Ahmet Kekeç Doğan Grubu'nu topa tuttu: Her tarafınız milli olsa ne yazar!
Star yazarı Ahmet Kekeç, Aydın Doğan medyası ile Halk Tv'yi yerden yere vurdu.
Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, Doğan Medya grubu ile Halk Tv
için ağır eleştirilerde bulundu.
Ahmet Kekeç, bugünkü yazısında başta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu
olmak üzere, kendisine örtülü bir destek verdiğini iddia ettiği
Doğan Medya Grubu'nu yaylım ateşine tutarak "ABD Afrin'e belli bir
yere gidin diyor, Kılıçadroğlu aynı ağızla tekrarlıyor.
Kılıçdaroğlu'nun bozulan imajını da Aydın Doğan'ın memurları
parlatmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
İşte Ahmet Kekeç'in "Her tarafınız milli olsa ne
yazar!" başlıklı bugünkü yazısı:
Kılıçdaroğlu’nun yerle bir olan imajını toparlama görevi Aydın
Doğan’ın memurlarına düştü.
Beyefendi Afrin’in içine girilmesine karşı olduğunu söylemişti.
Bu açıklamayı, Aydın Doğan’ın memurlarından birinin de aralarında
bulunduğu bir gazeteci heyetine yapmıştı.
Neresine kadar girecektik Afrin’in?
Kıyılarda bir yerlerde duracaktık.
Maksat terör belasını sınırlarımızdan uzaklaştırmaksa, PKK/PYD’yi
makul bir mesafede (şu an bulunduğumuz çizgide) tutmak yeter de
artardı bile.
İlginçtir, bu tezi Amerika da seslendiriyor. “Daha ilerilere
gitmeyin” diyor.
Bütün melanet “daha ileriler”de oysa... Terör örgütü, bir hazırlığa
dayalı olarak (Amerika’nın da yardımlarıyla) Afrin merkezini silah
deposu haline getirdi. Örgütü makul çizgide tutmak, o hazırlıkla
murat edilen sonucu ortadan kaldırmıyor. Afrin’e girilmeden, bize
“güvenlik problemi” olarak dönecek o hazırlığı etkisiz hale
getiremeyiz. Aynı durum Menbiç için de geçerlidir. Kobani ve Tel
Abyad için d geçerlidir.
Kemal Bey, muhtemeldik ki aldığı sufleyle, Afrin operasyonunun sonu
demek olacak o görüşü (terör örgütünü uzak bir mesafede tutmak ve
bölgedeki hazırlığa göz yummak) seslendiriyor.
Bu görüş kamuoyunda tepkiyle karşılanınca, Aydın Doğan’ın bir başka
memuru devreye girdi ve durumu toparlaması için Kemal Bey’e
mikrofon uzattı.
Değilmiş... Kemal Bey Afrin operasyonundan rahatsız değilmiş...
Hatta bunu “milli bir operasyon” olarak görüyormuş. Sadece, “daha
az kayıp verelim” diyormuş.
Bu, bir “savunma cümlesi” olarak değer ifade edebilir ama niçin
daha ileriye gitmememiz gerektiğini açıklamaz. Kırsalda birkaç
tepeyi tutmak, terör örgütü üzerinden devreye sokulan “kurgu”yu
bozmaya yetmiyor. Amerika, güney sınırlarımıza, düzenli ordulara
karşı koyma yeteneği yüksek ağır silahlar yığdı ve bunların
denetimini, neredeyse bütün dünyanın “terör örgütü” kabul ettiği
PKK/PYD’ye verdi.
DEAŞ’tan arındırılmış gibi yapılan bölgelere de, bu silahlara sahip
terör örgütünü yerleştirdi.
Kemal Bey burada bir “problem” görmüyor mu?
Daha doğrusu, bu güvenlik probleminin nasıl bertaraf edileceğini
düşünüyor?
Son bir yıl içinde PKK/PYD tarafından sınırlarımıza 800’ün üzerinde
saldırı gerçekleştirildi. 100 civarında sivil vatandaşımız ve
onlarca güvenlik görevlisi şehit edildi. Saldırıların “harekât
merkezi” Afrin...
Bu merkez terör örgütünden (ve Amerika’nın yolladığı ağır
silahlardan) arındırılmadan nasıl güvende olabiliriz?
Kemal Bey’in buna bir cevabı var mı?
Yok...
Sadece göz boyama var.
Ki, bu da Aydın Doğan’ın memurları tarafından, bir “kurtarma
stratejisi” olarak devreye sokuluyor... Kurtarma röportajına da şu
başlığı uygun görmüşler: “Kılıçdaroğlu: Zeytin Dalı milli bir
operasyondur.”
Zeytin Dalı milli bir operasyondur da, siz milli misiniz bakalım
Kemal Bey?
Boş bir vaktinizde, partinizin yayın organı olarak bilinen Halk
TV’nin programlarını izleyin. Sizin “milli” dediğiniz operasyona,
stüdyoda toplaşmış bazı adamlarınız “saldırı” diyor.
Hani, “Yurtta Sulh Konseyi”nin korsan bildirisini sabaha kadar
ekranlarında döndürüp duran televizyon...
Saldırı mı, operasyon mu?
Önce buna bir karar verin.
Hem operasyonu itibarsızlaştırmak için elinizden gelen her melaneti
sergileyeceksiniz (Muhasebeci Kenan ve Parti Meclisi’ne
seçtirdiğiniz PKK/PYD muhiplerinin “faaliyetlerini” hatırlayalım),
hem de “Zeytin Dalı milli bir operasyondur” diye göz
boyayacaksınız.
Bu halinizle her tarafınız milli olsa ne yazar!