26 Eyl 2018 14:22
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:52
Ahmet Hakan camianın kızlarına ayar verdi, Esra Elönü sinirlendi: Yazacaksan bunları da yaz!
Muhafazakar medyanın aykırı yazarı Esra Elönü, son kaleme aldığı yazıda yine kendi mahallesine yüklendi.
Haber7.com yazarı Esra Elönü bugünkü köşe yazısında, bir kez daha
muhafazakar camiayı hedef aldı.
Köşe yazısı için, “Lütfen bu sabah kalktığınızda iki yüzünüzü de yıkayın!” başlığını seçen Elönü, marka tercihleri yüzünden eleştirilen muhafazakar kadınlar kadar erkeklerin de bu işte büyük suçu olduğunu söyledi.
İşte Elönü’nün dikkat çeken o yazısı:
Bu yazı, fasülye olup da aşure tabağına girdi diye kendini günahtan muaf tutan ahkamcılara yazılmıştır.
Hakikati, akşam pazarı tezgahında sevip ucuza getirdim diye sevinen din muhtarlarına yazılmıştır.
Adamlığa ve adalete veda busesi kondurup yine veda hutbesine vefasız tüccarlarımıza yazılmıştır.
Şimdi böyle uhrevi maslahatta bayık patinajlar yapmak yerine, altı ve ardı çizilecek olanları yazmak sanırım daha isabetli olacak. Malum dikiz aynasıyla bakışarak yol alınamıyor.
Ahmet Hakan iki gün önce Necip Fazıl Kısakürek’le playback yaptığını zannedip Müslüman kızlarımıza bilumum hijyen koşulları öneren gevrek bir yazı kaleme almış. Ya da şöyle yazalım Necip Fazıl’ın Müslüman Gençliğe hitabesini adaletsizce cover’lamış.
Yani Fatih’te olayı okuyup Nişantaşında soğuk üfleyen mevsimsiz klima kıvamındaki bu yazıya ne diyeyim bilemedim. Lütfen fazlasıyla klişe “ Muhitler arası eleştiri” seferinde olduğum zannedilmesin, yazının eksik olması doğru olmadığı anlamına gelmiyor.. Gözlem eksikliği körlüğümüzü yüceltiyor bence..
Siz, Louis Vuitton Müslümanlarısınız diyor. Bu markaları da böyle camia kızlarına ayar veren erkek aforizmalarından öğrendim. Sırf marka diye gece gündüz kafaya giyilen beyin bataryası olarak kullanılan gözlüklerim de yok, kahrolası zalım varoşluğun organizmaya sinmesini önleyen (!) sosyete barikatı marka çantam da..
Evet eleştirelim lakin bu kızları böyle markalarla gezince üst sınıf mahalle kraliçesi olarak gören, ancak böyle olunca yanlarına taşınacak aksesuar muamelesi yapan o şaşalı ortamlara giriş için yanlarında süslü evrak çantası olarak taşıyan tabirinizce Müslüman erkekleri de eleştirelim.
Kusura bakmayın da siz bu tarz kızlardan hoşlanıp onları ortam cv’si olarak kullanan erkekleri yazmazsanız adalet markalı yazılarınız da çöpe gider.
Bu kızlara bu marka çantaları kim alıyor? Ya sevgilileri ya da babaları.. Yazacaksanız Beyazıt Meydanında başörtüsü için havaya yumruk sıkan, o sıktığı yumruğu da marka çantalara para gömmek için açan bazı adamları da yazın.
Masada Afgan Kardeşlerim diyerek gözyaşı döken sahada marka süzüp hangisinin çakma hangisinin değil onun bahsine tutuşan imitasyon herifleri de yazın.
Zamanında kot pantolon Amerikan malı deyip neredeyse şalvarla gezen şimdilerde adını yazdırdığı çorabı görünsün diye kısa pantolonlara terfi etmiş yerli malları da yazın olur mu?
Bu arada başörtülü kardeşlerimizin dış kıyafetlerine seyyar jürilik yapacağınıza bazı başörtülü hatunların içini yazın. Mesela örtünün şıklığını değil de başörtünün altında hasetliğin ve hırsın ne kadar rüküş durduğunu yazın.
Daha yazılacak çok şey var da yazıyı “ Acaba bunu kime dedi” gibi kullanışlı mahalle gizemine gark etmek istemiyorum.
