Ahmet Hakan: Abi merhaba, kusura bakma biraz geciktim... Malum bu İstanbul trafiği... İnanır mısın Nişantaşı´ndan buraya tam bir saatte geldim. Yalçın Doğan: Bilmez miyim Ahmet´ciğim, hoş geldin. Ben de geleli 10-15 dakika olmuştur... E ne var ne yok, nasıl gidiyor? AH: Ne olsun abi, şu işlerle uğraşıyoruz işte bildiğin gibi... YD: Otur otur, konuşacağız hepsini... Ne içelim, şarap mı rakı mı? AH: Abi acaba Ramazan´da içmesek mi etrafta bir gören, bir duyan olur. Yerin kulağı var. Laf çıkar, bir de bununla uğraşmayalım. YD: Haklısın da bu balık da içkisiz çekilmiyor ya! AH: Yalçın Abi ben şarap alayım o zaman... YD: Eee anlat Ahmet ne var ne yok, neler oluyor? Yazılar çok iyi gidiyor bu arada. Geçen Başbakan´a yazdığın çok iyiydi. Ellerine sağlık. AH: Çok teşekkürler Yalçın Abi. Senin de Fatih Terim yazısı muhteşemdi. İnanamadım, ne biçim bir üslup bu! YD: Ya sorma, adamın yanındaydım ben, Osman bana telefonu dinletti. Ne terbiyesiz, ne ayıp bir şey bu. Tayyip gibi aynen, hiç kontrol edemiyor öfkesini. Sen de ne güzel benzettin ikisini! AH: Abi sen Fenerli miydin? YD: Yok Ahmet´ciğim, Beşiktaşlıyım ben ama herkes beni Fenerbahçe kitabım yüzünden öyle sanıyor. AH: Ne güzel kitaptı o ya Yalçın Abi, spor gazeteciliği böyle yapılmalı. YD: Ah Ahmet´ciğim sorma, Milliyet´teyken çok uğraştık... Anlatırım sana bir gün bunları. Ama artık sansasyonel sayfalar tutuyor galiba, doğrusu bana yabancı... AH: İlgileniyor musun abi hâlâ futbolla? YD: Eski tadım kalmadı ya bu Fatih Terim´ler falan yüzünden... Spor sayfalarına bakıyorum, onlar da ayrı bir rezalet. Hele o Vatan´daki çocuk hiç beceremiyor bu işi... Çok kapasitesiz, yetersiz. AH: Ben pek okumuyorum, ilgilenmem futbolla zaten... Ya abi ne soracağım sana, şu Radikal işi doğru mu, çok konuşuluyor. YD: Yok Ahmet´ciğim ya. Bu saatten sonra yayın yönetmenliği yapamam ben. Keyfim yerinde. Yazımı yazıyorum, röportajlar yapıyorum. Çok stress´li bir iş o. Bir de Radikal enkaz gibi, onu devralmak kolay mı... AH: Ama abi patron çok istiyormuş, ısrar ederse... YD: Bilmiyorum ki bakacağız işte... AH: Ya bu arada abi Aydın Bey´in konuşmasını dinledin herhalde. Ne düşünüyorsun? YD: Aydın Bey´i iyi tanırım Ahmet´ciğim, yıllardır beraber çalışıyoruz. Ama doğrusunu istersen bizim patronun açıklamalarını pek inandırıcı bulmadım. AH: Evet ama abi Erdoğan da çok sert çıktı. YD: O ayrı bir vak´a zate |