AHMET ALTAN'DAN CHP'Yİ SARSACAK YAZI! GİDİP SİLİVRİ'DE YEMİN ETSİNLER!
Taraf'ın tepe ismi Ahmet Altan, Balbay ve Haberal'a mahkemeden tahliye çıkmayınca Meclis'te yemin etmeyen CHP'yi topa tuttu!
Taraf gazetesi baş yazarı Ahmet Altan bugünkü köşesinde, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ın milletvekili oldukları halde serbest bırakılmamalarını protesto etmek için Meclis’te yemin etmeyen CHP’lileri çok sert bir dille eleştirdi.
’Koskoca parti gidip Ergenekon’a esir düştü.’ diyen Altan, CHP’nin bu yaptığının ’siyasi ahmaklıklar literatürüne’ de gireceğini dile getirdi..
İşte Altan’ın o yazısı:
Neyi istediğini tarif edemezsen, istediğini söylediğin şeyi alamazsın. Çünkü karşındaki ne istediğini anlamaz.
CHP’nin ne istediğini anlayan var mı? Diyor ki, "Benim tutuklu bulunan milletvekillerim serbest bırakılsın yoksa Meclis’te yemin etmem".
Bunu kimden istiyor? Meclis’te yemin etmediğine göre bunu "siyasi" bir sorun olarak görüyor ve hükümetin çözmesini talep ediyor.
Hükümetin "yargıya emir vermesini mi" istiyor? Söylediği bu mu? Bunu en ham ervah bile söyleyemez. Tamam, bizde yargı işleri karışıktır ama karışıklığı "meşrulaştıran" bir siyasi talep "gayrımeşru" olur.
CHP ’KUVVETLER AYRILIĞINI’ RET Mİ EDECEK?
CHP, böyle gayrımeşru bir talepte bulunduğu ve talebi karşılanmadığı için mi yemin etmiyor? Bu, akla uygun değil. Peki, yemin etmeyerek "yargıyı" mı tehdit ediyor? Yargı, CHP’nin Meclis’te yemin etmemesinden niye korksun? Meclis’ten "yargıyı korkutmaya" kalkmak "kuvvetler ayrılığını" reddetmek anlamına gelmiyor mu? CHP, kendi işine geldiği için "kuvvetler ayrılığını" ret mi edecek?
ALLAH AKIL FİKİR VERSİN
Nereden baksanız bu CHP "sorunsalının" içinden çıkamazsınız. Baştan sona saçma çünkü. Ne ne istediği anlaşılıyor, ne bunu kimden istediği. "Allah akıl fikir versin" denecek bir durum.
KOSKOCA BİR PARTİ ERGENEKON’A ESİR DÜŞTÜ
Koskoca parti gidip Ergenekon’a esir düştü. Ergenekon sanıklarını hapisten çıkartacağım derken kendisi Meclis’e giremez hale geldi. Aferin ona. Siyaset diye buna derim işte. Yanlış adamdan yanlış bir şey istediğin için kendi kendini kitlersin, ne istediğin olur, ne de senin Meclis’te hükmün kalır.
CHP, BDP’Yİ ÖRNEK ALIYOR
Sanırım bu "siyasi ahmaklıklar literatürüne" girecek manevranın nedeni, CHP’nin, Hatip Dicle nedeniyle Meclis’i boykot eden BDP’yi örnek alması. Hatip Dicle, yaptığı konuşmadan dolayı "terör suçlusu" sayılmış ve "özel" bir maddeden dolayı mahkûm olmuş bir "özgürsüzlük" mağduru, fikir özgürlüğünün olduğu hiçbir toplumda Dicle hapse girmezdi.
BDP’NİN HAMLESİ HEM SİYASETE HEM AKLA UYGUN
Sadece Dicle için değil, Türkiye’nin geleceği için de fikir özgürlüklerinin önünün açılması lazım, bunu yapacak olan da Meclis ve Meclis’te çoğunluğu bulunan iktidardır. BDP, Meclis’ten ve AKP’den "fikir özgürlüğünün" önündeki engelleri kaldırmasını talep ediyor, bu isteğini gerçekleştirmek için de "siyasi" yolları zorluyor.
Siyasetle çözülecek bir talebi olduğu için siyasi bir hamle yapması da hem siyasete, hem akla uygun.
DİCLE’NİN DURUMU BAŞBAKAN’IN DURUMUNA BENZİYOR
Dicle’nin durumu Ergenekon sanıklarına değil, ne kadar "onun durumu benimkine benzemiyor" diye tuttursa da Başbakan Erdoğan’ın durumuna benziyor. Benzerlik, hangi yasalardan yargılandıklarından ya da mahkûmiyetlerini çekip çekmemelerinden kaynaklanan bir benzerlik değil, benzerlikleri fikirlerinden dolayı mahkûm olmalarından.
O nedenle Meclis, Erdoğan’ın sorununu çözdüğü gibi Dicle’nin sorununu da çözebilir ve çözmelidir.
AKP BÜTÜN MAĞDURLARA SAHİP ÇIKMAYI NE ZAMAN ÖĞRENECEK
AKP, kendi mağdurunu kurtarırken başka mağdurlara sırtını dönerse, bu "bencilce" ve çifte standarda dayanan bir davranış olur. Yeniden Erbakan dönemine dönerler. Bilmiyorum, AKP bütün mağdurlara sahip çıkmayı ne zaman öğrenecek, ne zaman bu bencillikten kurtulacak.
ERGENEKON ’MAĞDUR’ BİR ÖRGÜT DEĞİL
Ergenekon meselesine gelince, bu örgüt "mağdur" bir örgüt değil, bu örgüt bütün toplumu mağdur eden, cinayetler işleyen, suikastlar düzenleyen, darbeler planlayan bir örgüt. Eğer bu çete yakalanmasaydı Türkiye kan gölüne dönerdi, suikastlardan, darbelerden, cinayetlerden başımızı alamazdık.
Yargı, milletvekili seçilen Ergenekon sanıklarını bırakmak isterse bıraksın, bu yargının bileceği iş, kimse Balbay illa hapiste kalsın diye meseleye çullanmaz ama bu örgütün bütününe "siyasi" bir tavırla sahip çıkmaya kalkan CHP kendini çıkmazdan kurtaramaz. Büyük bir çeteye "siyasi meşruiyet" sağlama kurnazlığına sapınca sonunda kendisi böyle Meclis’te konuşamaz hale gelir.
CHP SİLİVRİ’NİN ÖNÜNDE YEMİN ETSİN
Akıl vermek gibi olmasın ama bence AKP, Dicle ve fikir özgürlüğü meselesini Meclis’te halletsin, iki parti birlikte anayasayı değiştirsin. CHP de gidip Silivri’nin önünde yemin etsin