Ahmet Hakan'ın gözleri fal taşı gibi açıldı! Yeni Şafak'taki o yazıda ne vardı?
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, dün Yeni Şafak'ta Bülent Orakoğlu'nun yazdığı yazıda iki cümlenin dikkatini çektiğini yazdı...
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Yeni Şafak'ta Bülent Orakoğlu'nun
yazdığı yazıda dikkatini çeken cümleler olduğunu bu iddiayı birkaç
gün önce bambaşka bir kaynaktan işittiğini yazdı. Hakan, "Birkaç
gün önce bambaşka bir kaynaktan işitmiştim...Fısıltı aşağı yukarı
şöyleydi:Seçim öncesi büyük, kapsamlı bir 28 Şubat sivil ayak
operasyonu geliyor. Bu öyle bir operasyon olacak ki... Hiç akla
gelmeyen isimler bu operasyonda gözaltına alınacak. Gündem
sarsılacak. Herkes şaşıracak.Kendi kendime...- “Gerçekten de
olabilir mi böyle bir şey” demiştim.- “Hakikaten de var mıdır böyle
bir plan” demiştim.Ve pek de ihtimal vermemiştim.Bülent
Orakoğlu’nun Yeni Şafak’taki dünkü yazısında geçen iki cümleyi
okuyunca...“Galiba var bir şey” demeye başladım." ifadelerini
kullandı.
İşte Ahmet Hakan'ın bugünkü yazısından "28 Şubat’ın sivil
ayağı operasyonu mu geliyor?" başlıklı o bölüm:
28 Şubat döneminde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire
Başkanlığı görevini yürüten Bülent Orakoğlu, dün Yeni Şafak’ta bir
yazı yazdı.
Uzun yazıda daha çok muhalefeti suçlayan siyasal analizler
yapılıyordu.
Fakat yazıda geçen iki cümle dikkatimi fazlasıyla çekti.
Gözlerim fal taşı gibi açıldı.
İşte o iki cümle:
- BİRİNCİ CÜMLE: 28 Şubat’ın sivil ayaklarına yapılacağı neredeyse
kesinleşmiş operasyon...
- İKİNCİ CÜMLE: 28 Şubat operasyonlarının seçimden önce yapılması
bir hayli önemli...
Gözlerim niye mi fal taşı gibi açıldı bu iki cümleyi okuyunca?
Birkaç gün önce bambaşka bir kaynaktan işitmiştim bu fısıltıyı da
ondan...
Fısıltı aşağı yukarı şöyleydi:
Seçim öncesi büyük, kapsamlı bir 28 Şubat sivil ayak operasyonu
geliyor. Bu öyle bir operasyon olacak ki... Hiç akla gelmeyen
isimler bu operasyonda gözaltına alınacak. Gündem sarsılacak.
Herkes şaşıracak.
Bunu kulağıma fısıldayanlar hem isimler veriyorlar, hem de “çok
kesin, olacak bu iş” diye bastırıyorlardı.
Kendi kendime...
- “Gerçekten de olabilir mi böyle bir şey” demiştim.
- “Hakikaten de var mıdır böyle bir plan” demiştim.
Ve pek de ihtimal vermemiştim.
Bülent Orakoğlu’nun Yeni Şafak’taki dünkü yazısında geçen iki
cümleyi okuyunca...
“Galiba var bir şey” demeye başladım.
Dur, bakalım ne olacak?