AHMET TANER KIŞLALI BELGESELİ İÇİN "KEŞKE OLMASAYDI" EKİBİ HANGİ AÇIKLAMAYI YAPTI?
Ahmet Taner Kışlalı'nın ölüm yıldönümünde Kanal 24'te yayınlanan 'Keşke Olmasaydı' adlı belgesel program Kışlalı ailesinin tepkisini çekmişti.Keşke Olmasaydı ekibi Medyaradar'a konuyla ilgili bir açıklama gönderdi.İşte o açıklama...
"KEŞKE OLMASAYDI" AÇIKLAMA
Sayın Mehmet Ali Kışlalı´nın Radikal Gazetesi´ndeki 7 Kasım 2009 tarihli "Yeğenim İsyan Ediyor" başlıklı yazısının içeriği, yaklaşık 3 yıldır yayın hayatında olan bir çok başarıda imzası bulunan program çalışanları tarafından üzüntüyle ve kaygıyla karşılanmıştır.
Yayında olduğu ilk günden beri "Türkiye´nin Bölünmez Bütünlüğünün" vurgusunu yapan ve özellikle "Birleştirici" dokusuyla ilgi çeken Keşke Olmasaydı, malum köşeyazısının içeriğini belirleyen Sayın Dolunay Kışlalı´nın mektubunda açıkça: "İran´ın susturduğu, satın aldığı, korkuttuğu beyinler ve beyinsizler !" olarak tanımlanmaktadır.
"Ne idiği belirsiz bir -muhteremi- uzun uzadıya konuşturmuşlar" diyecek kadar üsluptan uzak bu yazı, malesef Türkiye´nin saygın basın organlarından birinde yayımlandı. (Bu arada yazıda vurgulanan -muhterem- Doç.Dr.Fikret Başkaya´dır ve 33 dakikalık program süresi içinde yalnızca -2 dakika 4 saniye- konuşmuştur. Bunun dışında kalan süre, sevgili Ahmet Taner Kışlalı´nın akrabaları ve arkadaşlarına ayrılmıştır.)
Biz Keşke Olmasaydı çalışanları, "İran, AB ve ABD ve onlara alet olanların gaflet, dalalet ve hıyanetleri..." şeklinde devam eden bu yazının üslubuna uygun cevap vermeyi, başta rahmetli Ahmet Taner Kışlalı´nın saygılı ve ölçülü kişiliğine hakaret kabul ediyoruz.
Ayrıca programda oluşturduğumuz içerik, bugüne kadar yaptığımız üzere kendi cümlelerimizle değil, özellikle Sayın Ahmet Taner Kışlalı´nın yakın akrabası olan ve olayın ardından benzer eleştirileri gündeme taşıyan Hıncal Uluç´un yazılarıyla gerçekleşmiştir.
Program yayınından sonra telefonla görüştüğümüz ve -beğenilerini aldığımız- Sayın Mehmet Ali Kışlalı´nın, yayından neredeyse 1 hafta sonra gelen bu talihsiz yazısını Keşke Olmasaydı çalışanları olarak anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz.
3 yıldır 40´ın üzerinde bölüme imzasını atmış olan bu programın sadık takipçileri çok iyi bilmektedir ki, biz, özellikle de "18 Mart Çanakkale Geçilmez !" ve "Kıbrıs Harekatları" bölümleriyle Türk Ordusu ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk konusunda söylenecek sözümüzü sonuna kadar söyledik. Bu konuda bırakın eleştiri kabul etmeyi, hiç kimsenin referansına dahi ihtiyacımız bulunmamaktadır!
Ancak, yeraltından cephaneliklerin çıktığı ve birçok cinayet davasının Ergenekon sürecine dahil edildiği bir zeminde, bir haber ve yakın tarih belgeseli olarak bu gerçekliğin üzerini örtüp geçmenin de yayıncılık etiğine ne kadar uygun olacağını sormaktayız.
Saygılarımızla...
