Ahmet Davutoğlu, Atatürk imzalı kalpak taktı: İktidara ekonomi yönetimi eleştirisi
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Sokak Ekonomisi Sorunları ve Çözüm Yolları çalıştayında konuştu. Davutoğlu, çalıştay sonrasında partililerin hediye ettiği Atatürk imzalı kalpağı da giydi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde partisinin düzenlediği "Sokak Ekonomisi Sorunları ve Çözüm Yolları" çalıştayında konuştu.
Çalıştaya, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkan Yardımcısı İsmail Yücel, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tonguç, DEVA Partisi Sivil Toplum ve Halka İlişkiler Başkanı Hamza Aydoğdu da katıldı.
"Açık alınları, bereketli elleri ve kocaman yürekleriyle sokaklarımızda helal rızkın çabasını sürdüren değerli sokak emekçileri, işportacıları, kâğıt toplayıcıları..." diyerek konuşmasına başlayan Davutoğlu, "Sokak emekçileri, bu onurlu insanlar anormallik mi? Tasfiye edilmesi gereken bir marjinal grup mu? Yoksa yolsuzluk çarkları içerisinde bir gecede milyarder olanların olduğu bu dünyada helal rızık kazanmak için tüm gün çalışan onurlu insanların faaliyet alanı mı" dedi.
Davutoğlu ayrıca tören sonrasında kendisine hediye edilen Atatürk imzalı kalpağı da giydi.
Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"KIŞ SERT GEÇTİ AMA MUTFAKLARDAKİ KARA KIŞ ÇOK DAHA SERT GEÇTİ"
Zorlu bir Ramazan'a giriyoruz. Halkımız ilk kez bu kadar derin bir şekilde iftar sofrası, sahur sofrası hazırlama telaşı içinde. Çok zor günler yaşandı, geçmişte ülkemizde. Ama bu kadar yoğun ve geçim sıkıntısıyla halkımızın büyük bir bunalıma sürüklendiği bir kara kışı az gördük. Kış sert geçti ama mutfaklardaki kara kış çok daha sert geçti.
"SİYASET GÜÇ DEVŞİRME OLUŞTURMA ÇABASI OLARAK YÜRÜTÜLÜRSE, KİRLİ BİR SİYASET HALİNE DÖNÜŞÜR"
Siyaset eğer halkın içinden ve halka birlikte yapılırsa anlamlı ve onurlu bir meşgaledir. Ama siyaset güç devşirme, güç biriktirme ve çıkar oluşturma çabası olarak yürütülürse işte o siyaset kirli bir siyaset haline dönüşür.
"TASFİYE EDİLMESİ GEREKEN BİR GRUPLA DA KARŞI KARŞIYA DEĞİLİZ"
Biz Gelecek Partisi olarak emeğin her türlüsüne, helal rızkın her çeşidine saygı ile bakıyoruz… Onların emekleri bir onur mücadelesidir. Bir anormallikle karşı karşıya değiliz. Tasfiye edilmesi gereken bir grupla da karşı karşıya değiliz... Hayatımızın her yerinde olan her zaman beraber olduğumuz bazen bizim de içinde olduğumuz bir topluluk adına konuşuyoruz... Sokak emekçileri tasfiye edilmesi gereken değil saygı duyulması gereken ve bütün sosyal haklara kavuşması gereken bir topluluktur.
"ÖYLE BİR YOKSULLUK YAŞANIYOR Kİ BU ÜLKEDE..."
Öyle bir yoksulluk yaşanıyor ki bu ülkede iktidardakiler lüks alanlarında bunları fark etmeseler bile bu yoksulluk Türkiye için sadece bir ekonomik kriz değil bir sosyal gerilim potansiyeli taşıyor."
BÖKE: "DÜZENİN DEĞİŞMESİ İÇİN İKTİDARIN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR”
Çalıştayda CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ise Türkiye'nin içinden geçtiği ağır bir ekonomik buhran olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bugün Türkiye’nin içinden geçtiği ağır ekonomik buhranı, belki de en açık bir biçimde yaşayan kendisi buhranın odağında olan sokak emekçilerinin çaresinin demokrasiden geçtiği, demokrasinin kürsülerinin halka açık olduğu gerçeğinin bir kez daha anımsatan bu kürsü, tam da bu nedenle önemli.
Buhran kendini ağır işsizlikle, büyük ve derin bir yoksullaşma ile o yoksullaşmanın; seyyar satıcıların, işportacıların, geri dönüşümcülerin emeğinin görülmediği bir düzende o derin yoksulluğa daha da keskin biçimde mahkum edildiği bir karanlığı dayatıyor bizlere. Hep birlikte içindeyiz bu buhranın. Dolayısıyla buhranı hep birlikte aşmak zorundayız.
Buhrandan çıkışın olduğunu biliyoruz. Bu buhran bir kaderden kaynaklanmadı. Bu buhran; iktidarın bilerek, isteyerek kurduğu düzenin sonucunda yaşanıyor. Dolayısıyla umut da bu cümlede yatıyor. O zaman düzeni değiştirirsek buhrana son verebiliriz. Düzenin değişmesi için iktidarın değişmesi gerekiyor. Düzenin değişmesi için yeni iktidarın demokrasi üzerine inşa edilmesi gerekiyor. İşte burada altı siyasal partinin genel başkanlarının, 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi kuracağız, başka bir gelecek mümkün' diyen iradesi; burada konuşacağımız sorunların çözümü için belki de en önemli ilk adım.”