01 Tem 2016 14:29
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:21
Ahmet Hakan da İHH'ya yüklendi: İktidarın aparatı olursan işte böyle yersin Erdoğan'dan fırçayı!
"Erdoğan, 'Size mi soracağım kiminle anlaşıp anlaşmayacağımı?' diyor. Haksız da sayılmaz hani"
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, İsrail'le imzalanan mutabakat sonrası
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mavi Marmara gemisinin Gazze'ye yardım
götürmesini organize eden İHH'ya "Bana mı sordunuz?" diyerek
eleştirmesine ilişkin olarak, "Erdoğan, aslında İHH’ya şunu demek
istiyor: 'Sayemizde büyüdünüz. Siz kimsiniz ya?... Size mi
soracağım kiminle anlaşıp anlaşmayacağımı?' Haksız da sayılmaz
hani" dedi. Hakan, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı
(İHH) hakkında da "İktidardan ve devletten bağımsız, bağlantısız,
hakiki bir sivil toplum örgütü olmak yerine... İktidarın aparatı
olmaya baştan razı olursan... İşte böyle yersin fırçayı" diye
yazdı.
Ahmet Hakan'ın Hürriyet gtazetesinin bugünkü (1 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan 'Erdoğan'ın İHH'ya tepkisi haksız mı?' başlıklı yazısı şöyle:
İHH ne yaptı da Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bu derece sert bir tepki gördü?
Cami önünde gösteri mi yaptı? Hayır.
Ekranlara çıkıp veryansın mı etti? Hayır.
Bildiri falan mı dağıttı? Hayır.
“Siyonist rejime can suyu oldunuz” türü radikal bir çıkış mı yaptı? Hayır.
İsrail bayrağını yakıp “Kahrolsun anlaşma” diye mi bağırdı? Hayır.
Sadece ve sadece...
“İsrail’e güven olmaz, anlaşmanın şartlarına uymaz, dikkat edelim” falan diyen bir basın açıklaması yaptı.
Bundan ibaretti İHH’nın yaptığı.
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kadarcık bir itiraza bile fena halde sinirlendi.
Ve tepesi atmış bir şekilde haykırdı:
“Bana mı sordun kardeşim Mavi Marmara’yı yola çıkarırken?”
Üstelik bunu yaparken...
Geçmişte “Mavi Marmara’ya biz izin verdik” dediğini unuttu.
“Mavi Marmara’ya niye izin verdiniz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na “İsrail ağzı ile konuşuyor” dediğini unuttu.
Kısacası...
Çok bariz bir çark durumuna imza attı.
İyi ama neden?
Erdoğan bu tepkiyi vermeseydi...
İHH mitingler falan düzenleyerek İsrail’le anlaşmaya bayrak mı açacaktı? Mavi Marmara meselesi bir numaralı gündem mi olacaktı? AK Parti camiasında “Vardır Tayyip Bey’in bir bildiği” dışında bir tavır mı ortaya çıkacaktı?
Tabii ki hiçbiri olmayacaktı.
Madem öyle...
Erdoğan neden durup dururken genellikle Kılıçdaroğlu’na reva gördüğü “çarkçı” konumuna düşmüş oldu ki?
Neydi Erdoğan’ı böylesi rasyonel olmayan bir tutuma sevk eden ve bu denli kızdıran?
Cevap çok basit:
Çünkü Erdoğan, İHH denilen oluşumu...
Bağımsız, bağlantısız, iktidardan ayrı, devletten ayrı, tamamen sivil dinamikler üstünde yükselen, kendi gönüllüleriyle yürüyen bir sivil toplum örgütü olarak görmüyor.
Size bir şey söyleyeyim mi?
İHH da kendisinin bağımsız, bağlantısız, iktidardan ayrı, devletten ayrı bir sivil toplum örgütü olmadığının farkında.
İşte tam da bu nedenle Erdoğan, aslında İHH’ya şunu demek istiyor:
“Sayemizde büyüdünüz. İşlevinizi sayemizde edindiniz. Şimdi kalkmış bizim diplomatik olarak atmak durumunda kaldığımız bir adımı sorgulama cüreti gösteriyorsunuz. Siz kimsiniz ya?... Size mi soracağım kiminle anlaşıp anlaşmayacağımı?”
