16 Kas 2009 12:12 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:58

AHLAKTAN AHKAM KESİYORSUN DA NE İŞİN VAR O RÖPORTAJIN ORTA YERİNDE?‏ (MEDYARADAR/ÖZEL)

Helin Avşar ünlü yazarımızı(!) eliyle besliyor; yazarımızın(!) yüzündeki ifade gelecek vaad eden dizi oyuncularınki gibi,şehvet ve zevk yüklü..

Ayağındaki çizmenin markası Chanel´i insanların gözünün içine sokacak kadar çapsız; bu güne değin ablasının gölgesinde bir çok işe soyunan ama her seferinde başarısızlık örneği sergileyen Helin Avşar nihayet başardı.Artık Helin Avşar Fatih Altaylı´nın önderliğinde muhteşem bir "Gazeteci"; "Röportajcı" oldu.

Hem de jet hızıyla... Nasıl mı? Çok basit.
İçinde Atatürk, TSK, ünlüler(!) ve seks argümanlarının olduğu bir röportajla..
Ama en önemlisi 2 tam sayfadaki seksi fotoğraflarla..
Haberturk Gazetesi HT Pazar eki.1.sayfada nal gibi bir yazı: "Atatürk´ü babam gibi severim".
İyi. Çok güzel. Ya o fotoğraf neyin nesi?
Sivri diliyle önüne geleni karalayan yeni yetme bir yazar(!); Rasim Ozan Kütahyalı masanın üzerinde yatıyor, sağ eli Helin Avşar´ın bacağında; belden aşağısı görünmüyor; pantolonun o kısmı Helin´in kıçının arkasında kaldığından görünmüyor ama kırışık...
Helin Avşar ünlü yazarımızı(!) eliyle besliyor; yazarımızın(!) yüzündeki ifade gelecek vaad eden dizi oyuncularınki gibi, şehvet ve zevk yüklü...
Çocuk haklı adının kartvizitine "gazeteci" yazdıran ya da yazdırılan genç bir kadın gelmiş; şuh ve seksi, masanın üzerine yatırmış eliyle besliyor. Ve soruyor?
İlk soru: Üslubunuz çok "sert" değil mi? (Sert derken? Ne kast ediliyor acaba)
İkinci Soru:Başka yerlerde de "haşin" ve sert misiniz?( Masa üzerinde ve mutfak tezgahınının üzerinde başlayan bir röportajda başka akla ne gelebilir ki? Patlıcanın faydalarını mı sorsaydı)
(Sorabilirdi de aslında; aklına gelmemiş kızcağızın)
Aile seceresi sorularının hemen ardından; (evlenecek adam arıyor olmalı) Fazıl Say´a geçiş, ardından "Atatürk´ü sevmiyor musunuz? (Allah Allah!! Ne alaka şimdi bu? Her konunun içinde Atatürk´ün geçmesi mi gerekiyor?!
Ve tabii "Polat Alemdar dansözdür!" Bak şimdi ne alakası var Atatürk´ü sevip sevmemenin ardından bu sorunun şimdi!
Ve fotoğraflar... Mutfak tezğahının üzerinde... Rasim Ozan´ın gömlek düğmelerini çözen ünlü gazeteci; tanınmış röportajcı Helin Avşar kulak memelerinin sert olup olmadığına bakarken, Ozan Kütahyalı kollarının arasında Helin Avşar´ın basenlerini ve belini sarmalıyor.
Üçüncü karede Helin Avşar zevkten gülmeye başlamış; giydiği etek yukarı sıyrılmış baldır-bacak ortada...
Ve e büyük fotoğraf. Rahatlama anını andırıyor!
Helin Avşar´ın Chanel marka çizmesi ünlü gazeteci Kütahyalı´nın apış arasında; baldır bacak yine açık; gömlek ve elbiseler buruşuk...
İkinci fasıl balkonda..
Kütahyalı´nın kıllı göğsü açıkta Helin Avşar tek mi, çift mi diye soruyor. Deniz manzarası eşliğinde...
Soru: Fettullah Gülen hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kütahyalı´nın elleri Helin Avşar´ın belinde kenetlenmiş ikinci fasıl başlıyor.
"Gülen hareketini destekliyorum. Ahlaklı insan direnmeli"
E be güzel kardeşim ahlaktan ahkam kesiyorsun da ne işin var o röportajın orta yerinde?..
Gülen sorusunun hemen ardından; "TSK ile ilgili düşünceleriniz?"
Yanıt: Orduyu severim.v.s.
Fotoğraflardaki hal ve hareketler iyiden iyiye rahatlamış; Helin Avşar Kütahyalı´nın yakasına yapışmış "bir kere daha!..´fotoğraf´ çektirelim..." diye diretiyor...
Röportajın kutu bölümlerinde gerçekler yansıyor.
Meğer Ozan Rasim Kütahyalı Yırtıcı kadınlardan hoşlanıyormuş; sevişirken deri elbise ve jartiyeri tercih ediyormuş(!) Çılgın bir seks hayatı olsun istermiş. Ve daha önemlisi "sevdiği" kadının ne iş yaptığı hiç önemli değilmiş...(Çirkin kadın yoktur; 2 duble rakı vardır; demeye getiriyor)
Röportajdan öğreniliyor ki; Okan Bayülgen faşistmiş! Vayyy! Ahmet Hakan türbülanstan çıkamamış!.. Vaayyy! Reha Muhtar´da hırs kalmamış. Vaayyy! Ama bu ülkede aynı zamanda Taraf diye Haberturk diye gazeteler varmış.. ve onların yozlaşmanın ne demek olduğunu bilmeyen gazetecileri(!) varmış Ve tabii o gazetelerin "genel yayın yönetmenleri" ve ahlaklı sahipleri...
Aslında tüm kabahat Pakize Suda´da, Ayşe Arman´da..Onlar açtı bunun yolunu..Yok! Yok! Galiba asıl suçlu gazetelerin böyle röportajlara izin veren yöneticileri...
Bu kadar ucuz olmamalı.
Rahmetli Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Celalettin Çetin ve aramızda olmayan gerçek gazeteciliğin duayenlerinin kemikleri bile sızlamıyordur artık. Tek kelimeyle "Ayıp!", "Yuh!"

Bir okuyucu