Ahmet Hakan’a Cem Küçük’ten sert yanıt: İşi bitik bir kukla ve tetikçi!
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’a, ‘tetikçi’ deyip devleti göreve çağırdığı Yeni Şafak yazarı Cem Küçük’ten karşılık geldi.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Cem Küçük'ün, Hürriyet yazarı Ahmet
Hakan için yazdığı 'Tasfiye edilecek' sözleriyle başlayan polemik
sürüyor.
Cem Küçük kaleme aldığı, "İşi bitik kukla ve tetikçi portesi"
başlığını taşıyan yazısında, Ahmet Hakan'ın yazısında geçen
'iktidarın tetikçibaşısı' sözlerine sert bir dille yanıt verdi.
Küçük yazısında, "Yularını Pensilvanya’ya kaptırmış bu kuklanın
diğer bir özelliği de Aydın Doğan’ın özel tetikçisi olmasıdır.
Kendisi ucuz bir tetikçi olduğu için başkalarını da kendi gibi ucuz
tetikçi zannediyor" ifadelerini kullandı.
İşte Küçük'ün 'şi bitik bir kukla ve tetikçi
portresi' yazısı:
Ahmet Hakan Coşkun adlı Pensilvanya kuklası bana iftiralar ve
hakaretlerle dolu bir yazıyla saldırdı önceki gün. Yularını
Pensilvanya’ya kaptırmış bu kuklanın diğer bir özelliği de Aydın
Doğan’ın özel tetikçisi olmasıdır. Kendisi ucuz bir tetikçi olduğu
için başkalarını da kendi gibi ucuz tetikçi zannediyor. Aydın Doğan
karakter suikasti ile vurdurmak istediği adamlar için kulu kölesi
konumunda olan bu kukla yazarı Altunizade’deki özel odasına çağırır
ve talimatlar verir. Hatta yeri gelir ne yazacağını da dikte eder.
Bu kukla Ahmet de stenograf olarak efendisi Aydın Doğan’ın
dediklerini kağıda yazar. Aydın Doğan’ın vurmak istediği adamlara
yalanlarla, iftiralarla saldırır ve Doğan’a sürekli “Emredersiniz
efendim” der. Bu kadar basit ve ahlaksız bir tetikçidir Ahmet
Hakan. Doğan Medya’da birçok gazeteci bu rezil tetikçilik konumunu
kabullenmemiştir ama menfaatini her şeyin önünde tutan Ahmet Hakan
ne emredilirse yapar. Çünkü sokağa konulduğu an külliyen biteceğini
bilir. Yeni Türkiye’de bu tetikçinin son kullanma tarihi dolmuştur.
Artık bu kuklanın konvertibilitesi kalmamıştır. Bundan böyle ancak
kıytırık medyalarda yer bulabilir. Onun da kimse farkında olmaz .Bu
tetikçinin kendini çok popüler sanan bir hanım akademisyen kankası
vardı. Şimdi kimse yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyor. O
yüzden Aydın Doğan yere eğil ve ayakkabılarımı boya dese bile
yapmak zorundadır Ahmet Hakan. Bu gerçekleri hiç inkar etme, çünkü
Doğan'ın Altunizade’deki ofisindeki herkes, tetikçiliğine şahit.
Ahmet Hakan’ın patron tetikçiliğini tüm Doğan Medya biliyor. Bundan
önce de Ertuğrul Özkök’ün özel tetikçisiydi bu şahıs...
28 Şubat baronu Aydın Doğan’ın önünde diz çöken, gerdan kıvıran
Ahmet Hakan’ın içinden geldiği dindar insanlardan ve en başta da
Tayyip Erdoğan’dan nefret ettiği bilinen bir olgu. Bu açıdan
aslında Aydın Doğan’ı takdir etmiyor değilim. 28 Şubat zamanı Kanal
7’de istisnasız her gün kendisine küfreden Ahmet Hakan’ı resmen
kendi özel kuklası yapmış oynatıyor. Aydın Bey devletin üst
düzeyiyle konuştuğunda da bu Ahmet Hakan’ı nasıl maymun ettiğini ve
Hakan’ın nasıl bir paragöz olduğunu gururla anlatıyor. Hürriyet'te
yazmak için nasıl yanıp tutuştuğunu ve 2004 yazında Ahmet'i nasıl
yanına çağırdığını ve “Şarap içiyor musun bakayım? İçmiyorsan
bizden olamazsın” diye Ahmet'i nasıl sorguya çektiğini ve tüm
davetliler önünde kuklasına nasıl şarap içirdiğini anlatıyor. Evet,
Aydın Doğan gevrek kahkahalar eşliğinde bu korkunç manzarayı
devletin üst düzey isimlerine aynen böyle anlatıyor. Dindar aileden
gelen bir insanın şarap içmiyor diye nasıl adi biçimde
aşağılandığına ve bu aşağılık rolü de Ahmet Hakan’ın nasıl
kabullendiğine örnek olaydır bu. Bu yazdıklarımı da Aydın Doğan
inkar edemez.
