22 Oca 2011 13:22 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:59

AĞLAYAN ÇOCUK POSTERİ İLE OSMAN'IN İLGİSİ NE?

Gazete Habertürk yazarı Ece Temelkuran, 1979 yılında Sızıntı Dergisi'nde yayınlanan ağlayan çocuk posteri ile Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinin küçük Osman'ı arasındaki bağlantıyı yazdı...

Ağlayan çocuk posteri: Osman

Osman ağlıyor ekranda. Memleketi ne kadar ağlatırsa o kadar iyi. Yetmiyor, sonraki hafta daha çok ağlıyor ve ağlatıyor ekranda. Bir halk ağlamak istiyor ve ufacık bir çocuk aktörü kış günü denizlere atmaktan bile geri durmuyor. Tıpkı 1 Şubat 1979’da Sızıntı Dergisi’nde yayınlanan, sonra memleketin her yanını saran o ağlayan çocuk posteri gibi. Ülke ne zaman dermansız bir hastalığın pençesine düşse, ne zaman eline yüzüne bulaştırsa işleri, ağlayan bir çocuğa bakıyor belki. Bir suçu var besbelli. Murat Belge’nin “Tarihten Güncelliğe” kitabında ağlayan çocuk posteri üzerine yazdığı gibi:
“Bizi doğrudan suçlamaksızın suçluluğumuzun bir affettirme aracı olarak alıp evimize getirdiğimiz, nereden geldiğini bilmediğimiz, ‘insanlık işte’ gibi laflarla geçiştirdiğimiz gözyaşını da bizden en santimantal yollarla koparan bu çocuk elbette popüler olacaktır.”

“HAYIR, BENİM!”
Şimdi Osman’a bakıp ağlıyoruz milletçe. Vaktiyle ağlayan çocuk posterine baktığımız gibi. Çünkü geçen haftadan beri artık kesinkes biliyoruz:
Arena burada! Ama Spartaküs yok ortada! İmparator kameralara sorduğunda “Kimdir beni sevmeyen?” diye, “Spartaküs benim!”, “Hayır benim”, “Hayır benim” diye ortaya çıkacak kalabalıklar yok Arena’da. Osman suçumuzu hatırlatmadan suçumuza ağlatıyor bizi:
“Arena burada! Peki Spartaküs nerede baba?”

Ece Temelkuran/Habertürk