23 Ağu 2012 08:49
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:03
AHMET KEKEÇ'TEN AHMET ALTAN'A; ''HAYATINDA KAÇ KÜRT GÖRDÜN?''
Star yazarı Ahmet Kekeç, isim vermeden Ahmet Altan'a çakarak PKK'yı desteklediğini ima etti!
Hayatında kaç Kürt gördün?
Kürtler ayrılmak mı istiyor? Bu soruyu, “Şu Kürtler olmasa milli gelirimiz ne güzel 30 bin doları aşacaktı” diyen Beyaz Türklere ve kadrosuzluktan “liberalmiş gibi” yapan bazı “takıntılı” gazetecilere değil, bizatihi Kürtlere soracaksınız...
Hayır, “referandum” ya da “plebisit”ten bahsetmiyorum.
Bunu öneren ahmaklar var...
Plebisitin ve referandumun ne olduğunu, hangi durumlarda devreye gireceğini bilmeyen bazı cahil takımı, bazı eski Maocular, bazı çakma liberaller bunu ima eden yazılar yazdılar...
Böylece, zımnen Güneydoğu Anadolu bölgesinin Türkiye Cumhuriyeti devletinin işgali altında bulunduğunu söylemiş oldular
Belki de “zımnen” değil...
İçleri böyle adamların...
Biri de, mütemadiyen, “Müslümanlar-Kürtler” ayrışmasına (!) dayalı yazılar yazıyor.
Bir gazeteci...
Müslümanlar gerekli duyarlığı göstermediği için Kürt sorunu çözülemiyormuş. Ve ayrıca, “Müslüman hükümetin başı, Uludere’de Kürtleri katlediyor”muş, üzerlerine bomba yağdırıyormuş...
İnanamayacaksınız ama bunu da yazdı.
Hem de bir değil, iki değil, üç değil, dört değil, beş değil, belki on kere yazdı...
Kimse de, “Ne takıntılı adamsın birader... Sen önce otur Müslümanlık nedir, Kürt kimdir öğren, ondan sonra yazıya kalkış” demedi...
Bilakis, “usta yazar”, “büyük gazeteci”, “sivil dayanılmaz yürek” diye taltif edildi.
Bunlara sorarsanız Kürtler ayrılmak istiyor ve “dağdaki gerilla” (ifade kendilerine ait) haklı.
İyi hoş da, dağa haklı gerekçelerle çıkan “gerilla”, bu gerekçeler azaldıkça, yani Kürt talepleri konusunda adımlar atıldıkça neden dilini daha da sertleştiriyor?
Neden karakol basıyor?
Neden metropollerde bomba patlatıyor?
Neden hamile Kürt kadınlarını öldürüyor?
Neden belediye otobüslerini ateşe verip insanları diri diri yakıyor?
Neden mühendis ve yol işçisi kaçırıyor?
Neden farklı düşünen Kürt aydınlarını ölümle tehdit ediyor ve erişebildiklerini öldürüyor?
Hayır, bu konuda ağızlarını açmıyorlar.
PKK söz konusu olunca, devleti eleştirirkenki delikanlılıklarından eser kalmıyor.
Bozuk plak gibi, Kürtlerin ayrılmak istediğini, bunun için Recep Tayyip Erdoğan’ın izin vermesi gerektiğini tekrarlayıp duruyorlar...
Böyle bir iznin kolay kolay çıkmayacağını bildikleri için de huysuzlanıp saldırganlaşıyorlar, ağızlarını bozuyorlar...
Hani siz liberaldiniz, AB’ciydiniz, “ulusal sınırların bir anlamı olmadığını” savunuyordunuz, Türkiye’yle Avrupa’yı birleştirmeye çalışıyordunuz, AB hedefini boşladığı ve sınırların kaldırılmasını geciktirdiği için Recep Tayyip Erdoğan’a şarlıyordunuz...
Batı ülkeleri sınırları kaldırırken, siz yeni sınırlar mı ihdas etmeye çalışıyorsunuz?
Hem kime sordunuz da, Kürtlerin ayrılmak istediği kanaatine vardınız?
Hayatınızda kaç Kürt gördünüz?
Kaç Kürt evine misafir oldunuz?
Kürtlerle Türkler arsında, bir arada yaşamayı imkânsız kılacak kaç hadiseye ve ne tür “geçimsizliklere” tanık oldunuz?
Dahası, Kürtlerin hangi dine mensup olduğunu sanıyorsunuz?
Siz kimsiniz ki, daha neye inandıklarını, kimlerle akraba olduklarını, kimlerden kız alıp verdiklerini, “komşuları” ve “akrabaları” hakkında ne düşündüklerini bile bilmediğiniz Kürtler adına konuşuyorsunuz?
