13 Kas 2013 09:23 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:45

Ahmet Kekeç'ten KOÇ grubuna: Olmasaydı olmazdınız!

10 Kasım'da başlayan "olmasaydın olmazdık" tartışmasına Ahmet Kekeç de dahil oldu.

E, biz de yıllardır bunu anlatmaya çalışıyoruz işte!
İttihatçıların “milli burjuvazi” oluşturma fikri hüsranla sonuçlandı. Sonrasında “ekalliyet düşmanlığı”na dönüştü.
Fikrin babalarından Kara Kemal yıllar sonra “zengin”le “burjuva”nın aynı şey olmadığını söyleyecek, “yanıldıklarını” itiraf edecektir.
İttihatçıların (Kara Kemal’in tasavvurundaki sermaye anlayışının) bittiği/bitirildiği noktada “onlar” sahne aldı.
Hani, “Olmasaydın, olmazdık” diye ilan veren ve hep de hükümet düşürme organizasyonlarında, Gümrük Birliği karşıtı nümayişlerde, IMF adına “hükümet sıkıştırma” oyunlarında, anti-demokratik gövde gösterilerinde, Gezi olaylarında, şurda burada karşımıza çıkan ünlü sermaye grubu...
İsmi lazım değil...
...
Bütün o İzmir İktisat Kongreleri, sanayileşme çabaları, devlet güdümlü teşvik ve yatırım programları aynı kapıya çıkar; taponcu sermayeyi koruyup palazlandırmak ve en nihayetinde sermaye sınıfının yedeğinde ulusal (!) ve laik özellikler gösteren bir “orta sınıf” türetmek.
Batı’daki burjuvaziden farklı olarak, bu sınıf, devlete yaslandıkça semirdi; devlete borç para veren “repocu” kazurat takımını türetti. Rekabetten korktuğu için de, dünyaya açılmak yerine “iç pazar”ı parsellemeye yöneldi; ürettiği çürük­ çarık malları dünya ortalamasının üzerinde fiyatlarla yoksul Türk halkına kaktırdı.
Bu sınıf, yıllarca, nesebi gayrı sahih bir bayram olan Yerli Malları Haftası’yla kendisine bir kulvar açmaya, rekabet düzenine başkaldırıp palazlanmaya çalıştı.
Palazlandı da...

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN