01 Şub 2008 08:30 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:54

AHMET HAKAN "DOST ACI SÖYLER" DEDİ VE AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ!..... İŞTE HAKAN'IN GÖZÜYLE ÇAĞAN IRMAK!....

OLANCA iyi niyetimle gittim Çağan Irmak´ın "Ulak" adlı filmine... Fakat! Heyhat! Bu orta mektep müsameresine, bu "çakma" Shakespeare´yen öykünmeye sadece 20 dakika dayanabildim. Oysa...

Hiç olmamış bir film

OLANCA
iyi niyetimle gittim Çağan Irmak´ın "Ulak" adlı filmine... Fakat! Heyhat!

Bu orta mektep müsameresine, bu "çakma" Shakespeare´yen öykünmeye sadece 20 dakika dayanabildim. Oysa...

"Babam ve Oğlum" adlı filmin tüm kusurlarını, kendimce tolere edebilmiştim.

Belki de "Babam ve Oğlum"un, hayli iddiasız ve alçakgönüllü bir şekilde vizyona girmesi etkilemişti beni...

O filmin başarısı, biraz seyredenlerin seyretmeyenlere propagandası, biraz da burunlarından kıl aldırmayan koca köşe yazarlarının, "Bir ağladık... Bir ağladık... Olmaz böyle şey" havasındaki gazlamalarıyla geldi...

Sürpriz bir şekilde seyirci rekoru kırmıştı "Babam ve Oğlum"...

İşin bu "sürpriz" kısmı, filme yönelik bir "sempati halesi"nin oluşmasına yol açmıştı.

O naif, o kırılgan, o işin puştluğuna fena halde yabancı Çağan Irmak kardeşimiz bile, şaşıp kalmıştı filminin bu kadar iş yapmasına...

Sonra? Sonrası "tatsız bir beklenti" haline dönüştü... Ulusal "abartma" hastalığımız bir kez daha devreye girmişti...

Herkesin ağzında aynı cümle vardı: "Çağan yeni bir film çekecek ve yine herkesi kendine meftun edecek..."

Çağan da bu havaya kaptırdı kendini...

Yeni filminin hikáyesini kimselere anlatmamalar, film setine seçmece gazeteciler sokmalar, "Film için bir köy inşa ettik birader, daha ne olsun" diye hava atmalar falan...

Masumiyet zedelenmişti yani... Ama ben başta da söylediğim gibi...

İyi niyetimi koruyarak gittim Ulak´a... Ve filmin daha ilk dakikalarında sıkılmaya başladım...

İçine giremiyordum filmin...

Hikáye olmamıştı... Oyunculuklar Yıldız Kenter abartısındaydı... Tiratlar gerçeklikten uzaktı... Kutsal metinlere yapılan göndermeler oturmamıştı... Pek bilmiş mesaj verme çabaları sonuçsuzdu... Masalsılıktan ziyade müsamere havası vardı filmde... Yönetmenin aklı müthiş karışıktı...

Velhasıl ilk 20 dakikasına bile zor katlanılır bir filmdi seyrettiğim...

"Naif" Çağan´a kıymak istemezdim ama maalesef yalın ve acı gerçek budur.

Ve maalesef dost acı söyler...


HÜRRİYET / AHMET HAKAN