"ADAM 77 YAŞINDA,20 YAŞINDA KIZLA GEZİYOR.NE AYIP DEĞİL Mİ?" HAKKI DEVRİM BU YÜZDEN HANGİ YAZARI SEVMİYOR?
Türk basınının duayeni Hakkı Devrim, önce 'azgın tekelere' sonra da gazetelerin genel yayın yönetmenlerine verdi veriştirdi.
Türk basınının duayeni Hakkı Devrim, önce 'azgın tekelere' sonra da gazetelerin genel yayın yönetmenlerine verdi veriştirdi. Yeterince laik olmadığı eleştirilerine 'öbür almele' cevap veren Devrim, 55 yıllık eşini kaybetmenin acısını da paylaştı.
Şimdilerde bilgisiyarı öğrenmeye çalışıyor. Hakkı Devrim, gazeteciliğin en eskilerinden. 81 yaşında. Radikal'de yazıyor. Okan Bayülgen'in Disco Kral'ına çıkıyor. Devrim'le yaşlılıktan teknolojiye, bir çok şeyi konuştuk.
Gözü hovardalıkta olan yaşlılardan iğreniyorum
3G reklamlarında sizi görünce birçok kişi şaşırdı. Teknolojiyle aranız iyi midir?
Biz Denizli'deyken mahalleye ilk defa radyo gelmişti. Daha ilkokula başlamamıştım. Sene 1932 olmalı. Ailece radyo gelen eve ziyarete gittik. Asıl maksat radyoyu görmekti. Bir süre sonra televizyon çıktı. Ben uzun süre direndim, eve almadım. Çünkü çocuklar okula gidiyordu. Sonra kumandalar çıktı. Ben aleti öğrenirken kumandalar çoğaldı. Ben beceremiyorum. Çocuklar hangi kumandayla ne yapılacağını yazıp camın altına masaya koyuyorlar. Torunlar 'teknoloji özürlü dedemiz' diye bir laf icat ettiler ve bu bana yapışıp kaldı. Şimdi internet çıktı. Çok istiyorum öğrenmeyi...
Gazeteden kupür kestiğinizi gördüm...
Evet ya, gayri ihtiyari. Gazeteyi başka türlü okuyamam. Not alıyor, yazıları kesiyor, arşivliyorum. Burada önemli olan, arşive gönderenin yaptığı iştir. Günde on-on iki gazeteye bakıyorum. Bu iş zamanımın çoğunu alıyor. Şimdi üç isim yazıyorsun, internette hemen aradığın karşında. İnterneti ve bilgisayar kullanmayı öğreneceğim.
Yazılarınızı daktilo ile mi yazıyorsunuz?
Yazılarımı elle yazıyorum. 1956 senesinde Havadis gazetesinde çalışırken Optima marka daktilo almıştık. Uzun süre o daktiloyla yazdım. Mesleğe on bir yıl ara verdim, çiftlik işiyle uğraştım. Bab-ı Ali'ye tekrar döndüğümde daktilodan da kopmuşum. Yine aldım elime kalemi. Elle yazıyorum.
Reklam teklifi kimden geldi?
Bana teklif gelmesinde Okan'dan şüpheleniyorum. Onun parmağı var gibi geliyor bana. Kendisi bu reklamlardan birinde oynamıştı. Reklam filminde gazeteleri, televizyonları olan bir patronu oynuyorum. Hayat boyu patron olamadım ama rolünü oynamak varmış.
3G ile tanışmış mıydınız reklamdan önce?
3G'li aletten bizim evde yoktu. Cep telefonunu da yeni kullanmaya başladım. Kullandığım telefon görüntülü değil. Bununla da bir sürü derdim çıkıyor.
Bir yıl önce eşinizi kaybettiniz. Nasıl geçti o bir yıl?
Eşimle altmış yıla varan bir tanışıklığımız, 55 yıllık da evliliğimiz vardı. Şimdi imkan yok o boşluğu doldurmaya. Alışılır bir şey değil. Bu konuda konuşmakta çok zorlanıyorum. Çocuklarla da konuşamıyorum. Bu meseleyi içinizde halletmek zorundasınız.
İhtiyarlığınızla barışık mısınız?
Evet, benim böyle iyi bir tarafım var. Ben yaşlı adamın yaşlı olmasını, öyle davranmasını istiyorum. Niçin? Daha çirkin olmamak için. Şimdi görüyorum. Yaşlı ama hovardalığı devam eden tipler var. Kadın olsun, erkek olsun yaş farkına meraklılardan iğreniyorum. Adam 77 yaşında, 20 yaşında kızla geziyor. Ne ayıp değil mi? Bu sebepten Aydın Boysan'ı sevmem mesela.
Yıllar geçtikçe ölümü daha mı çok düşünüyorsunuz?
Bundan çok korkardım. Ama şimdi 81 yaşımdayım, yirmi yaşımda olduğumdan daha çok korku yok içimde. Şimdi benim tanıdıklarımın çoğu öbür tarafta. İnanıyorum. Bundan sonra öbür alemde yaşayacağımdan eminim. Bu alemde de namuslu yaşamışım. Kimileri bana kızar. "Ya sen yeteri kadar laik değilsin." derler. Tamamen laik olacağım, hazırım da. Nereye gideceğim meselesi var. Ben de onlara "Sen nereden geldiğimi bir anlat, tam laik olayım." diyorum. Ses yok. "O zaman gideceğim yere de karışma." diyorum.
