AHMEDİNEJAT'IN ODTÜ'LÜLERİ!.. ABD'NİN VURMAK İSTEDİĞİ İRAN'IN SAHİP OLDUĞU NÜKLEER TEKNOLOJİYİ ODTÜ MEZUNLARI YAPIYOR!..
Ortadoğu Teknik Üniversitesi 1968'den bu yana Amerikan karşıtlığının simgesiydi. O üniversitenin Nükleer Bölümü'nden mezun olan gençler bugün ABD'nin vurmak istediği İran'ın nükleer programını yönetiyor, çalıştırıyor.
1968 yıllarında Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Makina Mühendisliği bölümünde Nükleer dalı vardı.
Buradan, çok sayıda, o dönemin nükleer bilgileriyle ihtisas yapmış değerli arkadaşımız yetişti. Aralarında Ortadoğu ülkelerinden gelenler vardı.
İran'dan gelenler de vardı.
Sonra herkes kendi ülkesine döndü ve kariyer yapmaya başladılar. Türkiye'de bu konuda yetişenler öncelikle Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) Nükleer dairesinde işe başladılar.
Aradan yıllar geçti.
Türkiye kendi şartlarına uygun makul bir teknoloji geliştiremedi. İş tavsadı. İhaleler yolsuzluk haberleriyle doldu. Bu kadar büyük bir yatırım hacminin finansal riskini Hazine'nin karşılayamayacağı düşüncesiyle IMF sonunda nükleer konusunu hükümetin kapatmasını istedi. TEK Nükleer Dairesi kapatıldı.
Ve olay bitti.
68 kuşağının ürünü
1968 yıllarından bugüne 38 yıl geçmiş.
ODTÜ Makina Nükleer bölümünü bitirenler ne yaptı dersiniz?
Türkiye'de bulunanlar kendi işlerini kurdular. Çoğu çok başarılı oldu.
Kömürlü santrallarda büyük kapasiteli kömür taşıma hatlarını yaptılar. Mekanik montaj işleri yaptılar. Kendi fabrikalarını kurdular.
Kamuda başka alanlarda yükseldiler.
Bazıları yurtdışına gitti. Gittikleri ülkelerin nükleer santrallarında çalıştılar. Kanada, İsviçre, ABD'de çok sayıda üst düzey profesyonel kadroları doldurdular.
En inanılmazı, ODTÜ Makina Nükleer bölümü mezunları, İranlı mühendislerle bugün İran'ın nükleer santrallarını yapıyor, çalıştırıyor.
İran'ın nükleer teknolojisi ODTÜ Makina Nükleer bölümünün, 1968 kuşağının ürünüdür. Keşke biz de aynı kuşağı akılcı kullanabilseydik.
2008-2009'da büyük bir enerji sıkıntısına gireceğiz. Özel sektör tehlikeyi gördü.
Gecen hafta onun için Sapanca'da toplantılar yaptı. Enerji piyasamız hiç de öyle 5-6 katlı kaymaklı kadayıf değil. Çok zor bir sektör. Kimse yatırım yapmıyor. Çünkü piyasa güvenilirliğini yitirdi. Enerji piyasamız bankaların finanse etme riskini göze alacağı bir sektör değil.
Türk firmaları kendi teknolojilerini üretemedi. Bırakın nükleeri, basit kömür yakan termik santral bile üretemedi. Yerli firmalarımız işlerini hâlâ basit, "inşaat artı saha montajı" amele kapsamı götürüyorlar.
Biz hâlâ küçük hesaplarla büyük işleri yapabileceğimizi sanıyoruz.
* * *
Yukarıdaki, geniş bir özetini okuduğunuz mektubu 1973 ODTÜ mezunu Haluk Direskeneli'den aldım.
Partizanlık, profesyonel kıyımı, ufuksuzluk, plansızlık, küçük düşünmek Türkiye'ye çok şeyler kaybettirdi ve kaybettirmeye devam ediyor. ODTÜ'nün 1968 nükleer mühendis kuşağı kayıp nesillerden sadece biridir.
Dünya yenilenebilir enerji ve nükleerin hâkim olacağı yeni bir dönemin eşiğinde. Bu sahalara yüz milyarlarca dolarlar yatırılacak, uygarlığın akışına yön verecek yeni buluşlar yapılacak. Biz her zaman olduğu gibi, kâh karanlıkta, kâh aydınlıkta, kıyıdan seyredeceğiz.
Metin Münir /Milliyet