Ahmet Kekeç Karar ekibini topa tuttu: Dostluğunuzda mert değildiniz, bari düşmanlığınızda olun!
Star yazarı Ahmet Kekeç, Karar gazetesi ekibini yine topa tutarken, "Trumpçı" kavgasına girdiği Akif Beki'yi ise kendi haline bıraktı...
Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, uzun yıllar mesai arkadaşlığı
yaptığı Mustafa Karaalioğlu liderliğindeki Karar gazetesi ekibini
"sinsi" ilan etti...
Karar gazetesi yazarlarından eski AK Parti Milletvekili Mehmet
Ocaktan'ı da isim vermeden es geçmeyen Ahmet Kekeç şöyle devam
etti:
"Dostluğunuzda mert değildiniz, bari düşmanlığınızda mert olun.
Karnınızdan konuşmayı bırakın, ne düşünüyorsanız, neyi
savunuyorsanız apaçık yazın."
"Hamiş" bölümünü de Hürriyet yazarı Akif Beki'ye ayıran Ahmet
Kekeç, "Birileriyle 'ölümüne' derdi var ama üç gündür kafa
patlatıyorum, kim o 'birileri', bir türlü bulamadım. Bu yüzden
kendi haline bırakmaya karar verdim." dedi...
Ahmet Kekeç'in Star gazetesinde yayımlanan 'Sadece onlar mı ‘hayır’
için uğraşıyor?' başlıklı yazısı şöyle:
FETÖ’nün "bedduacı" elebaşı Fetullah Gülen dâhil, bütün terör
örgütleri ve iltisaklı aydın kesimi “hayır” çıksın diye
uğraşıyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ böyle söylüyor.
Bonus olarak da, CHP’yle HDP’yi ekliyor...
Şaşırtıcı mı?
Değil.
Geçen hafta, Duran Kalkan’la Cemil Bayık’ın “anayasa değişikliğine
hayır” başlıklı görüntülü açıklamaları düştü internet
sitelerine.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Demedi demeyin, bu anayasa değişikliği
Türkiye’yi böler" diyordu ya, herhalde bölünme endişesi sardı terör
örgütü liderlerini...
Demek ki, sandığa gidip “evet” oyu kullanacaklar, aynı zamanda
Türkiye’nin bölünmesine “evet” demiş olacaklar...
Şaka kaldıracak durumda olsaydım bir yorumda bulunurdum.
Sadece susuyorum.
Susuyorum ve sinir halinin geçmesini bekliyorum.
Bekir Bozdağ “hayır cephesi”ni açıklarken, bir kesimi es
geçmiş...
İçerideki arkadaşlar bunlar.
Daha doğrusu "içerideymiş gibi" yapıp AK Parti hükümetinin son bir
yıllık icraatını eleştiren; ne eleştirmesi, "felaket" olarak gören;
cari (!) kötü gidişatın sorumluluğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yıkan
arkadaşlar...
Hani, "Başbakan değişmeseydi kredi notumuz düşmezdi, Başbakan
değişmeseydi dolar yükselmezdi, Başbakan değişmeseydi 15 Temmuz
felaketi yaşanmazdı" diyen arkadaşlar.
Önümüzde bir referandum varmış.
İyi düşünmeliymişiz.
İyi düşünürsek, ne yönde oy kullanacağımıza daha sağlıklı karar
verebilirmişiz.
Mesela kendileri... Şimdilik “evet” diyorlarmış ama iyi
düşünürlerse belki de “hayır” derlermiş...
Görüyorsunuz değil mi? “Biz de AK Partiliyiz. Biz de
Cumhurbaşkanlığı sistemini destekliyoruz, biz de ‘Reis’ diye
ölüyoruz” diyorlar ama cambazlıkla, hokkabazlıkla, laf kalabalığına
getirerek “hayır” diyorlar... “Sinsi” dendiğinde de kızıyorlar.
Bu kesimden bir arkadaş da, bu referandumla, 12 Eylül 2010’da
yapılan referandumu kıyaslamış.
12 Eylül referandumunda “demokrasi heyecanı” varmış.
Bu referandumda yokmuş!
Bunu diyen arkadaş, bir-iki hafta kadar önce, Cumhurbaşkanlığı
sisteminin Hitler Almanya’sından esintiler taşıdığını
yazıyordu.
Hiç utanmıyordu.
Utanmıyordu, çünkü bugün AK Parti’de nakısa saydığı hususların tümü
(lider sultası, tek adam yönetimi, vs.) kendisinin milletvekili
olduğu dönemde de geçerliydi.
Listede yer bulabilseydi, özlediği demokrasi heyecanını mutlaka bu
referandumda da bulacaktı. Liste dışı kalınca, demokrasi
heyecanının yerini “Hitler esintileri” aldı.
Hayır, yorum yapmayacağım.
Durum, yorum kaldırmayacak netlikte ortada.
Şu kadarını söylemek kifayet eder:
Dostluğunuzda mert değildiniz, bari düşmanlığınızda mert olun.
Karnınızdan konuşmayı bırakın, ne düşünüyorsanız, neyi
savunuyorsanız apaçık yazın.
HAMİŞ
Bir arkadaşa, “Kimlerdir bu Trump severler? Açıkla da bilelim!”
diye sormuştum. Cevap niyetine, yel değirmenleriyle savaşan saçma
sapan (ve galiba ironik olmaya çabalayan) bir yazı yazdı.
Ne anlattığını, neyi savunduğunu, esasında ne demeye çalıştığını
ben anlayamadım. Yaptığı ironik göndermeleri de anlayamadım.
Kime laf sokmaya çalışıyor? Hele onu hiç anlayamadım.
Birileriyle “ölümüne” derdi var ama üç gündür kafa patlatıyorum,
kim o “birileri”, bir türlü bulamadım.
Bu yüzden kendi haline bırakmaya karar verdim.