19 Haz 2012 09:04
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:48
AHMET HAKAN'A SÜRPRİZ TELEFON; ''ALO.. ARKADAŞ ÇATMIŞSIN YİNE BANA''
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, dün kendisine gelen sürpriz bir telefona çok şaşırdı!
Gülerce ne diyor?
ZAMAN yazarı Hüseyin Gülerce aradı:
Dedi ki:
“Şu anda bir gazete bayiindeyim. Gazete bayii benim talebemdir. ‘Hocam bugün Ahmet Hakan yine size çatmış’ dedi, ben de onun üzerine arıyorum seni”.
Gülerce’ye şöyle dedim:
“Telefona alabilir miyim gazete bayii talebenizi?”
Verdi.
Selam faslının ardından gazete bayiine şöyle dedim:
“Eleştiri, itiraz, tartışma meşrudur. Buna çatma denmez. Bundan hayır doğar”.
Gayet uygar bir karşılık verdi.
“Bütün fikirler bir olursa güzellik olmaz” dedi.
* * *
Gülerce ile konuştuk.
Yazdıklarımla ilgili itirazlarını anlattı.
Dinledim.
Sonunda kendisine şu soruyu sordum:
“Siz kendi görüşlerinizi yazıyorsunuz, hükümet kanadına bağlı isimler de size itiraz ediyorlar. Yani iki taraf tartışıyorsunuz. Tartışma bir yerde tamamlanınca da ‘aramızı açmaya çalışıyorlar, fitneciler var’ diyorsunuz. Burada bir çelişki yok mu? Kim bu fitneciler?”
Gülerce yanıt verdi:
“Hükümetin bazı uygulamalarını eleştirmek benim en doğal hakkım. Sonuçta medeni bir tartışma yapıyoruz. Benim durduğum bir yer var, bir çizgim var. Bu çizgiden eleştiriler yapıyorum. Bana itiraz edenler de cevap veriyorlar. Burada bir fitne yok. Buraya kadar her şey normal... Benim ‘fitne’den kastım şu: Bu tartışmadan yola çıkarak ‘hükümet / cemaat kavgası var’ denmesi... Tartışmanın istismar edilmesi... Ben buna itiraz ediyorum”.
* * *
En sonunda...
Birbirimizi daha iyi anlamış olarak kapattık telefonu.
Ahmet HAKAN / HÜRRİYET
ZAMAN yazarı Hüseyin Gülerce aradı:
Dedi ki:
“Şu anda bir gazete bayiindeyim. Gazete bayii benim talebemdir. ‘Hocam bugün Ahmet Hakan yine size çatmış’ dedi, ben de onun üzerine arıyorum seni”.
Gülerce’ye şöyle dedim:
“Telefona alabilir miyim gazete bayii talebenizi?”
Verdi.
Selam faslının ardından gazete bayiine şöyle dedim:
“Eleştiri, itiraz, tartışma meşrudur. Buna çatma denmez. Bundan hayır doğar”.
Gayet uygar bir karşılık verdi.
“Bütün fikirler bir olursa güzellik olmaz” dedi.
* * *
Gülerce ile konuştuk.
Yazdıklarımla ilgili itirazlarını anlattı.
Dinledim.
Sonunda kendisine şu soruyu sordum:
“Siz kendi görüşlerinizi yazıyorsunuz, hükümet kanadına bağlı isimler de size itiraz ediyorlar. Yani iki taraf tartışıyorsunuz. Tartışma bir yerde tamamlanınca da ‘aramızı açmaya çalışıyorlar, fitneciler var’ diyorsunuz. Burada bir çelişki yok mu? Kim bu fitneciler?”
Gülerce yanıt verdi:
“Hükümetin bazı uygulamalarını eleştirmek benim en doğal hakkım. Sonuçta medeni bir tartışma yapıyoruz. Benim durduğum bir yer var, bir çizgim var. Bu çizgiden eleştiriler yapıyorum. Bana itiraz edenler de cevap veriyorlar. Burada bir fitne yok. Buraya kadar her şey normal... Benim ‘fitne’den kastım şu: Bu tartışmadan yola çıkarak ‘hükümet / cemaat kavgası var’ denmesi... Tartışmanın istismar edilmesi... Ben buna itiraz ediyorum”.
* * *
En sonunda...
Birbirimizi daha iyi anlamış olarak kapattık telefonu.
Ahmet HAKAN / HÜRRİYET