AGOS YAZARINDAN BAŞBAKAN ERDOĞAN'A ÇAĞRI; ''ARTIK DİAZEM'E BAŞLAYIN''
Baskın Oran, Agos gazetesindeki açık mektubunda Başbakan'a tavsiyelerde bulundu
Oran, Başbakan’ı son açıklamaları nedeniyle eleştirirken, "Bizi şimdi mi aklınız başınıza geldi diyenlere rezil etmeyin" dedi.
İşte Oran’ın yazısı
Kürt-aj ve Uludere: Başbakanım, iyi misiniz?
Muhterem başbakanım, siz bu ülkede büyük reformlar yapmış insansınız; müteşekkiriz, ama şu anda fenaya gidiyorsunuz. Öfke infilaklarınız bitmek bilmiyor. Kendinize durmadan adrenalin, ortama durmadan elektrik zerk ediyorsunuz. Yazı yazan insanlar K. Evren devrindeki gibi ürküyor. Sadede geleyim, üç başlık halinde arz edeyim.
1) Siyaseten: İnsanlara bu kadar hakaret size sonunda zarar getirir. Gazeteciler için leş yiyici “akbaba” dediğiniz gibi, bir de “tasma” yoluyla köpek dediniz. Şimdi de legal siyasi partiye “kalleş”.
Tasma derken, doğrudur, kimi gazeteciler kendilerini askere tasmalattı. Onları siz kurtardınız, o da doğru, fakat medya bu sefer sizden “it gibi korkuyor”, maalesef o da doğru. Yani, tasma değişmedi, tasmacı değişti.
Vahim örnek: “Sezaryenle doğumu cinayet olarak görüyorum” dediniz, basın korkudan oto-sansürledi. Şeytan kulağına kurşun ama kerimeniz hemşiremizin evladı ters gelirse ne olacak? “Tıbbi zorunluluk varsa izin verilir” diyeceksiniz de, bu korku ortamında doktor mesleğini mi riske sokacak, yoksa kadının hayatını mı, şimdiden bilemezsiniz. Bir de, tehlike dedim aklıma geldi, aman diyeyim, şu sıralar doktor dövme/öldürme salgını var, siz çok asabisiniz, lütfen gitmeyin doğuma.
Geçen gün yüz bin kişilik Nürnberg’de, pardon, Türk Telekom Arena’da, tezahürat sizi çok mutlu etti. Ama dikkat: Bu kişiye tapma filmleri tarih boyu hep kötü bitti. Kitleler omuza alınca, hiç belli olmaz ne yapacakları. Rahmetli Bölükbaşı bundan çok bezmişti; zıplar dururdu. İsmet Paşa niye asla izin vermezdi dersiniz? Unutmayınız: 40 kere sırtında Mekke’ye götürürsün, 1 kere götürmezsin...
2) Dinen: Ortadoğu’nun en popüler liderisiniz. Müslüman Filistinlilerin haklarına Araplardan daha çok sahip çıktığınız için. Hadi Hrant Müslüman değildi, şimdi sizin nezaretinizde olay unutulmaya gidiyor, ama Uludere’de katledilenler Müslüman; onların haklarına sahip çıkmamak dinimize yakışır mı? Sonra, Dersimli Müslümanlar için özür dilediniz, hepimiz alkışladık, ama şimdi demezler mi ki “CHP dönemi için özür diledi, kendi dönemi için dilemiyor”?
Sonra, var mı dinimizde “Tazminatsa tazminat!” deyip işin içinden çıkmak? Göz oyunca bedel verip hapisten kurtulmak, o mudur? Bir de, zevcesi ile kerimesini taziyeye gönderip “En üst düzeyde ziyaret edildi” demek, var mı bunlar dinimizde? Bakın, başka Müslümanlarımız çıktı, bildiri yayımladılar, Maide Suresi 8. ayeti zikredip, “İdarecilerimizin Allah’tan korkmalarını, hesap gününü düşünmelerini ve failleri saklayarak suça ortak olmamalarını istiyoruz. Hak yerini bulmadığı takdirde, dünyada ve ahirette adil olmadıklarına şahitlik edeceğimizi ilan ediyoruz” dediler (www.uludereicinadalet.com). Biz ortada kaldık, söyleyin, hanginizinki İslam?
Kadın folluk mudur?
3) Ahlaken: Sıhhatinizden asıl ürküntü duyduğumuz husus işte burası, muhterem başbakanım. Uludere bir batak, kapatmaya çalışıyorsunuz, çalıştıkça da derine saplanıyorsunuz, bu ayrı. Ama bunu yaparken, hanımlarımızın özel yerlerini kasteden benzetmeleri de elâlemin huzurunda yapmak zorunda mısınız? Zorundaysanız, işiniz zordur. Bakın, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka kalktı, sizin için “Vajina bekçiliğini bıraksın” dedi. Ne diyeceksiniz cevap olarak? Bir de, maazallah, üstüne bir herif-i nâşerif çıkar da, temiz tutulmamış kasık nahiyesi faunasından kafiye tutturmaya kalkarsa ne yapacağız?
“Sinsi bir plan” dediniz. Paranoyanın sınırlarını zorlamak, güçlü lider olmakla çelişmiyor mu? Ayrıca, “Uluslararası...” demeliydiniz, çünkü Vatikanlı Papa ile Katolik Amerikalı Bn. Sarah Palin gibiler de sizinle aynı kefede. Şimdi derhal bir Kürtajı Yasaklama Kanunu çıkacak, ondan sonra da sıraya dizilsin, süpürge çöpüyle oto-kürtajdan kadın ölümleri. Bunun partinize de büyük zararı olabilir muhterem başbakanım, çünkü ne kadar fedakârca koşuştuğunu bizzat söylediğiniz hanım üyeleriniz eksilebilir.
Özetle, genç nüfusun önemini biz de biliyoruz. Ama kalkıp da “Şu kadar çocuğu olandan vergi almayacağız / çocuk başına ikramiye vereceğiz’ demek yerine, bakamayacağı/doğuramayacağı cenini aldıran hanımları katil ilan etmeniz, muhafazakâr ahlakla bağdaşmıyor. Lütfen, asabınıza “dur” deyin, vatandaş olarak sizden gerçekten istirham ediyoruz.
Nekrofili ve ensest
Nihayet, “Bazıları bu ölümlerden nemalanıyor” demek varken, Uludere ile cinsel sapıklığın zirvesi nekrofili aynı cümlede nasıl buluşuyor ki? Kalktınız, “ ‘Her kürtaj bir Uludere’dir’ diyorum” dediniz. Şimdi ya birisi kalkar da, “Evet, Uludere olayı bir Kürt-ajdır: Kürt sorununun barışçı çözümünü rahimdeyken öldürmüştür” derse ne olacak? Sonra, haberiniz vardır herhalde: Anayasa Komisyonu’nda LGBT’lerin korunması konuşulurken AKP’liler “Ensest de zamanla bu kapsamda ele alınır” diye karşı çıkmışlar (Radikal, 24.05.2012). Sizin partililer bu temaya niye bu kadar takıntılı Allahaşkına?
Muhterem başbakanım, kendinizi ve ailenizi düşünmüyorsanız memleketi düşünün. 2, 4 veya 10 mg. diazeme başlayın. Ortalık azıcık sakinleşsin, siz de tekrar iyileşip reformlara devam edin; gerginlik en çok iktidarı yıpratır. Bizi de, “Aklın başına şimdi mi geldi” diye zevklenen/zevzeklenen 1930’cu eşhasa rezil etmeyin.