07 Eyl 2017 09:42
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 23:06
Ahmet Hakan'dan 'Yüzde 40'çılara ensest mektubu': Nefret, gözünüzü öyle köreltmiş ki...
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu başkanı Canan Güllü, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan için bir mektup kaleme almıştı.
Murat Başoğlu'nun öz yeğeni ile yaşadıkları ensest skandalı üzerine bir yazı kaleme alan Melis Alphan, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'nun yaptığı araştırmaya dayanarak Türkiye'de 'ensest' oranının yüzde 40 olduğunu açıklamıştı. Bu orana tepki gösteren Ahmet Hakan, bugün çok sert bir yazı daha kaleme aldı.
İşte Ahmet Hakan'ın bugünkü yazısından "Yüzde 40'çılara ensest mektubu" başlıklı o bölüm:
SEVGİLİ “Türkiye’de ensest oranı yüzde 40’tır” diye üfürenler!
Sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi yaşamayan, sizin kadar cici olmayan, sizin gibi inanmayan, sizin kadar zengin olmayan, sizin kadar eğitimli olmayan, sizin kadar “janti” ve “klas” olmayan insanlara karşı öyle nefret ve hınç dolusunuz ki...
Onlarla ilgili kulağınıza üflenen her türlü palavrayı anında doğru kabul ediyorsunuz.
*
Hatta kulağınıza üflenen palavrayı bile yeterli bulmuyor, “Ne yüzde 40’ı yahu! Yüzde 40’tan bile fazla” falan diyerek...
Sizin gibi olmayan insanların ana, bacı, yeğen, kardeş, amca, dayı, çocuk falan dinlemeden ırza tasallut ettiklerine şeksiz şüphesiz iman ediyorsunuz.
*
Nefret, gözünüzü öyle köreltmiş ki...
“Bir toplumun neredeyse yarısı aile içinde önüne gelene cinsel saldırıda bulunmaz, olmaz böyle saçmalık” demiyorsunuz, diyemiyorsunuz.
*
Nefret, izanınızı öyle esir almış ki...
“Hani bu araştırmanın künyesi? Nerede bunun finansörü? Nedir bunun metodolojisi?” sorularını bile sormaya gerek duymuyorsunuz.
*
Nefret, mantığınızı öyle bağlamış ki...
Verilen rakamın mantıksızlığını sorgulamıyor, hemen satın alıveriyorsunuz. Bu saçma rakamı sorgulayanı da “ensest destekçisi” ilan ediyorsunuz.
*
Ey “yüzde 40 ensest var” diyenler!
Sizin mantık sınırlarını zorlayan bu nefretiniz, karşı tarafta da mantık sınırlarını zorlayan bir nefreti besleyip büyütüyor.
Siz onlardan nefret ediyorsunuz, onlar sizden nefret ediyor.
Ve bu nefret ilişkisinin kazananı, kalabalık olan tarafa yaslanan siyasetçiler oluyor.
*
Siz o insanların ana, bacı, kardeş falan dinlemeden birbirlerinin ırzına musallat olduğunu tartışmasız bir veri olarak kabul edecek kadar nefret dolu olursanız...
Her seçimde “bunlar niye onlara oy veriyor” diye daha çok ağlaşırsınız.
İşte Ahmet Hakan'ın bugünkü yazısından "Yüzde 40'çılara ensest mektubu" başlıklı o bölüm:
SEVGİLİ “Türkiye’de ensest oranı yüzde 40’tır” diye üfürenler!
Sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi yaşamayan, sizin kadar cici olmayan, sizin gibi inanmayan, sizin kadar zengin olmayan, sizin kadar eğitimli olmayan, sizin kadar “janti” ve “klas” olmayan insanlara karşı öyle nefret ve hınç dolusunuz ki...
Onlarla ilgili kulağınıza üflenen her türlü palavrayı anında doğru kabul ediyorsunuz.
*
Hatta kulağınıza üflenen palavrayı bile yeterli bulmuyor, “Ne yüzde 40’ı yahu! Yüzde 40’tan bile fazla” falan diyerek...
Sizin gibi olmayan insanların ana, bacı, yeğen, kardeş, amca, dayı, çocuk falan dinlemeden ırza tasallut ettiklerine şeksiz şüphesiz iman ediyorsunuz.
*
Nefret, gözünüzü öyle köreltmiş ki...
“Bir toplumun neredeyse yarısı aile içinde önüne gelene cinsel saldırıda bulunmaz, olmaz böyle saçmalık” demiyorsunuz, diyemiyorsunuz.
*
Nefret, izanınızı öyle esir almış ki...
“Hani bu araştırmanın künyesi? Nerede bunun finansörü? Nedir bunun metodolojisi?” sorularını bile sormaya gerek duymuyorsunuz.
*
Nefret, mantığınızı öyle bağlamış ki...
Verilen rakamın mantıksızlığını sorgulamıyor, hemen satın alıveriyorsunuz. Bu saçma rakamı sorgulayanı da “ensest destekçisi” ilan ediyorsunuz.
*
Ey “yüzde 40 ensest var” diyenler!
Sizin mantık sınırlarını zorlayan bu nefretiniz, karşı tarafta da mantık sınırlarını zorlayan bir nefreti besleyip büyütüyor.
Siz onlardan nefret ediyorsunuz, onlar sizden nefret ediyor.
Ve bu nefret ilişkisinin kazananı, kalabalık olan tarafa yaslanan siyasetçiler oluyor.
*
Siz o insanların ana, bacı, kardeş falan dinlemeden birbirlerinin ırzına musallat olduğunu tartışmasız bir veri olarak kabul edecek kadar nefret dolu olursanız...
Her seçimde “bunlar niye onlara oy veriyor” diye daha çok ağlaşırsınız.