir olgu olduğuna dair işaretlerin çok belirgin olduğu kanaati hakim. Bu operasyonu yapabilecek işbirliklerinin sadece AK Parti için değil, sade vatandaş için de ciddi sorun teşkil ettiğini düşünüyorum. Devlet adına yapılan şeyleri hukuk çerçevesinde denetleme imkanınız olabilir ama hukukla emniyet birimlerinin işbirliği tarzında ortaya çıkacak bir şeyin gerçekten sade vatandaş için bile ortaya çıkacak riskini ve tehlikesini önleme imkanı yoktur. Onun için bu tarz yapılanmaların asla olmaması gerektiğini ve cemaat dediğim vakıanın bununla ilintili hale gelmesinin de cemaat için büyük sorun olduğunu, onları da gölge altına atacağını düşünüyorum.
Her iki camia da zarar görür
Ben AK parti kitlesi ile Cemaat dediğimiz yapının kitlesinin çok geçişli, birbiriyle iç içe, nerdeyse aynı aile ortamında yaşayan insanlardan oluştuğunu düşünüyorum. Buradaki gerilimin büyümesi derinleşmesi ölçüsünde de her iki camianın zarar göreceği kanaatindeyim.
Kırgınlık önemli değil
Ben yazı yazıyorum. Bir yazı yazan insan Türkiye’ye kendi çapında bir katkıda bulunmak ister. Bu katkımız bugüne kadar Bugün Gazetesi’ndeydi, daha önce Yeni Şafak’ta idi. Yarın başka bir yerde olur. O yüzden kırgınlık önemli değil. Bu konuda şimdilik başka bir şey söylemek istemiyorum.”