Ahmet KEKEÇ / STAR GAZETESİ
Kürtler ayrılmak mı istiyor? Bu soruyu, “Şu Kürtler olmasa milli gelirimiz ne güzel 30 bin doları aşacaktı” diyen Beyaz Türklere ve kadrosuzluktan “liberalmiş gibi” yapan bazı “takıntılı” gazetecilere değil, bizatihi Kürtlere soracaksınız...
Hayır, “referandum” ya da “plebisit”ten bahsetmiyorum.
Bunu öneren ahmaklar var...
Plebisitin ve referandumun ne olduğunu, hangi durumlarda devreye gireceğini bilmeyen bazı cahil takımı, bazı eski Maocular, bazı çakma liberaller bunu ima eden yazılar yazdılar...
Böylece, zımnen Güneydoğu Anadolu bölgesinin Türkiye Cumhuriyeti devletinin işgali altında bulunduğunu söylemiş oldular
Belki de “zımnen” değil...
İçleri böyle adamların...
Biri de, mütemadiyen, “Müslümanlar-Kürtler” ayrışmasına (!) dayalı yazılar yazıyor.
Bir gazeteci...
Müslümanlar gerekli duyarlığı göstermediği için Kürt sorunu çözülemiyormuş. Ve ayrıca, “Müslüman hükümetin başı, Uludere’de Kürtleri katlediyor”muş, üzerlerine bomba yağdırıyormuş...
İnanamayacaksınız ama bunu da yazdı.
Hem de bir değil, iki değil, üç değil, dört değil, beş değil, belki on kere yazdı...
Kimse de, “Ne takıntılı adamsın birader... Sen önce otur Müslümanlık nedir, Kürt kimdir öğren, ondan sonra yazıya kalkış” demedi...
Bilakis, “usta yazar”, “büyük gazeteci”, “sivil dayanılmaz yürek” diye taltif edildi.
Bunlara sorarsanız Kürtler ayrılmak istiyor ve “dağdaki gerilla” (ifade kendilerine ait) haklı.
İyi hoş da, dağa haklı gerekçelerle çıkan “gerilla”, bu gerekçeler azaldıkça, yani Kürt talepleri konusunda adımlar atıldıkça neden dilini daha da sertleştiriyor?
Neden karakol basıyor?
Neden metropollerde bomba patlatıyor?
Neden hamile Kürt kadınlarını öldürüyor?
Neden belediye otobüslerini ateşe verip insanları diri diri yakıyor?
Neden mühendis ve yol işçisi kaçırıyor?
Neden farklı düşünen Kürt aydınlarını ölümle tehdit ediyor ve erişebildiklerini öldürüyor?
Hayır, bu konuda ağızlarını açmıyorlar.
PKK söz konusu olunca, devleti eleştirirkenki delikanlılıklarından eser kalmıyor.
Bozuk plak gibi, Kürtlerin ayrılmak istediğini, bunun için Recep Tayyip Erdoğan’ın izin vermesi gerektiğini tekrarlayıp duruyorlar...
Böyle bir iznin kolay kolay çıkmayacağını bildikleri için de huysuzlanıp saldırganlaşıyorlar, ağızlarını bozuyorlar...
Hani siz liberaldiniz, AB’ciydiniz, “ulusal sınırların bir anlamı olmadığını” savunuyordunuz, Türkiye’yle Avrupa’yı birleştirmeye çalışıyordunuz, AB hedefini boşladığı ve sınırların kaldırılmasını geciktirdiği için Recep Tayyip Erdoğan’a şarlıyordunuz...
Batı ülkeleri sınırları kaldırırken, siz yeni sınırlar mı ihdas etmeye çalışıyorsunuz?
Hem kime sordunuz da, Kürtlerin ayrılmak istediği kanaatine vardınız?
Hayatınızda kaç Kürt gördünüz?
Kaç Kürt evine misafir oldunuz?
Kürtlerle Türkler arsında, bir arada yaşamayı imkânsız kılacak kaç hadiseye ve ne tür “geçimsizliklere” tanık oldunuz?
Dahası, Kürtlerin hangi dine mensup olduğunu sanıyorsunuz?
Siz kimsiniz ki, daha neye inandıklarını, kimlerle akraba olduklarını, kimlerden kız alıp verdiklerini, “komşuları” ve “akrabaları” hakkında ne düşündüklerini bile bilmediğiniz Kürtler adına konuşuyorsunuz?
Ahmet KEKEÇ / STAR GAZETESİ