Geçenlerde bir televizyon programında "Bugün bir medya patronu olsam bütün genel yayın yönetmenlerini kovardım." dediniz. Niye böyle düşünüyorsunuz?
Hiçbir genel yayın müdürünü beğenmiyorum. Ben bütün gün hazırlanıp da zor yazıyorum bir yazıyı. Hem gazete idare edip hem de her gün bir de şakkadak yazı attırıyorlar. Şaşırıyorum. Çalışmıyor demeye hakkımız yok.
Genel yayın müdürlerine böyle söylüyorum ama meslekteki en zor mevkilerden biridir. Patron servetini bağlamış. Sen idare et demiş. Bir de iktidarlar var. Bürokratik iktidar, para iktidarı, bizde askerî iktidar bile vardı. Bütün samimiyetimle söylüyorum. Hem patronu, hem iktidarı hem okuru mutlu etmek başlı başına zordur. Ağabeyleri olarak müdürleri eleştirebilirim ama yerlerinde olmak istemem.
Gündemi takip ediyorsunuz. Ergenekon davasına siz nasıl bakıyorsunuz?
Gelişmiş memleketlerle mukayese edince Türkiye'nin çok kusuru var. Fakat Türkiye baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Türkiye'de öyle gelişmeler var ki... Biz yaşadığımız gerçekleri tam idrak edemiyoruz. 2009 senesinde hakkında şüphe olan generaller tevkif edildi bu ülkede. Bu ne demektir biliyor musunuz? Bütün tarihi savaşlarla geçmiş. Binaenaleyh tarihi ve günlük hayatında askerin yeri başkalarına nispeten çok ağır basan bir memlekette bu bir ilktir ve çok önemlidir.
Paşaların tevkif edilmesi neden önemli?
Çünkü Türkiye, aman onu gücendirmeyelim, onu küstürmeyelim, kırmayalım onu azdırmayalım endişesinden kurtulmaya başlamıştır, demektir.
Türkiye'nin geldiği nokta iyi bir nokta mı?
Türkiye'nin gittiği, gitmeye çalıştığı nokta çok iyi bir nokta. İnsanların bulduğu iyi formül demokrasi. Türkiye her geçen yıl oraya doğru gidiyor.
Ama bu gelişmeleri 'bölünüyoruz' endişesiyle izleyenler de var...
Siz ben demokrat oldum diyorsunuz ve halka itibar etmiyorsunuz. Alay ediyorsun. Olacak iş mi? Televizyonda görüyorum, gazetelerde okuyorum, bazı adamlarla anlaşmamamıza imkan yok. Anlamıyorlar. Mesela Oktay Ekşi'nin yazdıklarını okuyorum. Bu beynin temelinde ne olduğunu sizin göremeyeceğiniz kadar iyi biliyorum. Siz otuz ve elli yıllarında yurt bilgisi kitaplarını okumadınız. Herifin çerçevesi orada oluşmuş.
Hakkı Devrim gazeteleri not olarak okuyor ve yazıları kesip arşivliyor.
O HAYLAZ OĞLANIN YANINDA NE ARIYORSUNUZ?
Okan Bayülgen'le Disco Kralı'na çıkacak mısınız yine?
Cumartesi akşamları olana katılacağım. Kaç para aldığımı oğlum Serdar biliyor. Okan'ın programına katıldıktan sonra iki türlü tepki aldım. Çok iyi oldu, oraya bir ciddiyet havası verdiniz diyenler ve ayıp değil mi, niye oradasınız diyenler. Bir gün ofisimde oturuyorum. Bir hanım aradı. Çok şuh sesli bir hanım. Önce beni methetti. "Çok beyefendi bir adamsınız. Büyüklerimize benziyorsunuz vs." Sonra "O haylaz oğlanın yanında siz ne arıyorsunuz?" dedi. Ben de "Sizi arıyordum." dedim. "Beni nasıl arıyordunuz?" deyince, "Ben altı senedir CNN Türk'te sohbetler yapıyorum. Siz beni seyretmiyor musunuz, hiç aramıyorsunuz? Herhalde başka bir yere bakıyorsunuz? Ben de Okan'ın yanında durayım da belki ararsınız diye programa çıktım. Bir hafta sonra aradınız." dedim. Sustu. Namussuzluğa bak. Hem Okan'ı kötülüyorlar hem de onu seyrediyorlar. Beğendikleri, methettikleri adamın programını seyretmiyorlar. Böyler bir şey var mı?
Okan Bayülgen'le iyi anlaşıyorsunuz sanırım...
Evet. Okan'ı çok severim. Bana iyi gelen bir tiptir. Gazetecilerde alışık olmadığımız kadar bilgili, uyanık, dünyayı takip eden zeki biri. Ayrıca çok görgülü çocuk. Kime, ne muamele edeceğini iyi bilir.
Zaman-Pazar