Ahmet Kekeç, Hürriyet'in "roman" listesini topa tuttu: Böyle salak liste görmedim!
Hürriyet, "En iyi 100 Türk Romanı" listesi yaptı. Ahmet Kekeç liste için "Bu 'salak' listenin yeri dahi gazete sayfaları değil, çöp sepetidir" dedi.
Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, Hürriyet gazetesi tarafından
hazırlanan "Türkiye'nin en iyi 100
romanı" listesini adeta topa tuttu.
"Söylemesi ayıptır, iyi bir edebiyat okuru olduğumu düşünüyorum.
Yine söylemesi ayıptır, “yayın
dünyasını” izlerim, kim ne yazmış, azıcık bilirim." diyen Ahmet
Kekeç, Hürriyet'in ilgili birimlerince hazırlanan “En iyi 100 Türk
romanı” listesini görünce heyecanlandığını yazdı.
Hürriyet'in "roman" listesinde "öykü"lerin de "belgesel"lerin de
yer aldığını ama Bahaedin Özkişi, Tarık Buğra, Refik Halit Karay,
Emine Işınsu, Sevinç Çokum, Tarık Dursun K., Rasim Özdenören,
Mustafa Kutlu, Mustafa Miyasoğlu ve Abbas Sayar gibi isimlerin
listede olmadığını belirten Ahmet Kekeç, yazısını şöyle
bitirdi:
"En iyi 100 Türk romanılistesi yapılır da, Hüseyin Rahmi girmez mi
yahu? Bu ne özensizlik... Bu ne cehalet... Hatta bu ne
terbiyesizlik! (...) Hayırlı uğurlu olsun da, D. Mehmet Doğan
üstadımızın da dediği gibi, bu “salak” listenin yeri dahi gazete
sayfaları değil, çöp sepetidir!
İşte Ahmet Kekeç'in "Böyle salak liste görmedim"
başlıklı o yazısı:
Söylemesi ayıptır, iyi bir edebiyat okuru olduğumu düşünüyorum.
Yine söylemesi ayıptır, “yayın dünyasını” izlerim, kim ne yazmış,
azıcık bilirim.
Hürriyet gazetesinin ilgili birimlerince hazırlanan “En iyi 100
Türk romanı” listesini görünce, biraz heyecanlandım... Sevindim
de... Arada sırada böyle yararlı işler de yapmak gerekiyor.
Listeyi incelerken, “Bakalım, Bahaedin Özkişi’yle Tarık Buğra’ya bu
defa da yer vermeyecekler mi?”diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Evet, tam da düşündüğüm gibi, Tarık Buğra listede yer
almıyor...
Milli mücadeleyi, ezberlerimizin dışındaki bir sosyoloji üzerinden
“izleyen/anlamaya çalışan”, kayda değer tespitlerin yer aldığı o
güzelim “Küçük Ağa”romanı yok. Büyük Naşit’in (yani Nahit’in)
tiyatro serencamını anlatan “İbiş’in Rüyası”da yok.
Hürriyet’in kültür servisi çalışanlarıve onların akıl danıştığı çok
bilmiş eleştirmenler, “Bahaeddin Özkisi” diye birini
duymamışlar.
Bahaeddin Özkişi’nin, “Dostoyevskiyen” bir ruhla kaleme aldığı
“Sokakta” romanıyok ama yeteneksiz bir yazar olan, çok satması
dışında ayırıcı bir özelliği bulunmayan Ayşe Kulin’in sıralamaya
dahi girmeyecek “Veda”sıvar.
Elif Şafak var, Mustafa Miyasoğlu yok.
Mustafa Miyasoğlu’nun ihtilaçlarıyla var olmaya çalışan Beşir
Güner’ini (“KaybolmuşGünler”in kahramanını)tanımayan kültür
editörleri ve onların akıl danıştığı çok bilmiş eleştirmenler,
Yaşar Kemal’in neredeyse bütün romanlarını koymuşlar listeye. Boş
yok.
Sabahattin Ali’nin üçromanı var. Üçü de listede... “İçimizdeki
Şeytan”ne kadar kötübir romandır oysa
Listenin başını, rahmetli Kemal Tahir’in “şekavet devrimciliği”diye
dalgasını geçtiği “İnce Memed”çekiyor elbette. Hiç şaşırtıcı değil.
(Kemal Bey bu eseri çok sever...)
Madem “İnce Memed”var, şekavet devrimciliğine en esaslı
eleştirileri yönelten “Rahmet Yolları Kesti” niye yok?
Refik Halit Karay var mı?
Müfredatta “Zorunlu Refik Halit dersi” olarak yer alacak/yer alması
gerekli Refik Halit Karay... Yok! “Sürgün” yok, “Çete”yok ama iyi
bir öykücü olan, başka da bir şey olmayan Sait Faik’in başarısız
iki “roman denemesi” var.
Emine Işınsu? Yok...
SevinçÇokum?
Böyle birini duymamışlar bile.
Safiye Erol? Yok...
İsmini dahi anmayacağınız yeteneksiz yazarların “sıradan” bile
sayılmayacak “ideolojik” sayıklamaları var ama “Kadıköyü’nün
Romanı”yok, “Ciğerdelen” yok.
Hadi Tarık Dursun K. gözden kaçtı diyelim.
Peki, Abbas Sayar?
O da yok...
Nazım Hikmet var ama...
Bir şair olan, şiirleri dışında bir değere tekabül etmeyen Nazım
Hikmet, Türkçenin en kötü romanlarından biri olan “Yaşamak Güzel
Şey Be Kardeşim”le girmiş listeye...
Bilge Karasu’nun “Gece”si tamam, son tahlilde “roman”tanımına uygun
bir “eser...”Peki, “Göçmüş Kediler Bahçesi”nin ne işi var o
listede? Hürriyet’in kültür servisi çalışanları ve onların
akıl danıştığı çok bilmiş eleştirmenler, “öykü”yle
“roman”arasındaki farkı bilmiyor. Döne döne okunması gereken
“Göçmüş Kediler Bahçesi”ni “roman” sanıyor. Ya listeyi 100’e
tamamlamak için bu salaklığı yaptılar, ya da düpedüz cahiller.
Salaklık bununla sınırlıdeğil... Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın
Türkler”adlı“belgesel” çalışmasını da “roman” sanıyorlar.
Hadi Rasim Özdenören’le ve Mustafa Kutlu’yu kendi kalıplarına uygun
görmediler. Görmezler... Mustafa Kutlu’nun, aynı zamanda
“roman”olarak da kayda alınacak uzun öykülerinden haberdar
değiller... Mustafa Necati Sepetçioğlu’nu da duymadılar...
En iyi 100 Türk romanılistesi yapılır da, Hüseyin Rahmigirmez mi
yahu?
Bu ne özensizlik...
Bu ne cehalet...
Hatta bu ne terbiyesizlik!
Haa, şarkıcı, besteci, piyanist, şantör, yönetmen, senarist,
gazeteci Zülfü Livaneli iki dev eseriyle yer alıyor listede.
Hayırlı uğurlu olsun da, D. Mehmet Doğan üstadımızın da dediği
gibi, bu “salak” listenin yeri dahi gazete sayfaları değil, çöp
sepetidir!