AHMET HAKAN SONUNDA İTİRAF ETTİ: "İYİ Kİ DÖNMÜŞÜM"!..HAKAN NELERİ GÖRDÜ DE "DÖNEKLİĞİNE" ŞÜKRETTİ?..
İslami kesimin "dönek" diyerek ağır bir şekilde eleştirilerine maruz kalan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan,"döndüğünü" itiraf etti.Hakan'a "iyi ki dönmüşüm" dedirten olaylar bakın neler oldu?..
İyi ki dönmüşüm
Bir zamanlar konuşmalarını "Sartre´ın Nobel´i ret konuşması"nı dinler gibi heyecanla dinlediğim saygıdeğer insan Abdurrahman Dilipak´ın, bu kadar yüz kızartıcı bir olay karşısında "Belki kıza nikah yapmıştır" gibi bir mazereti dile getirdiğini gördükçe... İyi ki dönmüşüm diyorum...
"Güzel ahlakı tamamlamak" için gönderilmiş bir önderin davasının, bırakın güzel ahlakı, ahlakın kendisini paçavra eden adamların eline düştüğünü gördükçe... İyi ki dönmüşüm diyorum...
Bugün "Konu yargıdadır" diye ortalığın tozunu attıranların, daha dün ortada bir yargı kararı falan olmadığı halde "Ergenekoncular pornocu çıktı" diye manşet attığını gördükçe... İyi ki dönmüşüm diyorum...
Kendisine köşe açıp sözüm ona İslam davasını savundurdukları bir yazarın, "yeryüzünün en aşağılık suçunu işlediği iddiasıyla tutuklanmış" olması karşısında biraz utanıp sıkılmak, şöyle sessiz bir "Tövbe estağfurullah" çekmek yerine, bin dereden su getiren sıkılmazları gördükçe... İyi ki dönmüşüm diyorum...
"Biz Müslümanların gür sesiyiz" diyerek hava basan adamların, bırakın İslam´ı, insanlığın bile kabullenemeyeceği iğrenç bir suçlamayla karşı karşıya kaldıklarında, "Ama manken kız da tostumu yedim bekliyorum diye mesaj atmıştı" gibi abuk bir savunmayla kendilerini temize çıkartma gayretlerini gördükçe... İyi ki dönmüşüm diyorum...
Kendi gettolarından birinin karşılaştığı küçük ya da büyük her türlü suçlama karşısında "Komplodur komplo" diyen ve böylece kendilerini rahatlatan adam ya da kadınları gördükçe... İyi ki dönmüşüm diyorum...
Yapılması gereken
DOĞRUDUR... Hüseyin Üzmez hakkında mahkeme henüz son sözü söylemiş değildir...
Ancak...
Hukuk sisteminde "tutuklama kararı", sanığın aleyhinde çok ağır bir tedbirdir...
Tutuklama kararının verilebilmesi için, "çok kuvvetli suç şüphesi" olması gerekir...
"Soyut isnat" üzerine tutuklama kararı verilemez...
"Somut deliller" söz konusu ise, tutuklama kararı verilebilir...
Hüseyin Üzmez ile ilgili işin hukuki kısmı budur...
Peki böyle bir durumda...
İslami değerleri savunduğunu iddia eden bir gazetenin yöneticisi ne yapar?
Düşünün: Köşe verdiği adam 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel tacizden gözaltına alınmış... Hatta adam, "çok kuvvetli suç şüphesi" ile tutuklanmış...
Evet, ne yapar böyle bir gazetenin yöneticisi?
Ne yapacak?
Önce utanır, sıkılır, boğulacak gibi hisseder kendisini... "Biz nasıl oldu da böyle bir adama köşe verdik" diye hafiften bir muhasebeye girişir... Ardından "Mahkeme kararını vermiş olmasa da herhangi bir yazarımın böyle bir suçlamayla tutuklanmasını dahi kabul edemem" der... Mahkeme tamamlanıncaya kadar yazarıyla ilişkisini keser... "Komplo" demez... Hatta sorumluluğun daha fazlasını üzerine alıp, "Utanç duyuyoruz" diye manşet atar...