Bu arada geçen gün bu köşede Aydın Doğan’ın gazetemizin patronları
Ahmet Albayrak’tan Nazlı Ilıcak’ı kovmasını istediğini yazmıştım.
Aydın Doğan, Ahmet Albayrak’tan Ilıcak’ın kendisi hakkında yazı
yazmamasını istiyor. Bunun üzerine Albayraklar da İslamiyet ve
Müslümanlar hakkında yalan yanlış şeyler yazan Emin Çölaşan’ın bu
tür yazılar yazmamasını istiyor. Olayın doğrusu budur.
Keza 17-25 Aralık darbe teşebbüsünde paralel yapının en büyük
tetikçilerinden biri gene Ahmet Hakan’dı. Gelin arşivlere tek tek
bakalım, 17 Aralık’tan 30 Mart’ta kadar cemaati kollayan yazıları
nasıl yazdığını hep birlikte görelim. Daha önemlisi Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin kırmızı çizgilerini 27 Mart günü ezdi Ahmet
Hakan ve o gün Jullian Assange gibi kendi biletini kendi kesti.
Sadece AK Parti’ye saldırsa bir mesele değildi, ifade özgürlüğü
kapsamındaydı ama doğrudan Türk devletinin varlığına haince
saldırdı Hakan ve bunun affı mümkün değildir. ABD ve İngiltere’de
de devletin varlığına saldırı affedilmez. 27 Mart kritik
tarihtir.
Ben buna rağmen Hakan’ın paralel yularından kurtulmak istemesine
aferin dediğimi söyledim ama o yine paralel örgütten korktu
ve belirli davalardan ötürü yine kucaklarına düştü. Nedim Şener’e
ve Ahmet Şık’a kumpas kuranlarla beraber çalışıyor şu an. Sözde
Şener-Şık kumpasına karşı ama bu kumpası kuran çetecilere zerre
tavır koyamıyor. Mesela Nedim Şener’i içeri attıran AFY özel
örgütünün üyesi Nazlı Ilıcak ile kanka ilişkisine devam ediyor. Hem
Şener’e yapılanlara karşı ol hem de bu alçaklığı yapanlarla kol
kola ol. İşte Ahmet Hakan budur. Böyle kaypak bir
karakterdir...
Bu arada Aydın Doğan’a İzmir’deki Turyağ fabrikasının yanındaki
arazide Erman Ilıcak’la yapmak istedikleri denize sıfır gökdelenin
tüm detaylarının farkında olduğumu söylemek isterim. POAŞ
döneminden kalma o araziye yapmak istedikleri gökdeleni Ahmet Hakan
gibi tetikçileri besleyerek yapamayacağını herhalde biliyordur. O
arazinin altındaki tarihi eserler meselesine henüz girmiyorum.
Erman Ilıcak’a da Turyağ dibindeki arsa projesinden ya çekilmesini
ya da Aydın Doğan’a gerekenleri söylemesini tavsiye ederim. Erman
Bey akıllı bir müteşebbistir. Lüzumsuz risk almaz.
Hükümete muhalefete büyük saygım var ama Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’ne saldıranla işbirliği yapmak kabul edilemez. Aydın Doğan
paralel yapıyla gebe ilişkisi olan her kişiyi medyasından
uzaklaştırmak zorundadır. Batı’daki örnekler de bu açıdan çok açık
ve nettir. Aydın Doğan’ın geleceği şu an kendi ellerinde.
Twitter.com/cemkucuk55