17 Eki 2011 09:56 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:54

AHMET HAKAN'I NEDEN DENİZ FENERİ KORKUSU SARDI?

"İçeri girmek için ille de “suçlu olmak” ya da “suçlu bulunmak” gerekmiyor" diyen Ahmet Hakan bakın kendisiyle ilgili endişeleri nasıl dile getirdi....

İşte Hürriyet tazarı Ahmet Ahmet Hakan’ın o yazısı..

İçeri tıkılmak çok kolay

DİYELİM ki...

Son günlerde oluşan özgürlük ortamının gazına gelip Kürt sorununda aykırı gitmeye başladınız.
Ve iyiden iyiye bir “rahatsızlık unsuru” haline geldiniz.
Bu durumda elde kapı gibi “KCK davası” var.
Alınırsınız dava kapsamına...
İddianamesiz, yargısız, savunmasız en az üç yıl yatarsınız içeride...

Diyelim ki...
Eskiden Kanal 7’de çalışmış idiniz...
Zekeriya Karaman’ın, Mustafa Çelik’in mesai arkadaşı idiniz.
Hiçbir iddianamede adınız geçmese de...
Size kafası bozulanlar kifayetsiz muhterisler, televizyon ekranlarından “Bu herif Deniz Feneri’nden içeri girecek” diyebilir.
Nasıl olsa içeri girmek için ille de “suçlu olmak” ya da “suçlu bulunmak” gerekmiyor.
Veriyorlar tutuklama kararını, hop temizinden en az üç ay...
Ve gelsin Sincan Kapalı Tutukevi...

Diyelim ki...
Ergenekon’dan içeri düşenlerin hukuki haklarını savunmaya kalktınız...
Ya da...
Ergenekon Davası’nda aklınıza yatmayanları biraz fazla dile getirdiniz...
Bütün bunlar, kolaylıkla canınızın Silivri çektiği anlamında yorumlanabilir.
Atarlar içeri...
Siz derdinizi anlatana kadar en az üç yıl geçer.
Nasıl olsa...
İçeri tıkılmak için, artık yargılanmanız ve hapis cezası almanız gerekmiyor.
Basit bir tutuklama kararı, yetip de artıyor.

Diyelim ki...
Bunların hiçbirine girmiyorsunuz. O zaman gelsin “Şike Davası”...
Sonuçta orada da “bas tutuklamayı, tık kodese” şenlikleri var.