Ahmet Kekeç'ten Ahmet Hakan'a: Bu şebelek hâlâ ne konuşuyor!
Star yazarı Ahmet Kekeç, "Bu şebelek hâlâ ne konuşuyor!" başlıklı köşe yazısında meslektaşına çok sert yüklendi.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın son iki ay içinde 20 yazısında
MHP'yi konu edindiğini ve Mehmet Ali Yalçındağ tarafından "kulağı
çekildiği" için Havuz Medyası diyemediğini ancak "İktidar Medyası"
diyerek kendi mahallesine laf soktuğunu isim vermeden anlatan Star
yazarı Ahmet Kekeç, "Bu şebelek hâlâ ne konuşuyor!" başlıklı köşe
yazısında meslektaşına çok sert yüklendi.
Kekeç, Ahmet Hakan'ın Ahmet Altan için yazdığı “A be alçak adam, a
be madrabaz, a be kibirli hödük, a be gerekçesiz cengâver, a be
mugalatacı soytarı, a be haysiyetsiz...” gibi sözlerden de rahatsız
olduğunun altını çizdiği yazısında şunları yazdı:
Peki, senin nedir bu ‘aman MHP’nin başına Meral gelsin’ telaşın?
Nedir bu daha düne kadar Kılıçdaroğlu’nun Başbakanlık teklifini
kabul etsin diye patronlarınızın diller döktüğü Bahçeli’ye yönelik
bu nefretin
İşte Ahmet Kekeç'in Ahmet Hakan'ı isim vermeden eleştirdiği o
yazısından dikkat çeken bölümler:
Doğan Medya Grubu’nun yayın ilkelerine göre, kişilik haklarını
zedeleyecek haber ve yazılara yer verilmez. Küfürlü ifadeler
kullanılmaz.
Bağlayıcı ve kesin bir kuraldır bu ama en küfürlü, en hakaretamiz,
en rezil yazılar da bu grubun gazetelerinde yayınlanır.
İşte bir örnek: “A be alçak adam, a be madrabaz, a be kibirli
hödük, a be gerekçesiz cengâver, a be mugalatacı soytarı, a be
haysiyetsiz...”
Bu sözler, kendisini gazeteci zanneden bir şebelek tarafından,
Ahmet Altan’a söylendi. “En etik medya kuruluşu biziz” diye atıp
tutan Aydın Doğan da, hem bu küfürleri izledi, hem de küfürlerin
müellifine çuvalla para ödemeye devam etti.
İşbu şebelek, MHP’deki “kurultay bilmecesi” üzerinden, aylardır bu
mahalleye laf sokup duruyor.
Hepsi de, “MHP’nin derdi sizi mi gerdi?” kıvamında ucuz, basit,
pespaye yazılar.
Dün şöyle bir şeyler yazmış: “MHP’nin önemli isimlerinden Oktay
Vural, Bahçeli karşıtı saflara geçti ya... İktidar medyasından
Oktay Vural’a sallayan sallayana... Kimi ‘Bahçeli’yi satışa
getirdi’ diyor, kimi ‘Sırtından hançerledi’ diyor, kimi ‘Paralel
Brutus’ diyor. İktidar medyası Oktay Vural’ın muhalif saflara
geçmesine o kadar içerlemiş ki... Devlet Bahçeli bile bu kadar
içerlememiştir.”
Birkaç satır sonra da, Meral Akşener’in proje olduğunu söyleyen
iktidar medyasına “güldürmeyin adamı” diye, zekice olduğunu
zannettiği laflar gönderiyor.
Bu yazıya oturmadan önce, gazeteden bir arkadaşa, internet
üzerinden tarama yapmasını rica ettim.
Şebelek, son iki ay içinde 20 civarında (yazıyla, yirmi) MHP ve
kurultay yazısı yazmış.
Hepsi de, kurultay hakkında söz söyleyen “iktidar medyası”na çakan
yazılar. (M. Ali Yalçındağ kulağını çektikten sonra “havuz medyası”
lafını bıraktı. Artık en az tehlikelisini kullanıyor. Dengeleri
gözetme konusunda da mahirdir.)
Bu yazılardan birinde şöyle diyor: “Ey AK Parti, nedir bu ‘aman
MHP’nin başına Meral gelmesin telaşın? Nedir bu daha düne kadar
demediğini bırakmadığın Bahçeli’ye verdiğin destek? Sen ki ‘Millet
benimle’ diye övünüp durmaktasın. Sen ki sandıklardan zaferle
çıkmakla gururlanmaktasın. Neden MHP’nin kurultayıyla bu kadar
ilgilisin?”
Madem öyle, biz de kendisine soralım:
Peki, senin nedir bu ‘aman MHP’nin başına Meral gelsin’ telaşın?
Nedir bu daha düne kadar Kılıçdaroğlu’nun Başbakanlık teklifini
kabul etsin diye patronlarınızın diller döktüğü Bahçeli’ye yönelik
bu nefretin?
Meral Akşener’in “proje” olduğunu söyleyen “iktidar medyasına”,
zekice olduğunu zannettiğin laflar göndermeyi biliyorsun, aferin
iyi ediyorsun da, proje yaftalamasının mucidine neden tek laf
etmiyorsun?
Hem, bu nasıl bağımsız, bağlantısız, tarafsız, steril adaymış ki,
Pensilvanya destekliyor...
Beyaz Türkler destekliyor, Beyaz Kürtler destekliyor.
Sağcılar, solcular, komünistler, faşistler, ateistler,
liberaller, bir kısım dinciler destekliyor.
Doğan Medya Grubu destekliyor... BirGün gazetesi, Taraf gazetesi,
Agos gazetesi, Sözcü gazetesi, Gezi’ciler, çapulcular, Kemalistler,
Maocular, Leninciler, Troçkistler, “AKP’li fırıldaklar”
destekliyor.
Ekrem Dumanlı ve takımı destekliyor... Hasan Cemal, Duran Kalkan,
Bese Hozat, Murat Karayılan, Sedat Laçiner, Nazlı Ilıcak, Doğan
Akın, Osman Kavala, Altan biraderler, Cengiz Çandar, Martin Schulz
destekliyor... Amerika, Almanya, Rusya, Çin, Kuzey Kore, İran,
Madagaskar, Suriye destekliyor. Milliyetçi olmayan hemen herkes
destekliyor.
Peki, bu nasıl oluyor?
Şebelek, tarafsızlık ayaklarına yatarak, “Aman bana ne MHP
kurultayından, bana ne muhaliflerden” havası basıyor ama Meral
Akşener’i “topuklu efe”ye, hangi değer tercihinden geldiğini
bilmediğimiz Sinan Oğan’ı “gemilerini yakmış Tarık Bin Ziyad”a
benzetmekten çekinmiyor. Ümit Özdağ’a da, destansı bir dil
kullanarak, “Polis barikatlarının üzerine çıkan öfkesi burnunda bir
öğrenci lideri edasındaydı” diyor.
Bize “yandaş” diyenler... Yandaşlığın zirvesini ve şahikasını
görmek istiyorsanız, şebeleğin yazdıklarını okuyun! Ve “insanlık”
adına üzülün!