Yazacaksanız yazınızı sizden sonra Hz. Ömer okuyacakmış gibi yazın. Ya bu iki yüzlüğünüzle yüzleşin ya da bir zahmet sabah kalktığınızda iki yüzünüzü de birden yıkayın..
Köşe yazısı için, “Lütfen bu sabah kalktığınızda iki yüzünüzü de yıkayın!” başlığını seçen Elönü, marka tercihleri yüzünden eleştirilen muhafazakar kadınlar kadar erkeklerin de bu işte büyük suçu olduğunu söyledi.
İşte Elönü’nün dikkat çeken o yazısı:
Bu yazı, fasülye olup da aşure tabağına girdi diye kendini günahtan muaf tutan ahkamcılara yazılmıştır.
Hakikati, akşam pazarı tezgahında sevip ucuza getirdim diye sevinen din muhtarlarına yazılmıştır.
Adamlığa ve adalete veda busesi kondurup yine veda hutbesine vefasız tüccarlarımıza yazılmıştır.
Şimdi böyle uhrevi maslahatta bayık patinajlar yapmak yerine, altı ve ardı çizilecek olanları yazmak sanırım daha isabetli olacak. Malum dikiz aynasıyla bakışarak yol alınamıyor.
Ahmet Hakan iki gün önce Necip Fazıl Kısakürek’le playback yaptığını zannedip Müslüman kızlarımıza bilumum hijyen koşulları öneren gevrek bir yazı kaleme almış. Ya da şöyle yazalım Necip Fazıl’ın Müslüman Gençliğe hitabesini adaletsizce cover’lamış.
Yani Fatih’te olayı okuyup Nişantaşında soğuk üfleyen mevsimsiz klima kıvamındaki bu yazıya ne diyeyim bilemedim. Lütfen fazlasıyla klişe “ Muhitler arası eleştiri” seferinde olduğum zannedilmesin, yazının eksik olması doğru olmadığı anlamına gelmiyor.. Gözlem eksikliği körlüğümüzü yüceltiyor bence..
Siz, Louis Vuitton Müslümanlarısınız diyor. Bu markaları da böyle camia kızlarına ayar veren erkek aforizmalarından öğrendim. Sırf marka diye gece gündüz kafaya giyilen beyin bataryası olarak kullanılan gözlüklerim de yok, kahrolası zalım varoşluğun organizmaya sinmesini önleyen (!) sosyete barikatı marka çantam da..
Evet eleştirelim lakin bu kızları böyle markalarla gezince üst sınıf mahalle kraliçesi olarak gören, ancak böyle olunca yanlarına taşınacak aksesuar muamelesi yapan o şaşalı ortamlara giriş için yanlarında süslü evrak çantası olarak taşıyan tabirinizce Müslüman erkekleri de eleştirelim.
Kusura bakmayın da siz bu tarz kızlardan hoşlanıp onları ortam cv’si olarak kullanan erkekleri yazmazsanız adalet markalı yazılarınız da çöpe gider.
Bu kızlara bu marka çantaları kim alıyor? Ya sevgilileri ya da babaları.. Yazacaksanız Beyazıt Meydanında başörtüsü için havaya yumruk sıkan, o sıktığı yumruğu da marka çantalara para gömmek için açan bazı adamları da yazın.
Masada Afgan Kardeşlerim diyerek gözyaşı döken sahada marka süzüp hangisinin çakma hangisinin değil onun bahsine tutuşan imitasyon herifleri de yazın.
Zamanında kot pantolon Amerikan malı deyip neredeyse şalvarla gezen şimdilerde adını yazdırdığı çorabı görünsün diye kısa pantolonlara terfi etmiş yerli malları da yazın olur mu?
Bu arada başörtülü kardeşlerimizin dış kıyafetlerine seyyar jürilik yapacağınıza bazı başörtülü hatunların içini yazın. Mesela örtünün şıklığını değil de başörtünün altında hasetliğin ve hırsın ne kadar rüküş durduğunu yazın.
Daha yazılacak çok şey var da yazıyı “ Acaba bunu kime dedi” gibi kullanışlı mahalle gizemine gark etmek istemiyorum.
Yazacaksanız yazınızı sizden sonra Hz. Ömer okuyacakmış gibi yazın. Ya bu iki yüzlüğünüzle yüzleşin ya da bir zahmet sabah kalktığınızda iki yüzünüzü de birden yıkayın..