Ahmet Kekeç'ten Etyen Mahçupyan'a: Başdanışmandan bozma, seviyesiz, çirkin, fırıldak...
Star yazarı, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bir süre başdanışmanlığını yapan Karar yazarı Etyen Mahçupyan'a yönelik olarak sert ifadeler kullandı.
Kekeç, "Bir gazetede köşe yazarlığı yapıyor. Bu gazete 'seviye'
düsturuyla yayın hayatına başlamıştı. İşbu seviyeli gazetenin
'seviyesizliği' ve 'çirkinliği' temellük etmiş Başdanışmandan bozma
yazarı şöyle diyordu: 'Başbakan değişmeseydi 15 Temmuz yaşanmazdı',
'Başbakan değişmeseydi kredi notumuz düşmezdi', 'Başbakan
değişmeseydi dolar bu kadar yükselmezdi'" diye yazdı.
Mahçupyan, dün (12 Şubat 2017) yayımlanan yazısında kanun hükmünde
kararname (KHK) ile yüzlerce akademisyenin görevine son
verilmesiyle ilgili olarak "Her KHK ile bir sürü insan sorumsuzca
işinden ediliyor; Bu çılgınlığa baktığımda hâlâ ‘AK Partili’ biri
olarak tek bir duygum var. Utanç" demişti.
Ahmet Kekeç'in "Meral’cileri anladık da, bu fırıldaklara ne
oluyor?" başlığıyla yayımlanan (13 Şubat 2017) yazısı
şöyle:
Devlet Bahçeli’ye karşı en şedit muhalefeti MHP’ye yakın olduğu
düşünülen çevreler; yani Yeniçağ gazetesinin keskin sirkeleri,
Meral Akşener’ciler, Beyaz Türkler, FETÖ’cüler, FETÖ’yle dirsek
temasında olan “yerini bulamamış” ülkücüler yapıyor.
Muhalefet gerekçeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önerdiği sisteme
destek vermiş olması.
Olabilir...
Daha doğrusu, anlaşılabilir...
Fakat yeni bir “muhalefet cephesi” türedi:
Bunlar, Bahçeli’nin desteğinden memnun olması gereken AK
Partililer... Salih Tuna’nın ifadesiyle, “AKP’li
fırıldaklar...”
Memnun değiller.
Bir açığını ya da zaafını yakaladıklarında vuruyorlar.
Ne vurması, ölümüne saldırıyorlar... “En çok kimden nefret
ediyorsunuz?” diye sorulsa, hiçbir arayışa girmeden, ittifakla
Devlet Bahçeli’yi işaret edecekler.
Öyle bir nefret ki, adamcağızın izlediği dizileri bile “saldırı
malzemesi” yapıyorlar. Böyle düşük ruhlu adamlar.
Detaya girmeyeceğim. Şu kadarını söylersem kimlerden bahsettiğim
anlaşılacaktır.
Bahçeli, 7 Haziran seçiminden sonra herhangi bir koalisyonun ortağı
yahut “destekçisi” olsaydı, hele AK Parti’yle hükümet kursaydı onu
çok seveceklerdi.
Mayıs ayında Başbakan değişmemiş olsaydı da onu çok
seveceklerdi.
Sevmeseler bile, “ölümüne” nefret etmeyeceklerdi.
Her şey o talihsiz “Başbakan değişikliğiyle” başladı.
Ne diyordu Başdanışman?
Hani, yazdığı “kavramsal” yazılarla aklımızı başımızdan alan; bize
hep “olgun”, “naif”, “bilge” yüzünü gösteren; ama sıkıştığında eski
dostları hakkında “eşcinsel iması” yapacak kadar kendini düşüren
adam...
Bir gazetede köşe yazarlığı yapıyor.
Bu gazete “seviye” düsturuyla yayın hayatına başlamıştı.
İşbu seviyeli gazetenin “seviyesizliği” ve “çirkinliği” temellük
etmiş Başdanışmandan bozma yazarı şöyle diyordu: “Başbakan
değişmeseydi 15 Temmuz yaşanmazdı... Başbakan değişmeseydi kredi
notumuz düşmezdi... Başbakan değişmeseydi dolar bu kadar
yükselmezdi...”
Bu cümleden olarak, Mayıs ayında Başbakan değişmeseydi, Bahçeli’nin
izlediği diziler “itibarsızlaştırma kampanyalarına” malzeme
yapılmazdı.
Bu kadar net!
Bu rezilliği yargı paklar!
Müjdat Gezen’le Yılmaz Özdil’in Halk TV’de giriştikleri müstekreh
muhabbet yargıya taşınıyor.
Bu “iki erkek”, Halk TV stüdyolarına kuruldular, kahir ekseriyeti
“kadın” olan seyircilerin huzurunda, en edepsiz, en seviyesiz, en
çirkin sözlerle Nilhan Osmanoğlu’na saldırdılar.
Sadece Nilhan Osmanoğlu’na değil, “kadın”a saldırdılar, kadının
cinsel kimliğine saldırdılar...
İlginçtir, izleyici konumundaki kadınlar, “erkek erkeğe muhabbet”
çerçevesinde bile kabul edilmeyecek ve çoğu yerde cinayet sebebi
sayılacak bu rezilliği alışlarla, kahkahalarla, histerik çığlıklar
atarak izlediler.
Meraktayım:
Kadın dernekleri neden susar?
Feministler neden tepki göstermez?
Çağdaş ve “aydınlanmış” hemşirelerimiz neden bir bildiriyle
hemcinslerine (dolayısıyla kendi kimliklerine) sahip çıkmaz
Nilhan Osmanoğlu, “Referandumdan sonra bu iki küfürbaz hakkında
dava açacağım” diyor.
İyi yapar...
Bu saldırılara zemin hazırlayan Ahmet Hakan Coşkun’la, Gülse Birsel
adlı “Cahil Sultan”ı da unutmasın.
Hazır elini bulaştırmışken, “Atatürk olmasaydı hangi paşanın
kaçıncı karısı olurdun onu hiç düşündün mü?” diyen Özgür Özel adlı
terbiyesiz CHP’liye de bir iyilik düşünsün!
Destekçisiyiz!