23 Mayıs 2011 09:17 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:23

AHMET HAKAN HANGİ GAZETEDE NEREYİ OKUYOR? SEVDİĞİ GAZETE HANGİSİ?

Hürriyet yazarı 16 gazeteyi analiz etti, hangi gazeteden nereyi okuduğunu yazdı. İşte o analizin sonuçları...

Ahmet Hakan günlük gazeteleri analiz etti. Gazete yığınından kişisel izlenimler başlığı ile yazdığı yazısında 16 gazetenin analizini yaptı, hangi gazetenin neresini okuduğunu yazdı.

İşte Ahmet Hakan'dan gazete analizleri...

HÜRRİYET: Elime ilk aldığım gazete. (Şundan eminim: Kendi gazetem olmasa da elime ilk aldığım gazete olurdu). Önce dördüncü sayfaya şöyle bir bakış. Sonra sindirerek okuma süreci. Kelebek'le birlikte elimde en uzun süre onu tutuyorum.

MİLLİYET: Adı çıkmış bir kere, "çok sıkıcı bir gazete" diye... Oysa benim açımdan hiç de öyle değil. Birinci sayfasında beni en fazla oyalayan gazete... Tek sorun: Cadde ekinin ilk çıktığı dönemdeki heyecanını kaybetmesi.

SÖZCÜ: Hınzır bir zekâ, birinci sayfayla çelik çomak oynar gibi oynuyor. Bazen cuk oturtuyor, bazen fazla zorluyor. Ama birinci sayfasına mutlaka baktırıyor.

SABAH: Büyük kitle gazetesi olmak ile hükümet yanlısı duruş sergilemek arasında bir sıkışmışlık içinde... En çok orta sayfadan sonra çok hızlı geçiyor oluşuma şaşırıyorum. Çünkü orta sayfadan sonra durmamı gerektiren iki durak, Nazlı Ilıcak ile Yavuz Donat durağı...

ZAMAN: Tavırlı haberleri belli bir dikkatle yapmak gibi zor bir misyonu yerine getiriyor. Bunu da iyi yapıyor. Yalnız bir sorun var: Köşe yazarlarını öldürüyor. Fehmi Koru'yu da, Taha Kıvanç'ı da katletti.

STAR: Zaman kadar ağırbaşlı oldu ama tavırlı haberleri Zaman kadar profesyonelce veremiyor. Desteklemek ve kösteklemek amacını bazen fazla belli ediyor.

HABERTÜRK: Ana gazete, magazin eki ve hakikaten basının en eğlenceli başlıklarını atan İstanbul eki... Bu gazetedeki duraklarım bunlar.

BUGÜN: Habertürk kıvamına gelmesiyle birlikte daha oyuncaklı bir hal aldı. Bence gayet hoş oldu. Ahmet Taşgetiren, Gülay Göktürk ve Nuh Gönültaş... Bu üç yazarı hiç kaçırmam.

YENİ ŞAFAK: Muhafazakâr gazetelerin de kendi aralarında bir yarışı oluyor. "Kim daha çok iktidara sahip çıkacak / Kim daha çok muhalefete sataşacak" yarışı... Bu yarışta en atak ve en enerjik gazete Yeni Şafak... Keşke Fehmi Koru ve Taha Kıvanç'ı kaybetmeseydi.

BİRGÜN: Hem solcu, hem hükümet karşıtı, hem emekten yana, hem Kürt sorununa duyarlı...

MİLLİ GAZETE: Benim açımdan nostaljik bir değeri var Milli Gazete'nin... Bir ara çıkarmıştım gazete yığınından... Erbakan Hoca'nın vefatıyla yeniden girdi yığına... Yeniden benimsedim bu gazeteyi... Dünyayı Saadet Partisi'nin etrafında döndürme girişimine anlayışlı bir tebessümle yaklaşıyorum.

AKŞAM: Seviyorum bu gazeteyi... Çünkü sürprizli bir gazete... Hem birinci sayfasıyla, hem de yazarlarıyla öngörülemez. Bu açıdan elime iştahla alırım Akşam'ı...

CUMHURİYET: Şartlar dikkat çekmesi için çok müsait... Fakat sanki bir gizli el, bu gazeteyi, "aman fazla ileri gitme" diye tutuyor. Ben bu gazetede en çok Ali Sirmen'in "sevgili" diye başlayan politik yazıları ile Hikmet Çetinkaya'nın coşkulu şiirselliğini sevimli buluyorum.

VATAN: Birinci sayfası eskiden daha devrimciydi. Devrimci ruhunu kaybetmedi ama biraz enerjisini kaybetti. Tek kusuru var bu gazetenin: Reha Muhtar'ı filozof sanmak.

YENİÇAĞ: MHP'nin resmi sözcüsü Ortadoğu gazetesi ise, gayriresmi sözcüsü Yeniçağ... Köşe yazarlarına epey zaman ayırıyorum.

RADİKAL: Radikal'i hep en sona bırakırım. Çünkü gazete okuma işinin son bölümünde, oturuş şeklimi Radikal'in boyutuna göre değiştirmek isterim.