Haksız da sayılmaz hani.
İktidardan ve devletten bağımsız, bağlantısız, hakiki bir sivil toplum örgütü olmak yerine...
İktidarın aparatı olmaya baştan razı olursan...
İşte böyle yersin fırçayı.
İşte bunlar hep barıştığımız içinmiş
Güya analiz yapıyorlar.
Dedikleri şu:
İsrail’le barıştık, saldırı geldi.
Rusya’yla barıştık, saldırı geldi.
Hey analizci baylar ve bayanlar!
Sizi duyan da...
İsrail’le kavgalı olduğumuz zamanlarda...
Rusya’yla kavgalı olduğumuz zamanlarda...
Memlekette mantar tabancası bile patlamamış sanacak.
Boşuna analiz kasmayın kardeşim!
Çünkü...
Kavga etsen de patlıyor.
Barışsan da patlıyor.
Patlama kısı döngüsü
Patlama/Yayın yasağı/Kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın/Güvenlik zafiyeti yok/İstifa yok/Meclis’te araştırma önergesine hayır.
Patlama/Yayın yasağı/Kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın/Güvenlik zafiyeti yok/İstifa yok/Meclis’te araştırma önergesine hayır.
Patlama/Yayın yasağı/Kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın/Güvenlik zafiyeti yok/İstifa yok/Meclis’te araştırma önergesine hayır.
Bu böyle sürüp gider.
Bana mı sordun?
STRATEJİK Derinlik diye kitap yazarken bana mı sordun?
Miami’ye giderken bana mı sordun?
Esad’ı Esed yaparken bana mı sordun?
Uçağı düşürürken bana mı sordun?
Sisi’ye darbe yapacak zemini hazırlarken bana mı sordun?
Değerli yalnızlık
“Değerli yalnızlık” tabirini literatüre kazandıran İbrahim Kalın Bey’den...
“Yalnızlık Allah’a mahsustur” diye bir açıklama bekliyoruz.
Osmangazi köprüsü
İktidarı bazı konularda eleştiriyor olmak, bazı konularda takdir etmeyeceğimiz anlamına gelmez.
Geçiş ücreti biraz fazla tuzlu da olsa...
Ülkemiz için çok ama çok önemli bir kazanım.
Emeği geçenlere teşekkür...
At fav'a
MAVİ Marmara işinin bütün sorumluluğunun...
Kemal Kılıçdaroğlu’na yükleneceği günler yakındır.
At fav’a, bekle.
Ahmet Hakan'ın Hürriyet gtazetesinin bugünkü (1 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan 'Erdoğan'ın İHH'ya tepkisi haksız mı?' başlıklı yazısı şöyle:
İHH ne yaptı da Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bu derece sert bir tepki gördü?
Cami önünde gösteri mi yaptı? Hayır.
Ekranlara çıkıp veryansın mı etti? Hayır.
Bildiri falan mı dağıttı? Hayır.
“Siyonist rejime can suyu oldunuz” türü radikal bir çıkış mı yaptı? Hayır.
İsrail bayrağını yakıp “Kahrolsun anlaşma” diye mi bağırdı? Hayır.
Sadece ve sadece...
“İsrail’e güven olmaz, anlaşmanın şartlarına uymaz, dikkat edelim” falan diyen bir basın açıklaması yaptı.
Bundan ibaretti İHH’nın yaptığı.
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kadarcık bir itiraza bile fena halde sinirlendi.
Ve tepesi atmış bir şekilde haykırdı:
“Bana mı sordun kardeşim Mavi Marmara’yı yola çıkarırken?”
Üstelik bunu yaparken...
Geçmişte “Mavi Marmara’ya biz izin verdik” dediğini unuttu.
“Mavi Marmara’ya niye izin verdiniz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na “İsrail ağzı ile konuşuyor” dediğini unuttu.
Kısacası...
Çok bariz bir çark durumuna imza attı.
İyi ama neden?
Erdoğan bu tepkiyi vermeseydi...
