17 Ağu 2015 11:43 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:49

Ahmet Kekeç'ten Hasan Cemal'e sert yanıt: Ambulans çağırın... Nokta!

Star yazarı Ahmet Kekeç, daha önceki yazılarına itiraz ettiği gibi Hasan Cemal'in dünkü yazısına da uzun ve sert bir itiraz metni kaleme aldı.

Son günlerde oluk gibi akan kan ve gözyaşının tek sorumlusunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu iddia eden Hasan Cemal, önceki gün, köşesinde bu gerekçelendirmesini de 7 Haziran seçimlerinin sonucuna bağlamış ve yazısının başlığını, "Akan kanın bir numaralı sorumlusu, Saray'daki Sultan'dır, nokta!" diye atmıştı.

Hasan Cemal, koalisyon görüşmeleri sonrasında ise aynı netlikte bir yazı kaleme almıştı. Yazısının başlığını "Koalisyon yolunu Erdoğan kesti, nokta!" seçen Hasan Cemal, "Şimdi Türkiye'yi bugünkünden çok daha çalkantılı, kanlı ana baba günleri bekliyor. Bu döneme istikrarsızlık damgasını vuracak" dediği köşesini "Allah Türkiye'ye kolaylık versin!" cümlesi ile bitirmişti.

Birgün sonra ise kendisine yöneltilen "Erdoğan takıntısı var" suçlamasına, "Evet, Erdoğan takıntım var, saklamıyorum." diye yanıt veren Hasan Cemal, şöyle yazmıştı:

"İşte bütün bu nedenlerle Erdoğan'a kırmızı kart göstermeyi sürdüreceğim.

İşte bütün bu nedenlerle benim Erdoğan takıntım, demokrasi ve hukukun üstünlüğü bu memleketin de kapısını çalıncaya kadar devam edecek!
Anlatabildim mi takıntımı?.."

Hasan Cemal, sonu nokta ile biten yazılarına dün de devam etmiş ve "Baş sorun Erdoğan'dır, nokta!" başlıklı bir yazı kaleme almıştı.

Star yazarı Ahmet Kekeç, daha önceki yazılarıa itiraz ettiği gibi Hasan Cemal'in dünkü yazısına da uzun ve sert bir itiraz metni kaleme aldı. Ambulans çağırın... Nokta! başlıklı bir yazı kaleme alan Kekeç, Hasan Cemal'e "Ünlemli yazılarınıza ünlemli karşılıklar alıp kendinizi küçültmeye devam mı edeceksiniz?" diye sordu.

İşte Kekeç'in yazısından dikkat çeken bölümler:

NORMAL BİR İNSAN UTANIR! HASAN CEMAL UTANMIYOR

"Önceki gün upuzun bir “nefret gerekçesi” listesiyle çıktı karşımıza.

Dün de son darbeyi indirdi: “Baş sorun Erdoğan’dır, nokta!”

Hasan Cemal’den söz ediyorum...

Kim olacak?

Önce “nefret listesi”nden başlayalım:

Listenin en göze çarpan maddesi, “Afedersiniz (bana) Ermeni dediler” sözü... (Erdoğan böyle demek suretiyle hem ırkçılık yapmış, hem nefret suçu işlemiş. Demokrasiyi çok seven Hasan Cemal de bu yüzden Erdoğan’ı takıntı haline getirmiş... Nefret gerekçesi listesindeki bazı maddelerin, vaktiyle Hasan Cemal tarafından da alkışlanmış politik tutumlar/reformlar olduğunu hatırlatalım ki, usta gazeteciyle aramızdaki fark görülsün. “Nedir bunlar?” diye sormayın. “Google” diye bir şey var.)
Normal bir insan utanır.

Hasan Cemal utanmıyor. “Bu sözün hangi bağlamda, hangi saikle söylendiğini suratıma çarparlar, rezil olurum” demiyor. Ergen yalanlarına devam ediyor.

Erdoğan “Afedersiniz (bana) Ermeni dediler” demedi.

Ne dediğini Hasan Cemal çok iyi biliyor.

