Ahmet Hakan'dan dikkat çeken yazı: Sabah saat 06.38... Arayan Adnan Oktar'dı
Kamuoyunda Adnan Hoca ismiyle bilinen Adnan Oktar ile yaklaşık 172 destekçisi dün sabah saatlerinde gözaltına alınmıştı.
Kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak bilinen Adnan Oktar'a sabaha karşı
dev operasyon düzenlendi. Suçlamalar arasında “organize suç örgütü
kurmak”, “uluslararası ajanlık” ve “küçük çocuklara taciz” yer
alıyor. “Kedicikler” olarak bilinen kadınlar ile sık sık gündemde
yer alan Adnan Oktar ve yaklaşık 235 müridi hakkında gözaltı
kararının verildiği operasyon sabaha karşı gerçekleştirildi.
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugünkü yazısında operasyon
sırasında Adnan Oktar’ın kendisini aradığını kaleme aldı.
İşte Hakan'ın bugünkü yazısından "Sabah saat 06.38...
Arayan Adnan Oktar'dı" başlıklı o bölüm:
Uykumun en tatlı bölümündeyim.
Telefonum acı acı çalmaya başladı.
Önce duymazdan geldim.
Yatakta sağa dönmeler, sola dönmeler, yorganı kafaya çekmeler
falan.
Fakat nafile!
Lanet telefonun sesi öyle bir çınlatıyordu ki ortalığı kayıtsız
kalmak imkânsız!
Önce gözümü açmaya çalıştım bin bir çabayla, ardından gözlerimi
kırpıştırarak saate baktım.
06.38’i görünce... “Oha!” demiş bulundum istemsizce!
En sonunda telefona baktım: Arayan, bilinmeyen bir numara!
Genelde açmıyorum bilinmeyen numaraları.
Ama öyle acı acı, öyle inatçı inatçı, öyle feryat figan çalıyordu
ki telefon, yufka yürek ile merak duygusu anında örgütlenip “Aç şu
telefonu” diye baskı yaptı.
Açtım telefonu...
“Alo! Ahmet Hakan Bey... Ben Adnan Oktar!”
Telefon aracılığıyla da olsa hayatımda ilk kez konuşuyordum Adnan
Bey’le...
“Buyurun, ben Ahmet Hakan... Dinliyorum Adnan Bey” falan diye
kekeledim şaşkınlık içinde.
Başladı konuşmaya Adnan Oktar:
“İngiliz derin devletinin etkisiyle şu anda bizim arkadaşlarımıza
bir operasyon yapılıyor. Ben bu işten Tayyip Hocamızın haberinin
olmadığına eminim. PKK falan dururken bize operasyon
yapılıyor...”
Devam etti konuşmaya Adnan Bey...
Öyle tedirgin, öyle aceleci, öyle süratli bir şekilde konuşuyordu
ki...
Sabahları en az üç kahve içmeden kendime gelemediğim halde hemen
anladım Adnan Bey’in kapısına polisin dayandığını ve az sonra
gözaltına alınacağını...
Tabii çaktırmadım.
Konuşması bitince...
“Verdiğiniz bilgileri aldım, geçmiş olsun, teşekkür ederim” falan
diye saçmaladım, eveledim, geveledim.
Ve telefonu kapattım.
Sonrası malum...
Şimşek gibi çaktı operasyon ve yağmur gibi aktı haberler,
fotoğraflar, görüntüler.