Adnan Oktar davasında iğrenç iddialar! "İki kişi tecavüz ederken içeriye girdi"
Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında örgütün elebaşı Adnan Oktar'ın da bulunduğu 73'ü tutuklu 226 sanığın yargılandığı davanın 60. duruşmasında, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan tutuksuz sanık Ç.Ç'nin savunması alındı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, aralarında Ç.Ç'nin de bulunduğu 3 tutuksuz sanık ile bazı müştekilerle tarafların avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak cezaevinden tahliye edilen tutuksuz sanık Ç.Ç. savunma yaptı.
Savunması sırasında zaman zaman ağladığı görülen sanık Ç.Ç, 2012 yılında 15 yaşındayken dershaneye giderken, şu anda tutuklu olan sanık Bora Yıldız ile tanıştığını söyledi.
Yıldız'ın kendisini "reklam ajansı sahibi" olarak tanıttığını anlatan Ç.Ç, "Ben de o dönem spiker olmayı çok istiyordum. Çok iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Bora Yıldız ile görüşmeye başladık. Sonrasında sevgili olduk." dedi.
Ç.Ç, sonraki dönemlerde henüz reşit değilken Bora Yıldız'ın "ağabeyim' ve "babam" diye bahsettiği Adnan Oktar ile tanıştırılmaya götürüldüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
"Tanıştıktan sonra ara ara Bora beni, Adnan Oktar'ın olduğu 'stüdyo' denen yere götürüyordu. Bir gün, Adnan Oktar beni görür görmez, 'Sen ne güzelsin, kedi gibisin' diye iltifat etmeye başladı. O zaman 17 yaşındaydım. Bora, 'Nasıl buldunuz, nasıl buldunuz?' diyordu, çok heyecanlıydı. Adnan Oktar, 'Aferin Bora. Çok güzel kız, ne zaman evleniyorsunuz? Hemen evlenin.' dedi. Bana dönüp, 'İri olman çok güzel, boyun uzun, belin ince çok güzel, Bora tuttum ben kızı, bu kızla evlen.' dedi."
Başka bir gün yine stüdyoya gittiklerinde iki kişinin tecavüzüne uğradığını öne süren Ç.Ç, "Bu esnada birden içeri Adnan Oktar girdi. İkisi de Adnan Oktar’a kilitlenir gibi bakarak tecavüze devam ediyordu. Adnan Oktar, bana bakıp 'Canımın içi ne kadar güzelsin' dedi, çıktı, gitti." iddiasında bulundu.
Ç.Ç, yanında sürekli mehdilikten bahseden Oktar'ın "Hayret ediyorum ya, bana ne kadar benziyor özellikleri. Bu kadar da olmaz" dediğini aktardı.
"DÜĞÜNDEN SONRA ADNAN OKTAR'A GÖTÜRÜLDÜM"
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan tutuksuz sanık E.T. ile sahte bir evlilik yaptığını aktaran Ç.Ç, "Planı Adnan Oktar yaptı. Ben annemi E.T'yi sevdiğime, onunla evleneceğime ikna ettim. Ailem önce garipsedi ama sonra kabul etti. E.T. ile evlendik. Düğün yaptık, hatta Adnan Oktar davul zurna gönderdi. Düğün bittikten sonra E.T. beni stüdyoya götürdü. İçeri bile girmedi, beni bırakıp gitti. Zaten ben E.T'yi sözde, nişanda ve düğünde gördüm sadece. Adnan Oktar bana stüdyoda oda hazırlattı, 'Bu gece burada kalsın, yarın bakarız nerede kalacağına' dedi. O gece orada yattım. Ailem bu evliliğin sahte olduğunu anlamasınlar diye bize ev tutulmuştu, hatta düğünden sonra örgütten 2 kişiyle balayına gönderildik. Sahte mutlu pozlar vererek fotoğraf çektirdik." şeklinde konuştu.
Sanık Ç.Ç, stüdyonun olduğu binada kaldığında Adnan Oktar tarafından cinsel istismara maruz kaldığını, kendini gibi başka kızların da istismar edildiğini gördüğünü iddia ederek, Oktar'la ilişkiye giren kadınların hamile kalmamak için doğum kontrol hapı kullandıklarını öne sürdü.
Bu örgütün içindeyken her zaman en güçlü güvenlik önleminin kendisi için alındığını anlatan Ç.Ç, "Odamda dahi kameralarla izlendim. Her akşam benden çıplak fotoğraf istiyordu. Elimde fotoğrafları olsun' diyordu. Bu fotoğraflarımın diğer örgüt üyelerine de dağıtıldığını gördüm. Şifreleyip kayıt ediyorlardı. Diğerlerinin ellerinde fotoğraflarımı gördüm." dedi.
Adnan Oktar yüzünden devam edemediği eğitim hayatına, cezaevinden çıktıktan sonra yeniden başladığını belirten Ç.Ç, yakalanmadan önce nasıl ifade verecekleri ve cezaevinde nasıl hareket edecekleri konusunda örgüt üyelerince uyarıldıklarını anlattı.
Saık Ç.Ç, kendilerine ailesiyle tehdit eden Oktar'ın zaman zaman cin çağırma seansları düzenlediğini ifade etti.
"KAŞIMI KAZITTIRDI, KOLUMA DÖVME YAPTIRTTI"
Sanık Ç.Ç, bir başka müşteki avukatının sorusu üzerine ise ağlayarak, şunları söyledi:
"Örgütteyken, Adnan Oktar'ın talimatı üzerime kaşlarımı tıraş bıçağıyla kazıdılar. Adnan Oktar yeni şekline karar verene kadar bir süre kaşsız gezdim. Karar verdikten sonra örgüt üyesi kadınlardan biri şekli çizdi, kaşıma yukarı doğru dövme yaptırıldı. Cezaevinden çıktıktan sonra sildirdim o kaşları ama hala izi var. Bunun yanında sol koluma büyük bir yılan dövmesi yaptırdı. Bunun sebebi, eğer örgütten ayrılırsam, böylesi dövmesi olan birine iş veremesinler diyedir. Diğer bir sebebi ise, önceden anlattığım gibi her gün benden boydan çıplak fotoğraf isterdi. Bu dövmeli halimin fotoğrafları elinde olduğundan, örgütten ayrıldığımda o kişinin ben olduğumu inkar edemeyeyim diye."
Sanık Ç.Ç., eski fotoğraflarının, tahliye olan veya firari sanıkların elinde olduğunu, kendisini yıpratmak için hakkında karalama kampanyası yaptıklarını söyledi.
Sanık Ç.Ç 'nin ardından söz alan avukatı, sanığın eğitimine yurt dışında devam etmek istediğini ancak örgütün kendisini rahat bırakmadığını belirterek, müvekkili hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti.
Sanık avukatının bu talebini reddeden mahkeme heyeti duruşmayı bugüne erteledi.