Markar Esayan yazdı... Yıldıray Oğur yazdı... Özlem Albayrak yazdı...
Çok da güzel yazdılar.

Bu satırların yazarı da birkaç kez yazdı.

İDRAK SAHİNİ BİR İNSAN OKUR VE...

İdrak sahibi bir insan (idrak sahibiyse gerçekte), sözün tamamını okur ve “Affedersiniz çok daha çirkin şeylerle (bana) Ermeni diyenler oldu” cümlesindeki, “çok daha çirkin şeylerle” ifadesiyle neyin (hangi çirkinliğin) “yargılandığını”teslim ve takdir eder. Bizimki “çarpıtmayı” ve çarpıttığı söz üzerinde tepinmeyi tercih ediyor.

Hasan Bey’e şunu söylemek lazım:

İttihatçı türdeşlerinizin (ailenize Ermenilerden gasp edilmiş köşk armağan edenlerin) yarattığı katı ve sınıfsız toplum. “Ermeni” sözcüğünü hakaret ifadesi yerine kullanıyordu.

Buna bir de ek yapıyordu: “Ermeni dölü...”

Erdoğan, İşte o “çok çirkin şeylerle” ifadesiyle bunu hatırlatıyordu, buradaki “ayıp tutuma” dikkat çekiyordu.

HANİ DEDENİZİN KESTİĞİ ERMENİLER...

Hani, dedeniz Cemal Paşa’nın kestiği Ermeniler...

Hani, varislerinden biri olmakla övündüğünüz “Cemal Paşa Köşkü”nün gerçek sahibi olan Ermeniler...

Hani “Dedemin bu işlerde dahli yok” demeye getirdiğiniz kitaplar yazarak ve 1915’in acısını paylaşıyormuş ayaklarına yatarak sırtlarından “pozisyon” elde etmeye çalıştığız Ermeniler.
Siz pozisyonunuzu düşünüyorsunuz, dedenizi kurtarmaya çalışıyorsunuz ama nefret ettiğiniz Erdoğan yol açtığınız facianın ceremesini ödüyor.

Utanmanızı sağlar mı bilmiyorum ama 1915’le ilgili ilk “resmi özür” dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından yapıldı... Gasp edilmiş Ermeni vakıfları, Erdoğan döneminde sahiplerine iade edildi... 2.5 milyar dolarlık tediye, Erdoğan döneminde yapıldı.

İlle de nefret suçu ve ırkçılık arıyorsanız, “katı ve sınıfsız bir toplum” oluşturmakla övünen doktrin sahiplerine (paydaşı olmakla övündüğünüz ilerici Türk yöneticilerinin bazı tutumlarına) bakacaksınız...

ÜNLEMLİ YAZILARINIZA ÜNLEMLİ KARŞILIKLAR MI ALACAKSINIZ?

Hasan Bey’in müteakip yazısına (“Baş sorun Erdoğan’dır nokta!” başlıklı yazısına) gelince...
Evet, sözünü yine “ünlemli nokta”yla bitirmiş.

Öyle bir yazı ki, insanın, “Ambulans çağırın” diyesi geliyor. Çünkü nefret gözünü karartmış; ne söylediğini, sözünün nereye gittiğini bilmiyor. Hezeyanlar halinde, “ünlemli ünlemli” sayıklıyor.
Mesela, “Erdoğan darbesi” diyor. Erdoğan’ın “yönetim sistemi değiştirmiş” sözünü “darbenin itirafı” sayıyor.

Değişmemiş midir Hasan Cemal?

Cumhurbaşkanı artık halk tarafından seçiliyor. Bu durum bir değişikliğe işaret etmiyor mu?
Erdoğan, “Halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanlarının yetkilerini ve görev alanını düzenleyen düzenlemeler yapılamıştır” diyor ve mevcut fiili durumun anayasal bir çerçeveye kavuşturulmasını istiyor.

Yanlış mı?

Daha doğrusu bunun neresi yanlış?

Bir şey daha:

Hep böyle ünlemli yazılar mı yazacaksınız?

Ünlemli yazılarınıza ünlemli karşılıklar alıp kendinizi küçültmeye devam mı edeceksiniz?