İHH mitingler falan düzenleyerek İsrail’le anlaşmaya bayrak mı açacaktı? Mavi Marmara meselesi bir numaralı gündem mi olacaktı? AK Parti camiasında “Vardır Tayyip Bey’in bir bildiği” dışında bir tavır mı ortaya çıkacaktı?
Tabii ki hiçbiri olmayacaktı.
Madem öyle...
Erdoğan neden durup dururken genellikle Kılıçdaroğlu’na reva gördüğü “çarkçı” konumuna düşmüş oldu ki?
Neydi Erdoğan’ı böylesi rasyonel olmayan bir tutuma sevk eden ve bu denli kızdıran?
Cevap çok basit:
Çünkü Erdoğan, İHH denilen oluşumu...
Bağımsız, bağlantısız, iktidardan ayrı, devletten ayrı, tamamen sivil dinamikler üstünde yükselen, kendi gönüllüleriyle yürüyen bir sivil toplum örgütü olarak görmüyor.
Size bir şey söyleyeyim mi?
İHH da kendisinin bağımsız, bağlantısız, iktidardan ayrı, devletten ayrı bir sivil toplum örgütü olmadığının farkında.
İşte tam da bu nedenle Erdoğan, aslında İHH’ya şunu demek istiyor:
“Sayemizde büyüdünüz. İşlevinizi sayemizde edindiniz. Şimdi kalkmış bizim diplomatik olarak atmak durumunda kaldığımız bir adımı sorgulama cüreti gösteriyorsunuz. Siz kimsiniz ya?... Size mi soracağım kiminle anlaşıp anlaşmayacağımı?”
Haksız da sayılmaz hani.
İktidardan ve devletten bağımsız, bağlantısız, hakiki bir sivil toplum örgütü olmak yerine...
İktidarın aparatı olmaya baştan razı olursan...
İşte böyle yersin fırçayı.
İşte bunlar hep barıştığımız içinmiş
Güya analiz yapıyorlar.
Dedikleri şu:
İsrail’le barıştık, saldırı geldi.
Rusya’yla barıştık, saldırı geldi.
Hey analizci baylar ve bayanlar!
Sizi duyan da...
İsrail’le kavgalı olduğumuz zamanlarda...
Rusya’yla kavgalı olduğumuz zamanlarda...
Memlekette mantar tabancası bile patlamamış sanacak.
Boşuna analiz kasmayın kardeşim!
Çünkü...
Kavga etsen de patlıyor.
Barışsan da patlıyor.
Patlama kısı döngüsü
Patlama/Yayın yasağı/Kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın/Güvenlik zafiyeti yok/İstifa yok/Meclis’te araştırma önergesine hayır.
Patlama/Yayın yasağı/Kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın/Güvenlik zafiyeti yok/İstifa yok/Meclis’te araştırma önergesine hayır.
Patlama/Yayın yasağı/Kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın/Güvenlik zafiyeti yok/İstifa yok/Meclis’te araştırma önergesine hayır.
Bu böyle sürüp gider.
Bana mı sordun?
STRATEJİK Derinlik diye kitap yazarken bana mı sordun?
Miami’ye giderken bana mı sordun?
Esad’ı Esed yaparken bana mı sordun?
Uçağı düşürürken bana mı sordun?
Sisi’ye darbe yapacak zemini hazırlarken bana mı sordun?
Değerli yalnızlık
“Değerli yalnızlık” tabirini literatüre kazandıran İbrahim Kalın Bey’den...
“Yalnızlık Allah’a mahsustur” diye bir açıklama bekliyoruz.
Osmangazi köprüsü
İktidarı bazı konularda eleştiriyor olmak, bazı konularda takdir etmeyeceğimiz anlamına gelmez.
Geçiş ücreti biraz fazla tuzlu da olsa...
Ülkemiz için çok ama çok önemli bir kazanım.
Emeği geçenlere teşekkür...
At fav'a
MAVİ Marmara işinin bütün sorumluluğunun...
Kemal Kılıçdaroğlu’na yükleneceği günler yakındır.
At fav’a, bekle.