29 Mar 2016 11:35 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:25

Ahmet Kekeç'ten Ahmet Hakan'a sert çıkış: İlkesiz, köşesiz, terbiyesiz...

Ahmet Kekeç, Ahmet Hakan'ın dünkü yazısını bugün çok sert bir dille eleştirdi.

Bir süre önce Aydın Doğan'ın hükümete yakınlaşmak istediğini bu yüzden de Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın döndüğünü, daha önceki gibi Ethem Sancak için "Şems" demekten vazgeçtiğini ileri süren Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, Ahmet Hakan'ın dünkü yazısını bugün çok sert bir dille eleştirdi.

Yazısına "Ne zaman dönüş yapacak diye bekliyordum... Kaç gündür kıvranıyordu... “Şems” lafını bir yerlere sokuşturmak için fırsat kolluyordu." diye başlayan ve Ahmet Hakan'ın ismini anmayan ancak Hürriyet’te yazan “Coşkun” soy isimli şahıs diyen Kekeç şöyle devam etti yazısına:

"Aradığı fırsatı, Türkiye Cumhuriyeti savcıları sundu: Patronu Aydın Doğan’ı POAŞ yolsuzluğunun bir numaralı sanığı ilan etti.

Eh, konu haliyle basın-yayın organlarının da ilgisini çekti.

Birçok gazete gibi, Star gazetesi de, Aydın Bey’in marifetlerini yazmaya başladı.

Bu haberleri görünce şöyle düşündüm:

Hürriyet’te yazan “Coşkun” soy isimli şahıs, yukarıdan bir talimatla “Şems”ten “Ethem Bey”e rücu etmiş, içinde “Ethem Bey” geçen fevkalade vıcık yazılar yazmıştı ama tetikçinin bir ilkesi olması gerekmiyor. Tekrar “Şems”e dönecektir.

Nitekim öyle oldu...

Dün, içinde “Şems” geçen son derece çirkin, son derece terbiyesizce bir yazı yazdı.
Belden aşağı vurmayı da ihmal etmedi tabii...

Bir diğer ifadeyle, “tıynetinin gereğini” yerine getirdi.

Bundan sonra sözüm, bu şahsı adam yerine koyup mikrofonların karşısına geçiren “Alem FM” yetkililerine:

Her fırsatta grubunuza saldıran, her fırsatta patronunuzu aşağılayan, sıkıştıkça bel altına inen bu ilkesiz, bu terbiyesiz, bu köşesiz adamı radyonuzda ağırlarken kime sordunuz?
Nasıl bir “değer” vehmettiniz anlattıklarında?

Diyelim ki görece “sulh ortamı”na güvenerek bu işi yaptınız ve kendinizi mazur gösterecek birtakım referanslara sahipsiniz... Bundan sonra da adam yerine koyacak mısınız bu ilkesiz, terbiyesiz ve köşesiz şahsı? Mikrofonun karısına oturtup “İlahi Ahmet Bey” diye nezaketten kırılacak mısınız?
Bunu yapmayın...

Şunu yapın:

Her tarafla kötü olmayı, her kesimden düşman biriktirmeyi mesleki doğrularla açıklayan ve sık sık “gazeteci olduğum için böyle oluyor, gazeteci her şeyi yazar, gazetecinin dostu yoktur” deme gereği duyan bu köşesiz şahsa, “Gazeteci olduğun için mi, ilk dört yılı ödemesiz, sıfır faizli ballı devlet kredilerini yazmıyorsun? Gazeteci olduğun için mi iştirakçi kazıklayan basın patronlarını kalemine dolamıyorsun? Gazeteci olduğun için mi POAŞ rezilliklerine hiç değinmiyorsun? Gazeteci olduğun için mi, aile şirketine iş yaptıran TRT müdürlerine bol keseden yıldız dağıtıyorsun?” diye sorun.
Bu soruların cevabını alın, ikna olun, ondan sonra mikrofonu uzatıp “İlahi Ahmet Bey” diye yaltaklanın...

Hazır söz açılmışken, “köşesiz”in darbe konusunda söylediklerini de bir hatırlayalım.
Bir darbeyi ihtimal dâhilinde görmüyormuş.

Hele cemaatin bir darbe yapacağına hiç inanmıyormuş. Cemaatin gücü mü varmış ki!
Star gazetesi boşu boşuna konuyu köpürtüp duruyormuş.

Böyle bir şey olursa, Star gazetesi hiç endişe etmesinmiş, herkesten (ve tabii Star gazetesi çalışanlarından önce) kendisi tankın üzerine çıkarmış.

Bunu diyen adam, “e-muhtıra” yayınlandığında, “Ne yani, muhtıraya karşı olduğumuzu söyleyeceğiz de, ötesini söylemeyecek miyiz?” diye yazmış, “ötesi” konusundaki (yani darbe konusundaki) tüm sorumluluğu meşru hükümete yıkmış ve darbeyi hasretle beklemiş bir tabansızdır. AK Parti’nin kapatılması için de, grubunun yazarlarıyla birlikte, elinden gelen her melaneti sergilemiştir...

Efendim biz Kanal 7’deyken 28 Şubat’a karşı aslanlar gibi direndik...

Sen 28 Şubat’ta yanlışlıkla “doğru” yerdeydin koçum...

Başka yerde bulunma “imkânın ve seçeneğin” olmadığı için Kanal 7’deydin...

28 Şubat’ı Hürriyet yazarı olarak idrak etseydin, yerin Çevik Bir’in ve “Paşa Başkan’ı hizaya soktu” diyen müptezellerin yanı olacaktı. Sen busun çünkü!