24 Haz 2012 09:29
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:49
AHMET HAKAN YİĞİT BULUT'A ÇAKTI; ''AL SANA ÖVDÜĞÜN İDO''
Ahmet Hakan, İDO'nun özelleştirilmesini savunan Yiğit Bulut'a isim vermeden köşesinden öyle bir yanıt verdi ki!
Özelleştirmenin yüz karası: İDO
Herkes İDO’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğu günlerin özlemiyle yanıp tutuşuyor. Kamu elindeyken daha iyi hizmet veren bir işletme, özel işletmenin elinde resmen dökülüyor
Ben 80’li yılların sonundan itibaren özelleştirme propagandalarına maruz kalmış biriyim.
Bu nedenle kulaklarımda hep şu cümleler çınlar:
Özelleştirme hizmet kalitesi getirir.
Özelleştirme ucuzluk getirir.
Özelleştirme rekabet getirir.
Özelleştirme tekelleşmeyi önler.
Özelleştirme iyidir.
Özelleştirme güzeldir.
Biz büyüklerimizden böyle işittik.
ALTERNATİFİ YOK
Kulaklarımda çınlayan bu cümleler eşliğinde bakıyorum İDO özelleştirmesine…
- KALİTE: Hizmet kalitesi fena halde düştü. ıskelelerde yığılmalar var. Organizasyon bozuklukları had safhada… Tüketici şikâyetleri alıp
başını gitti.
- UCUZLUK: Tek amacı ‘daha fazla kazanç’ olan İDO, getirdiği bin türlü numaracı yöntemle işleri karman çorman etti. ‘Bileti önce alan daha ucuz alır’ ya da ‘daha fazla para verene daha konforlu seyahat’ anlayışıyla eller sürekli müşterinin cebinde…
- REKABET: Ne rekabeti! Adamlar ‘tek tabanca’ olmanın verdiği sonsuz rahatlıkla müşterinin şikâyetlerine kulaklarını kapatmış durumdalar. şapkadan tavşan çıkarmaya doyamıyorlar.
- TEKELLEŞME: Yalova’dan Yenikapı’ya başka bir deniz otobüsü firması olsa anında oraya kaçacak binlerce kişi var. Fakat el mecbur katlanıyorlar İDO’ya… Tekelleşme bu değilse nedir?
GÖREV BAŞINA ÇAĞIRIYORUM
Herkes İDO’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğu günlerin özlemiyle yanıp tutuşuyor.
Sonuç?
Kamu elindeyken daha iyi hizmet veren bir işletme, özel işletmenin elinde resmen dökülüyor.
Yani ‘Özelleştirme olacak / fıstık gibi olacak’ önkabulü, İDO söz konusu olduğunda iki seksen uzanmış vaziyette.
Eskinin hızlı özelleştirme yanlılarını görev başına çağırıyorum:
Teoriyi çökerten bu örnek olay hakkında hiç değilse iki çift laf etsinler.
Ahmet HAKAN / HÜRRİYET
Yiği Bulut ne yazmıştı?
Herkes İDO’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğu günlerin özlemiyle yanıp tutuşuyor. Kamu elindeyken daha iyi hizmet veren bir işletme, özel işletmenin elinde resmen dökülüyor
Ben 80’li yılların sonundan itibaren özelleştirme propagandalarına maruz kalmış biriyim.
Bu nedenle kulaklarımda hep şu cümleler çınlar:
Özelleştirme hizmet kalitesi getirir.
Özelleştirme ucuzluk getirir.
Özelleştirme rekabet getirir.
Özelleştirme tekelleşmeyi önler.
Özelleştirme iyidir.
Özelleştirme güzeldir.
Biz büyüklerimizden böyle işittik.
ALTERNATİFİ YOK
Kulaklarımda çınlayan bu cümleler eşliğinde bakıyorum İDO özelleştirmesine…
- KALİTE: Hizmet kalitesi fena halde düştü. ıskelelerde yığılmalar var. Organizasyon bozuklukları had safhada… Tüketici şikâyetleri alıp
başını gitti.
- UCUZLUK: Tek amacı ‘daha fazla kazanç’ olan İDO, getirdiği bin türlü numaracı yöntemle işleri karman çorman etti. ‘Bileti önce alan daha ucuz alır’ ya da ‘daha fazla para verene daha konforlu seyahat’ anlayışıyla eller sürekli müşterinin cebinde…
- REKABET: Ne rekabeti! Adamlar ‘tek tabanca’ olmanın verdiği sonsuz rahatlıkla müşterinin şikâyetlerine kulaklarını kapatmış durumdalar. şapkadan tavşan çıkarmaya doyamıyorlar.
- TEKELLEŞME: Yalova’dan Yenikapı’ya başka bir deniz otobüsü firması olsa anında oraya kaçacak binlerce kişi var. Fakat el mecbur katlanıyorlar İDO’ya… Tekelleşme bu değilse nedir?
GÖREV BAŞINA ÇAĞIRIYORUM
Herkes İDO’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğu günlerin özlemiyle yanıp tutuşuyor.
Sonuç?
Kamu elindeyken daha iyi hizmet veren bir işletme, özel işletmenin elinde resmen dökülüyor.
Yani ‘Özelleştirme olacak / fıstık gibi olacak’ önkabulü, İDO söz konusu olduğunda iki seksen uzanmış vaziyette.
Eskinin hızlı özelleştirme yanlılarını görev başına çağırıyorum:
Teoriyi çökerten bu örnek olay hakkında hiç değilse iki çift laf etsinler.
Ahmet HAKAN / HÜRRİYET
Yiği Bulut ne yazmıştı?