Ahmet Hakan'dan "kayyum" yazısı: Zaman'a el konularak...
Paralel yapı ile mücadelede devletin yanında olduğunu açıklayan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Zaman'a kayyum atanmasını ise bakın nasıl değerlendirdi...
Zaman'a kayyum atanmasını değerlendiren Hürriyet yazarı Ahmet
Hakan, "Başı sonu belirsiz, ele avuca gelmeyen, gizli ve gizemli,
kendine ait tuhaf bir gündemi takip eden, sıkıştırıldığında elden
kaçıveren, esrarengiz bağlantılarla hareket eden bir yapıya karşı
verilen mücadelenin tam yanındayım. Ancak... Zaman gazetesine el
konulmasının, bu büyük ve haklı mücadelenin akıllı bir hamlesi,
stratejik bir parçası olamayacağını düşünüyorum" dedi.
Ahmet Hakan, yazısında, "Zaman’a el konularak... Türkiye’nin zaten
yerlerde olan basın özgürlüğü karnesi daha da kötü bir duruma
düşmüştür. Söz söylemek ile terör faaliyetinde bulunmak arasındaki
çizgi, bir kez daha ortadan kaldırılmıştır. Hükümetle ilgili
“aykırı söz işitmek istemiyor” algısı, bir kez daha pekişmiştir.
Hukukun intikam duygularının bir aracı haline getirildiği imajı,
bir kez daha kuvvet kazanmıştır. Paralelcilerin 'zalimlik'
makamından 'mazlumluk' makamına doğru kaymalarına omuz verilmiştir"
ifadelerine yer verdi.
Ahmet Hakan'ın Hürriyet gazetesinin bugünkü (6 Mart 2016)
nüshasında yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Cemaat'in “Paralel Yapı” adı verilen tarafının üzerine gidilmesi,
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en hayırlı olaylarından biridir.
*
Şöyle bir düşünün:
Eğer “Cemaat” ile “hükümet” arasındaki ittifak devam etseydi...
-Koskoca işadamları, başlarına gelebilecek hukuki ve polisiye
belaları önlemek adına Amerika’ya gidip Fethullah Gülen’in kapısını
aşındırmaya devam edeceklerdi.
-Bir polisin, bir yargıcın karşısına çıktığınızda, “Acaba Cemaatçi
mi, değil mi” diye fal bakmaya devam ediyor olacaktık.
-Haksız da olsa, hukuksuz da olsa başı sonu belirli, somut bir
iktidar alanına karşı mücadele etmek yerine tanımlanamayan soyut
bir iktidar alanına karşı mücadele ediyor olacaktık.
-Cemaat’in “Paralel Yapı” denilen odağı, “hükümet” ile kurduğu
büyük ittifaktan yararlanarak her türlü operasyonun yegâne karar
mercii olmaya devam edecekti.
*
Her zaman söylediğim iki şey var:
-BİR: Bugün AK Parti hükümetinin Türkiye’yi yönetirken neden olduğu
her türlü çarpıklık, son tahlilde düzeltilebilir.
-İKİ: Ama “Cemaat” ile “hükümet” ittifakından doğan çarpıklıkları
düzeltmek, Cemaat’in “Paralel Yapı”sının soyutluğu yüzünden asla
mümkün olamayacaktı.
*
İşte bu nedenle...
Başı sonu belirsiz, ele avuca gelmeyen, gizli ve gizemli, kendine
ait tuhaf bir gündemi takip eden, sıkıştırıldığında elden
kaçıveren, esrarengiz bağlantılarla hareket eden bir yapıya karşı
verilen mücadelenin tam yanındayım.
Ancak...
Zaman gazetesine el konulmasının, bu büyük ve haklı mücadelenin
akıllı bir hamlesi, stratejik bir parçası olamayacağını
düşünüyorum.
*
Çünkü...
Zaman’a el konularak...
-Türkiye’nin zaten yerlerde olan basın özgürlüğü karnesi daha da
kötü bir duruma düşmüştür.
-Söz söylemek ile terör faaliyetinde bulunmak arasındaki çizgi, bir
kez daha ortadan kaldırılmıştır.
-Hükümetle ilgili “aykırı söz işitmek istemiyor” algısı, bir kez
daha pekişmiştir.
-Hukukun intikam duygularının bir aracı haline getirildiği imajı,
bir kez daha kuvvet kazanmıştır.
-Paralelcilerin “zalimlik” makamından “mazlumluk” makamına doğru
kaymalarına omuz verilmiştir.
*
Kısacası demem o ki...
-“Paralel Yapı” ile sonuna kadar mücadeleye EVET.
-Ama bu mücadeleyi intikam ve adaletsizlikle lekelemeye, hırs ve
rövanş hisleriyle baltalamaya, öfke ve kinle gölgelemeye sonuna
kadar HAYIR.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN
TIKLAYINIZ